MUTLULUĞUN ESASI
Hicretten sonra beşyüzlü yıllarda yaşayan Ebu Hasan El-maverdi Başarılı bir müfessir, iyi bir fıkıh alimidir.Peygamberlerin asıl gönderiliş amacı hak ve adalet olunca peygamberlik müessesinin neticesinde ola gelin hukuk sistemi ve onun sonucu olmazsa olmaz olan devletin varlığı ve sahip olması gereken özellikleriyle mutluk vesilesi olabilecek nitelikleri şöyle sıralamıştır.
1-İnanç
2-Egemen devlet
3-Hukuk
4-Güvenlik
5-üretim
a)ticaret
b)Ziraat
c)Sanat
6-Umut
Daha ne olsun insan bu özelliklere ne ekleme ne de çıkarma yapabilir bu özellikleri taşıyan devlete ne mutlu bunlara katkı yapan hükümete ne mutlu.Aslında her bir madde üzerinde bir köşe yazısı yazılabilir ama ben kısa kısa ele alayım.
İNANÇ:
İnsanlık tarihi boyunca güncelliğini kayıp etmeyen önemli bir gereksinimdir ama doğru ama yanlış insanlık aleminin kahir ekseriyeti inanç sahibidir zor anlarında sığındığı uğruna canını dahi verdiği inancı vardır.İnançsız insan rotası belli olmayan gemiye benzetilmektedir pek itibar görmez ilgili kimse zaman zaman bunalımlı durumlarla karşı karşıya kalır bazen de intihara bile sürüklenebilir İnsanlık şahsiyet ve şanından biri de inançtır inançsız insanın mutluluğu bir hayli zor kanaatimce.
EGEMEN DEVLEt:
Bir devletin egemen olabilmesi için elbetteki güvenlik güçlerine, askere, polise ihtiyacı vardır, ancak gerçek egemenlik gönüllere hüküm edebilmektir vatandaşlar tarafından sevilip sayılmaktır.Vatandaşına güven verebilmektir.Vatandaş evinde dinlenirken, uyurken kendini güven de his etmeli, kapısının zili çalınca irkilmemeli, korkmamalı, çarşı pazarda huzur içinde olabilmelidir.1993-1995 yıları arasında Afyon’da yaşadım kendimi çok mutlu his ediyordum çünkü orada can güvenliğim vardı,ifade özgürlüğüm vardı.halbuki o yılarda Diyarbakır’da faili meçhul bir sürü olaylar yaşandı. istesek de örtbas edemeyiz Allah o günleri bir daha göstermesin
HUKUK;
Bir ülkenin yargı sistemi işleyiş itibariyle çok önemlidir eğer zaman zaman siyasi ya da taraflı davranıyorsa güvenilir değildir, vatandaş nezdinde itibar görmez.Vatandaş artık rahatlıkla bir çok şeyi fark ediyor. Çünkü, tahsil düzeyi değişti, bilgi edinme yolları arttı en önemlisi de Internet ayağına geldi daha ne olsun. Hukukun hizmetkarı konumunda olan kolluk kuvvetleri insanlıktan nasibini almamışsa hukuk, guguk olur gider. Son birkaç yılı bir tarafa bırakırsak çeyrek asır bu sıkıntılarla baş başa yaşadık.artık kendimize gelmemizin zamanı geldi geçiyor artık yanlışta diretmenin bir alemi yok
GüVENLİK;
Güvenlik sorunu yüzde doksan oranında devlete, eğitim öğretim programına ,yetiştirdiği insan tipine bağlı bir şey. Sınır güvenliğinden tutun şehrin asayişine kadar Askeri zihniyetten Polisine kadar herkesi ilgilendiren bir mevzu. Bu zamanda dahi Polisimizin attığı dayağa maruz kalıyorsak kendimizi nasıl güvende his edebiliriz. Sene 1990 Siyasal bilgiler mezunu genç bir komiserle bir Bakanın evine misafir olmuştuk, şöyle bir ifade kullanmıştı “Beni kahr eden konu güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğumuz vatandaşlarımız bizi görünce irkiliyorlar işte buna dayanamam” maalesef 18 yıl aradan geçti az da olsa hala benzer sıkıntılar yaşıyoruz.
üREtİM:
Evet üretim üretim üretim ….galiba en önemli sorunlardan birisi de üretimdir her insan tüketicidir ama az ama çok fakat bazı insa nlar üreticidir. İşte üretken insanların oranı arttıkça zenginlik ve mutluluk beraberinde gelir. Bir Japon ata sözü diyor ki” üç üret, iki sat bir tüket” galiba Japonların diğer milletlerden ihracat açısından bir adım önde olmasının sebeplerinden biri de budur.Halbuki hiçbir din İslamiyet kadar helal kazanca önem vermemiştir.ama biz tembellik yapıyoruz.İthalat ihracat ticaretin esasıdır ancak üretimi olmayan neyi ihrac edecek olsa olsa bir ülkeden alıp diğerine verebilir var mı ötesi.tabi ki üretimin içinde ticarette , ziraatta ,sanat da vardır hatta üretimin esasıdır. buna bilim ve teknolojiyi de ekleye bilirsini tabi.
UMUt:
Umut, insanlara bahşedilmiş ilahi bir lütuftur. Umutsuzluk konusunda Allah cellecelaluhu insanı uyarmıştır. yaratılış gayesini unutan ya da ateist inancın esaretine duçar kalanlar hariç diğer insanların hemen hemen hepsinde onları hayata bağlayan bir umut vardır.Ancak bu umut kavramı iman sahibi kimselerde katmerli düzeydedir fakat kim mümin kim değil onu ancak Allah bilir.
Konuyla ilgili o kadar çok şey yazılabilir ki bundan fazlasını yazma teşebbüsünde bulunmak istemiyorum. zaten okurlarım da benden bir adım önde olduğu kanaatindeyim. denizden bir damla misali gibi. ancak şuna kanaat getirmeliyiz ki İnsanı mutlu etmeye yetmeyen nizamların danışma alanı islami bir alan değil, olsaydı Ebu Hasan El Maverdi kendilerine yeter de artar değil mi
E.KAyA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.