- 1187 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
ALKIŞLARINIZLA ... KARŞINIZDA KÜRESEL ISINMA ...
Ne malın ne mülkün, sağlığın yoksa hiçbir değeri yoktur deriz. Başımız bile ağrısa ne yapacağımızı şaşırır, çatacak yer ararız.
Sağlıklı yaşayabilmek içinde elimizden geldiğince dikkat ederiz. Sağlığını düşünmeyen biri var mı şu dünyada? Sonra birde yaşam kalitesinden bahsederiz...
At, deve sırtında bir yerden bir yere yolculuk yapmak için günlerce yol alan insan, şimdi bir ülkeden başka ülkeye bile çok kısa bir zaman diliminde gidip dönebiliyor. İnsan zekasının ve çalışmasının azmiyle öyle bir seviyeye geldik ki artık uzayda bile bir gözümüz var. Bir düğmeye dokunmamız yeter, makinalar emrimize amade.
Kendi yaşam kalitesini, kendi doğasını yüceltirken altında yaşadığı gök kubbeyi hesaba katmayan insan, şimdilerde kara kara düşünüyor. Benciliğin kitabını yazan insan, şimdi felaket senaryoları yazıp altına imzasını atıyor.
Su, hava ve gıda eşittir insan ... Dünyada kendi doğasına savaş açan, yaşam kaynağını elleriyle yok eden tek varlık yine insan...
Yaşabilmek için nefes alıp veririz, birkaç saniye bile nefesimizi tutsak, havanın hayatımızın mihenk taşı olduğunu anlayabilmemiz için yeterde artar bile.. Peki, anlamak bu kadar kolayda neden hala gibi hoyrat davranırız havaya. Evden sokağa çıkınca mis gibi havayı soluyup, Ohhh be!!! diyebilen nadir insanlardan mısınız? Sürekli zehir pompalarken havaya nasıl gelecek için, yeni nesiller için çalışıyoruz, hayat standardımızı yükseltiyoruz, diyebiliyoruz. Buda insanın bir şakası olmalı doğaya. Ama maalesef doğa gülerek karşılık vermedi şakamıza. Felaket listemizin ilk sırasında, bizlerden intikam alır gibi ağır ağır çöktü bir numaraya. Üzüntümüzü de yine bir sigara yakarak gösteririz, dalga geçer gibi havayla...
En fazla kaç gün dayanabilir insan su içmeden? Üç gün mü, yoksa bir hafta mı? Ama asla bir ay değil. Kaç günlük su ayırdık bizden sonra gelecek nesillere? Hayat kaynağımız, olmazsa olmazımız su için bile gerekli hassasiyeti gösteremedik, her türlü atığımızı, zehir saçan karışımlarımızı, sanki ayıbımızı suya gömmek ister gibi hiç durmadan akıttık. Akarsularımız, derelerimiz, yer yüzüne çıkmamış sularımız hep nasibini aldı bizden. Öyle ki denizlerimizi yani dünyanın mavi gözünü bile kör ettik. Şimdi güzelliği kadar içinde barındırdığı ve yine insanın hizmetine sunduğu deniz canlıları, yazdığımız felaket listesinin ikinci sırasında. Dünyanın ağır abisi buzları bile erittik. Korkulur insanın ihanetinden.
Kestik ağaçları, ormanları talan ettik. Har vurup, harman savurduk. Bizler için hayatlarını sürdüren ağaçlar yerine; yüksek binalar, fabrikalar, siteler, alış veriş merkezleri, aklımıza ne gelirse inşa ettik.
Mevsimler arapsaçına döndü, ayır ayırabilirsen. Kavurucu sıcaklar kapımızda, fırtınalar, seller, depremler tehdit ediyor hayatı. Doğa, doğallığını kaybediyor ve dört bir yandan kuşatıyor dünyanın intikamı...
Işık lütfen ışık, alkışlarınızla insanın en büyük eseri .... KÜRESEL ISINMA .... Hepimizin katkısı var, sende suçlusun en az benim kadar ...
Suyu kirlettik, havayı zehirledik, mevsimleri değiştirip bir çok canlının neslini tüketmek için düğmeye bastık ve erimez sandığımız buzları erittik. Kocaman bir dert aştık başımıza ve büyüttük ozan tabakasında ki deliği. Dünyanın kahramanı insan maalesef ocağına incir ağacı dikip boynuna da bir ip geçirdi.
Yaşamak istiyorsak yaşam hakkını geri verelim doğanın. Barış imzalayalım yeniden dünyayla ve söz verelim bir daha hırsızlık yapmamaya.
ELİF ERGİN
YORUMLAR
Işık lütfen ışık, alkışlarınızla insanın en büyük eseri .... KÜRESEL ISINMA .... Hepimizin katkısı var, sende suçlusun en az benim kadar ...
Suyu kirlettik, havayı zehirledik, mevsimleri değiştirip bir çok canlının neslini tüketmek için düğmeye bastık ve erimez sandığımız buzları erittik. Kocaman bir dert aştık başımıza ve büyüttük ozan tabakasında ki deliği. Dünyanın kahramanı insan maalesef ocağına incir ağacı dikip boynuna da bir ip geçirdi.
kutlarım saygılarımla...