- 1242 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KARS GARAJI/ARDAHAN ÖYKÜLERİ(7) (kitap 18)
Eskiden Mal Meydan’ı burdaydı.
Sonradan sonra; Belediye "dükkanlarını" yapınca. Geniş "U" harfi gibi bir şekille doğuya kaldı. Bu da garaj tasarımına akord edildi: Kars Garaj’ı ismini aldı.
Garajın içinden başlayan parke taşlar sol ve sağ kapıları dışarı çıkarak Kars Caddesine kavuşur.
Cadde ile garajı yazıhanelerin sırtı ayırdı.. Buraya da İsko Dayı manav sergisi açmıştı. Sağ kapı meteorolojiye değin Arnavut kaldırımdır. Dikdörtgen taşların bitişme hattı kum ile dolduruldu. Onu da Gölebert’ten kum ocağından getirdiler.
Yazın iskarpinle Arnavut kaldırımda yürümek çok hoştu. İskarpinlere birer de taban ökçesi vurdurturdu afili gençler.
Yürüdüklerinde:
- ÇAK ÇAK!.. ses çıkardı nalınlarından.
Eşkiya Kemal, Necmettin Karaçoban bu afili delikanlılardan ikisiydi. Sırım gibi babayiğit ve yakışıklıydılar.
Cimo Emi az konuşan biriydi.
Cimo Emi’nin konuşmaması değil konuşması istisnaydı.
Cimo Amca; garajın emektarlarından biriydi. Garajın oluşumundan beri buradadır.
Çok iyi bir sevk ve idareciydi.
Şimdi: Cimo Emi’nin yaptığının binde birini yapana ne payeler veriyorlar.
"Kim kazana kim yiye" Bu Dünya umut Dünyası.
"Tanrıverdi, Ferhat Turizm, Serhat Turizm bu yıl geldi."
Genç adam yanındakine anlatıyor:
" Mukaddem Kars’tan binerdik İstanbul’a gitmek için. Allasen bu nimet değil mi?
O yandan biri:
" Tren vardi posta treni öküz arabası gibi giderdi. Altmış saate Ankara’ya yetüştürürdi."
Cimo Dayı kaybolan yolcuyu bulmuş getiriyor. Yolcu; Çıldır Garajındaymış.
Simsar Latif Emi az kalsın "yolcuyu" Çıldır’a yollayacakmıştı.
Tanrıverdi’nin İstanbul sabah- arabası birazdan kalkacak. Son buluntu yolcu geldi yerine oturdu.
Bagajlar, peynir tenekeleri, yün- yatak yastıklar, telisler, çuvallar ve ayun-oyunlar.
Otobüsün alt ve üstüne çakılı dolduruldu.
Uzun bir korna ile otobüs yola revan oldu.
Ağlayan kadınlar: Dil deyip ağlaştılar.
Bu ağlaşma başlayacak olan büyük göçün kara haberiydi zahir.
Garajın halen hayatta olan ikinci emektarı Çakın Emi’ydi.
Çakın Emi Salman’ın getirtiği yoğurt kaplarını inceledi.
Oğlu Salman’a yeni bir lokantanın daha bağlandığını söyledi.
- Salman Kristal Lokantası da bize bağlandı oğlum. Oraya yoğurt bırak!
Salman babasının yoğurtçuluğu büyütüp bütün havaliye hükmetmesini istiyordu.
O dönem için ileri bir müteşebbis kestirişi. Ne dersiniz?
Yoğurtlar: Gerçekten leziz koyun yoğurduydu. Sabahleyin Salman dağıtmağa başladığında. Kim Salman’a rastlarsa ayakta bir yoğurdu boş, katıksız yerdi.
Şimdi böyle ürünlere "Marka" diyorlar. Biz o zaman "Marka" nedir bilmediğimizden. Koyun yoğurdu diyorduk.
yalçıner yılmaz
23/01/2009 GEBZE