Bir Boşluğu Doldurmak Vebali
Neye yarar yazmak bir boşluğu işlemek gibiden başka.Doldurmak ya da boşaltmak demiyorum.İşlemekten başka diyorum.Bu vaazın kendisine gitmek istiyorum.yani yazmanın kendi sebebine.Bir merkeziyetçi akıl gelip takılıyor ayaklarıma.oysa biliyorum ki her kelime uzayda bir yer işgal etmekte…
Sırrına kadem basmış ayaklarımı usandırmak adına zamanı hedefliyorum.Vuslat kaç menzillik mesafedeyse kendi adımlarımla yürüyorum hınca hınç…
Ürküten bir aşinalıkla buluşuyor gözlerim.Yine sevmek hırsı yansıyor renklerden.Kanımı donduran merakımı bağışlıyorum kendi siperinde.Öldürmek hala çok günah çünkü…
Haşyet ve dehşet bahşeden zamanlar diliyorum.Dilime astığım her kelime öldükten sonra.Susmak kadar zor yine yaşamak…
Her kavga kendi mizacında kalıyorken bir problem yok aslında.Şayet şiddetini taşırmıyorsa nefesinden, ölse birileri kimse duymayacak çünkü…
Felsefi dudaklı bir akranımda yorgun akşamları bekliyor olmalı ki beni aramadı bugün.İş çok oluyor, azmin kalmadığı yerde her zaman…
Ferasetimi yitirmek üzereyken aşka bir mangal yürekli anım geliyor aklıma…Cüretimi aldığım deli kanım ve aslında yenilmişliğim geliyor her yerden üzerime…
Mavi ihanetli oluşumu yadırgamadım hiç oysa aynı zamanda yeşile yakın bir masumiyetimde vardı…Siz bilmezsiniz daha çok da siyah sadakatimi önümde yürütürdüm sevmek hallerimi giyindiğimde…
Doğulu niyetimi araştırmadığım için biraz da kendimi unuttuğumu biliyorum.Ah bu teknoloji illeti zaman mı bırakıyor insanda…Törpüleyip geçmişin sivriliklerini dumura uğratıyor işte…
Bugün yeni bir savcılık vakası var zannederek baktım dışarı gövdemin penceresinden…Sarı uygarlıklı adamlardan başkası yoktu…Yine kan aktığı yerde iz bırakmış yine ölüler sapır sapır dökülmüştü yollara…
Dedim ya bir boşluğu doldurmak için yazmak vebali bana verildi bugün.Aynada saklanmakta olanlar okumasınlar…Sadece sadeliklerini bilenler dokunabilirler hijyenliklerinden eminseler ama…