- 453 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YÜZÜ YOKTU
YÜZÜ YOKTU
Aysız gece,her şeyi yutan,kapkara bir ırmak gibi akıyordu.Göreceli olarak sessiz,sinsi ve pusudaydı.Milyonlarca-milyarca yüreğin çığlıklarının karışımı bir sessizlik.
Genç kadın yatağında,bir eliyle ağzını kapatmış,bir eli yastığında,öylece uzanıyordu.İçinde volkanlar patlıyordu ve mağma süzülüyordu gözlerinden.Ara sıra olduğunca,dibe vurmuştu.Uzay boşluğunda,bir başına duyumsuyordu kendini.Ipıssız,buzul çağlarındaydı sanki.
Anne karnında bir cenin gibi kıvrılmıştı.Ellerine baktı.Bomboştu.Gözlerini kapadı.Bir düş,bir hayal canlandırmaya çalıştı.Şaşkınlıkla irkildi.Yüzü olmayan bir omuz,salt bedendi,başını koymak,sarılmak istediği.
Aman tanrım!diye fısıldadı.Artık hiçbir yüz-yürek düşünemiyorum.Düşleyemiyorum,resimleyemiyorum.Neredeyim ben?Var mıyım?Canım tüm boyutlarıyla acıdığına göre,varım.Ama artık yüzü-yüreği olmayan bir beden,salt bulduğum,düşümde bile.
Mağma,daha bir hızla fışkırmaya başladı.Tüm fay hatları bedenindeydi sanki.Depremlerle sarsılıyordu.Sımsıkı sarıldı,yüzsüz-yüreksiz bedene.Konuş ne olur.Olsun,yalanlar söyle bana.Gerçek sandıklarım,parfüm kokulu gübre çıkmadı mı?Sen yalanlar söyle.Özledim yalanları gecelerde.Anlarda da olsa,mutlu olayım.Sarıl,sarıl bana diye,sessizce haykırdı içinden.
Çağ yangınıydı bu.Kalabalıkların içinde,yapayalnız kaybolmak.Duvara dokundu.Yüzsüz-yüreksiz beden de ona dokundu.Seni seviyorum dedi.Mağma geri çekildi.Depremler duruldu.Ben de seni seviyorum,yanıtı döküldü dudaklarından.Ah bir de yüzün-yüreğin olsa,eklemesini yaptı ardından.Kendi saçlarını okşadı.Kollarıyla sarıldı kendine.
Her gün gördüğü kaç kişinin?Gerçekten yüzü-yüreği vardı ki?Karton maskelerdi,anlamsız-ifadesiz.Günışığı utanıyordu,onları gizleyemediği için.İşte bu yüzden yokolmuştu gecelerde de,bedenlerin yüzleri-yürekleri.Hüzünle,gülümsedi.
16. 11. 20008 Nilgün ACAR