- 706 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖLÜM O KADAR YAKINIMIZDA Kİ…
Tabiat sessizliğe bürünmüştü. Bir kuş sesi bile duyulmuyordu etrafta. Görünürde hiç kimse yoktu..Ufuklar kızıllığını giyinmiş,akşamı müjdeliyor,gece batmakta olan güneşin bıraktığı ufuktan girmek için zamanın geçmesini bekliyordu.Mazinin izlerini taşıyan,bir zamanlar cıvıl cıvıl çocuk seslerinin duyulduğu ahşap ev de sessizliğe gömülmüştü.Elleri nasır bağlayan ,sakalına aklar düşen,gözlerine perde inen,kulakları ağır işiten dedem ise ”gelmesine az kaldı.” diyerek bekliyordu kapının önünde.Gelecek olan kimdi?
-Kimi bekliyorsun dede?diye sordum usulca.Beni duymadı.Kulaklarının ağır işittiğini unutmuştum.Tekrar sordum,sesimi yükselterek:
-Dedeciğim,kimi bekliyorsun?
Az gören gözlerini bana çevirdi:
-Sana anlatamam minik kuşum,dedi.
Neden öyle söylemişti,anlayamadım.
-Bana güvenmiyor musun?diye sordum,bağırarak
-Mesele sana güvenmemek değil evlat.Senin tazecik dalların,yemyeşil yaprakların varken benim beklediğimden sana ne ki…
Elindeki bastona daha sıkı sarıldı.Perde inen gözlerinde beliren birkaç damla yaş,göz pınarlarından süzülemedi.
-Bak,dedi.Göz yaşlarım bile artık damlamıyor.
-Neden hüzünlendiğini bilmek istiyorum.Belki sana yardım edebilirim,dedim.
-Benim yardıma ihtiyacım yok.Ben unumu eledim, eleğimi duvara astım. Sen beni yola indir hele, hava kararmadan,dedi.
Koluna girdim.Bahçenin merdivenlerinden inerken ,renk renk açmış, mis gibi kokan çiçeklere ellerini sürdü.Çiçeklerle uğraşmayı çok severdi.Çeşit çeşit tohumlar alır,hepsini özenle serpiştirirdi toprağa.Eğildi, kendisine en yakın duran pembe gülün kokusunu, derin derin içine çekti.
-En çok gülleri seviyorum.Güller bir başka güzel..Çiçeklerin sultanı,dedi sonra.
-Evet,dedeciğim,bence de güller çiçeklerin sultanı,dedim..
-Artık bu çiçekler sana emanet.Onların bakımını ihmal etme sakın,dedi .
-Neden?Sen bir yere mi gideceksin?diye sordum.
-Evet,çok uzaklara gideceğim. Enişten yola çıktı.Beni almaya geliyor.Az kaldı,birazdan burada olur,dedi.
-Beklediğin eniştemmiş demek,dedim.
Eniştemin geleceğini nasıl öğrendiğini anlayamamıştım. Köy evinde telefon bile yoktu çünkü. Geleceğini nereden öğrenmiş olabilirdi?Bu soruya cevap ararken.”dedem hayal kuruyor herhâlde.Yaşlılık işte” diye düşünmekten alıkoyamadım kendimi
Oturduğu ağaç kütüğünden kalktı.
-Bak,geliyor,dedi yola doğru bakarak.
Baktım, yaklaşan araba gerçekten eniştemin arabasıydı.
-Neden eniştemi beklediğini daha önce söylemedin?diye sordum.
-Asıl beklediğim o değil.Ben başka birini bekliyorum.Enişten vesile yavrum, vesile,dedi.
İçimi bir ürperti kapladı.Eniştem arabayı yanaştırdı.Motoru susturmadan indi arabadan.
-Ben de seni almaya gelmiştim,dede.Fıtık ameliyatına götüreceğim,seni dedi
-Biliyorum. Onun için hazırlandım, deyince eniştem bir şaşkınlık yaşadı.
-Nerden biliyorsun?Ben sana haber ulaştırmadım ki,dedi eniştem.
-Bildirmek isteyen bildirir.Siz anlamazsınız,dediğinde eniştemin şaşkınlığı biraz daha artmıştı. Eniştemle göz göze geldik;ama ne o bana bir şey söyledi ne de ben ona… Arabaya binerken:
-İyi ki şu arabalar icat edildi.Eskiden neydi öyle…Günlerce yol giderdik.Bizlere göre şanslısınız evlatlar,dedi.Sonra ekledi:Hayat bir yel değirmeni.Rüzgârın yönünü iyi tayin ederseniz, değirmen iyi çalışır.İyi şeyler öğütür,verir elinize.
Hayatına güzel şeyler sığdırdığını düşündüğüm dedem, yol boyunca hiç konuşmadı.Hastaneye varır varmaz,ameliyatı gerçekleşti dedemim.İki gün sonra yanına uğradığımda:
-Servi ağacının altında yatmak istiyorum.Sakın başka yere gömmeyin beni,dedi ellerimi sıkı sıkı tutarak.Beklediğim gelmek üzere.
Ne diyeceğimi bilemedim.
-Sen iyileşeceksin,o nasıl söz?dediğimde ise yüzüme bakarak,tatlı tatlı gülümsedi.
-Sen dediğimi yap evlat! dedi sadece.
Ertesi gün, gül kokan cansız vücudunu ağırlayan tabutuna ellerim değerken,hiç ağlamayacağım kadar çok ağladım.Nasıl da bilmişti dedem öleceğini.Ben nasıl da anlayamamıştım ne demek istediğini.
Şimdi onun, servi ağacının gölgesinde,huzur içinde yatmakta olduğuna inanıyorum.Çünkü o, Allah’a karşı kulluk görevlerini yerine getirmiş, ayrıca her gece yetmiş rekat namaz kılmış birisiydi.
“Senin tazecik dalların,yemyeşil yaprakların varken benim beklediğimden sana ne ki…”
Bana ne olur mu dedeciğim?Sen ölümü bana yakıştıramadığın için öyle söyledin.Oysa ölüm,o kadar yakınımızda ki…
ÜLKÜ DUYSAK
23.02.2008
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.