Geç kaldın...
Hükmünde
Ölür
Gözlerinde
Üşürüm
Yarimden haber gelmeyişini doğmadan iman etmişliğime say. Özlemek yok demiştin anne özlemek yok, özledikçe canım yanıyor, canım acıyor anne, dayanamıyorum. Kifayetsiz yaşıyorken imgesi vurulmuş bir roman gibiyim. Tarihe gömülmüş bir çok sözün içine saklanmış sevgim, gel desem kaçıyor, ben kaçakların şehrinde ölüyorum anne, galiba bana ait olmayan sevgiyi umuyorum….
Kaldırımların soğukluğu batıyor, incitiyor yürüyen adımlar bedenimi. Yüzüme dokunuyor Kızılay tabelası. Acıyan bakışların arasında senden uzak şehirlerde yaşıyorum anne, haykırsam duyacak olan bir kaç minibüs şoförü, ağlasam gözyaşımı silecek kimsem yok. Hem üstümde kirli, yüzüm dünkü geceden karanlığa saplanmış çıkamıyorum. Her yanım yokluk anne, her yanım üzüntü…
Bataklığın ortasına saplanmışım, güvensizliğimin yokluğuna saklanmışım, bir kaç yalan söze kanmışın anne…
Siren sesi duyuyorum, caddeyi kaplayan siren sesi içime hüzün ekiyor. Yanımda yürüyüp geçen adımlar bana bakıyor. Ağlayan kadınların kolundan tutan çocuklar mezarlığa gidiyorlar. Yolcuları var galiba anne, sonsuzluğa giden yolculara eşlik ediyorlar.
Kaldırımlar taşıyamam artık ölüm diyor, bu şehirde her gün binler ölüyor, ne kadar ölen var aklım almıyor. Döner ekmek satan işçiler bile şaşkın, kağıt toplayan yaşlılar bu şehirden değil. Bu şehir bana da ait değil anne, bu şehir bana ait değil, mezarlıklarını hiç görmedim, gömülen yüzlere toprak serpmedim, bu şehir bana ait değil anne, bana ait değil…
Sevdiğim kızı özlüyorum ama artık o umursamıyor !
Umudumu da yitirdim, niye yaşıyorum bilmiyorum…
Bedenime ateş düşmüş İbrahim duasına muhtaç, muhtaçlığımda saklı ağlayışım. Oysa ne çok beklemiştim tebessümlü yüzün yüreğime süzülmesini, ne çok zaman beklemişim...
Galiba ben bana ait olmayan sevgiliyi öldürdüm.
Müzik sesi duyuyorum adımlarıma ağır geliyor yürümek. Belki diyorum, bir yürüsem mor gülüşlü çocuk tebessümü bulurum.
Bulurum belki anne yürüye bilirsem, mor tebessümlü bir çocuk bulurum.
Sevgiliden umudumu kestiğimi onunla unuturum…
Unuturum belki anne, unuturum....
...
YORUMLAR
Sevdiğim kızı özlüyorum ama artık o umursamıyor !
Umudumu da yitirdim, niye yaşıyorum bilmiyorum…
Bedenime ateş düşmüş İbrahim duasına muhtaç, muhtaçlığımda saklı ağlayışım. Oysa ne çok beklemiştim tebessümlü yüzün yüreğime süzülmesini, ne çok zaman beklemişim...
Galiba ben bana ait olmayan sevgiliyi öldürdüm.
Müzik sesi duyuyorum adımlarıma ağır geliyor yürümek. Belki diyorum, bir yürüsem mor gülüşlü çocuk tebessümü bulurum.
Bulurum belki anne yürüye bilirsem, mor tebessümlü bir çocuk bulurum.
Sevgiliden umudumu kestiğimi onunla unuturum…
Unuturum belki anne, unuturum....
çok güzel bir paylaşıma
imza atmışsın
...
"Acı, ağulu dikenler gibi ruhuna dolandığında, öfke kızıl bir küheylan gibi koşturduğunda, keder yaşlı bir ağaç gibi üstüne yıkıldığında, duracaksın,
durup gümüş bir su gibi akan sabahın tazeliğine bakacaksın,
sana iki yüz yıl önceden haberler taşıyan alaycı kargaların sesini dinleyeceksin,
çiçeklerini koklayıp derin bir soluk alacaksın."
...
"Bir inci avcısı gibi, ta derinlere dalıp tek tek bütün istiridyeleri açarak, bir sevinç arayacaksın.
Hayaller kuracaksın.
Hatıralarını bir daha gözden geçireceksin.
Sevdiklerini düşüneceksin ve seni sevenleri.
Özlediklerini düşüneceksin ve seni özleyenleri.
Teninde iz bırakanları ve senin izini taşıyan tenleri."
..
"Sevinçlerini, hayallerini, hatıralarını, sevdalarını, sevişmelerini,
özlemlerini, şakalarını bir bir yerleştireceksin içine, hayat denilen mucizenin sana verdiği armağanları sıkıca kucaklayacaksın."
çünkü unutma; seviliyorsun...
:)
kutlarım...şiirsel bir yazıydı..