Bir Aşk Mektubunun Macerası
Zamanın aşk ile sunulduğu zamanlar vardır biz insanlara.Kardeşimin hikayesi de yaşanan bu anlardan bir sayfa olsa gerek.Adı Mehmet.Bir köyde dünya ya gelmiş. Ama aklı ve kalbi ile Medineli(şehirli)bir varlık. Aşkı da köyde!Adı Emine.Onun güzelliği ise Mehmet’in gözlerinde.Mehmet’in yüreğin de!Mehmet aklı ve kalbi özürlü insanlarla mukayese edildiğinde bir erkek güzeli bile sayılabilir.Fakat bebekliğinden kalan bir özrü var gibi.Kollarından biri çolak bu yüzden.Sol kolu onda üç kol işini rahatlıkla görüyor.Mesela tek koluyla köyünün yanında bulunan Devrez çayından eliyle balık tutabiliyor.Tek kolu ona diğer kolunun eksikliğini hissettirmiyor.Mesela sigortalar atınca tek eliyle o sarabiliyor.Yani Mehmet eksik biri değil.Mehmet benim okul arkadaşım,gurbet arkadaşım,dostum ve ben onun için yaşadığı aşkı paylaştığı ehli muhabbetim.Mehmet sevdiğine pür kalp aşık. Duvarlarında onu temsilen resimler asılı.Kaldığı gecekondu onun aşkı yaşattığı ve yaşadığı sarayı.Altmış mumluk lambanın altında ve hep arızalı elektrik sobasının sıcağında değil daha çok kalbiyle ışıyor ve ısınıyor Mehmet!Mehmet aşkıyla öylesine kalabalık ki adeta bir metropol!Aşkının uzağında köyde oluşu umurunda bile değil.Her dem onu nefesleniyor,onu yaşıyor ve onda barındığına inanıyor.Oysa aşık olduğu kız henüz onyedisinde bir köy güzeli ve Mehmet’in hislerini anlaması, anlamlandırması muhal.Bu Mehmet’i üzüyor kahrediyor gibi olsa da yaşattığı aşkını gölgelemiyor.Her aşığın yaptığı gibi Mehmet sitemlerini bile kendini feda ederek sunuyor aşkına.Her olumsuzluğun faturası Mehmet’e ve en küçük bir sevgi damlasının alkışı Emine ye fatura ediliyor.Emine Mehmet’e ne gözle ve nasıl bir kalple bakıyor ben bilmiyorum.Çünkü ben Emine yi hiç görmedim ve konuşmadım. Sadece Mehmet’in anlattığını anlıyor ve tefsir ediyorum.Mehmet aşkına sabır ve sadakatle bağlı.Geceleri içinde koparılan fırtınalarda yine O na sığınıyor.Ona pür neşe içinde aşkını yazıyor.Onu çok sevdiğini,onsuz bir hayatı nefeslenemeyeceğini,ondan başka bir kızı sevemeyeceğini haykırıyor kağıtlara.Yazıyor yazıyor,yazdıklarını okuyor ve Emine’sine daha çok aşık oluyor.Yazdığı her sevgi sözcüğü onu kamçılıyor aşk yolculuğunda.Ama Emine hiç bilmiyor,kendisi için yaşanılanları.Emine hiç hissetmiyor koparılan fırtınaları.Emine aşık değil.Emine bir Mehmet yok aşk adına!Mehmet yazdıklarına Eminesine en kestirme yoldan ulaştırmayı hedefliyor.Emine nin kalbidir diye bir bisküvi kutusunun içine atıyor.Kutu çepeçevre bantlanmış.Ve Mehmet yaşadıklarını döktüğü kağıtları bu kutuya hapsediyor.Emine ortalıklarda yok.Emine aşktan bihaber.Ve Mehmet bir memurun ay sonunu gözlediği gibi sanki sevgilisiyle kazanımlarını paylaşacakmış gibi daha çok,ay sonunu gözlüyor.Bende öyle.Her ay sonu okulla ilgili her gaileyi tehir ederek Mehmet’in evindeyim.Çaylar en koyusundan demleniyor birkaç kez.Ve çaylar yudumlanırken kutu açılıyor.Mehmet en gerçek sesiyle,yüreğinin sesiyle başlıyor okumaya Eminesine yazdığı mektupları.Ben onun yaşadığı aşkı yüreğiyle alkışlayan dost edasıyla zaman zaman da bu aşka gülücükler katma kanaatiyle espriler yapıyorum.Mehmet’te gülüyor biraz acıyarak ama daha çok severek gülüyor.Mektuplar gecenin sonuna kadar erişiyor.Ve kalbi duyguların yarenliğinde uyuyoruz.O da ben de.
Bu bizim öğrencilik hayatımızdan hayata kattığımız bir anı.Mehmet Emine yi annesine babasına istetti.Vermediler.Emine sanırım köyde bir çiftçiyle evlendi.Mehmet’te çok sonraları aşkını başka paylaşımların eşliğinde yaşattıktan sonra bir öğretmenle evlendi.Mehmet şimdi Mersin de yani hanımının memleketinde.Çok mutlu olduğunu söylüyor.Bir kızı var.Adı Mehmet’in kalbinde ve kitabın da Emine olmalı.