TANRI MİSAFİRİ (Çocuk öyküsü)
TANRI MİSAFİRİ
Ece henüz okuldan gelmemişti. Minik kedisi Kartopu, onun geleceği saatte pencereye zıplar, mahzun yeşil gözleriyle yolunu gözlerdi. Pencerede bir biblo gibi oturduğunu görenler onu çok severlerdi. Kartopu yine camdan dışarısını gözlüyordu. Bahçede dolaşan Tekir pencereye zıpladı. Kartopu ile göz göze gelince çok şaşırdı. Sonra birbirlerini incelemeye başladılar. Kartopu, bu kendinden oldukça büyük kediye hayretle bakıyordu.
_’’Ne kadar da iri yarı. Şu pençelerine bak! Kim bilir ne kadar da kuvvetlidir? Yaramaz çocuklar onu, beni sıkıştırdıkları gibi sıkıştıramazlar. Ah! Ben de bir büyüsem.’’ Diye düşünüyordu.
Tekir ise:
_’’Ne şanslı kedi. Sıcacık odada kim bilir ne rahattır. Bütün gün uyuyordur. Kim bilir onu ne çok sevip şımartıyorlardır. Pencereyi açsalar da beni de alsalar içeri keşke’’ diye düşünüyordu.
İlk merhabayı Kartopu yaptı. Sevimli, minik patisini uzattı. Ama, pencere kapalı olduğu için ona dokunamadı. Tekir ise, kocaman gözleriyle onu izliyordu.
O sırada Ece okuldan geldi. Çantası oldukça ağırdı. Ofluya pufluya içeri girdi.
_’’A! Kartopu’na arkadaş gelmiş’’ diye seslendi. ‘’Kartopu, hadi onu buyur edelim. İkramda bulunalım. ‘’ dedi. Pencereyi yavaşça açtı. Tekir’cik ne kadar da ürkekti. Kaçar gibi yaptı. Sonra, kendisini içeri çağıran Ece’den zarar gelmeyeceğini anlayarak , çekine çekine içeri girdi.
Ece, ona Kartopu’nun mamalarından ikram etti. ‘’Ne kadar da acıkmış’’ diye düşünürken, Kartopu da hayretle ona bakıyordu.
_’’Ne kadar da hızlı yiyor, mamalarımı bitirecek.’’ Diye düşündü. Sonra böyle düşündüğü için utandı. Yavaşça yanına gidip, ona bakmaya başladı. Karnı doyunca onunla oynasak’’ diye düşünüyordu.
Tekir karnını doyurunca diliyle ağzını ve patilerini temizledi. Ece’ye teşekkür eder gibi baktı. Elini yalayarak öptü. Sonra, mırıltılarla çok mutlu olduğunu anlattı. Kapıya giderek açılmasını bekledi. Ece, kapıyı araladı. Bu sevimli Tanrı misafirini güler yüzle yolcu etti. Kartopu da Ece’nin bacaklarının dibinden ‘’güle güle’’ der gibi bakıyordu.
SEVGİLİ ÇOCUKLAR,
Hayvan sevmek, sadece kendimize ait olan hayvanı sevmekle, bakmak ve beslemekle olmaz. Tabii ki bütün hayvanları da besleyip bakamayız. Ama elimizden geldiği kadar, gördüğümüz aç sokak kedi ve köpeklerine de bir iki lokma verirsek, hem onların karnı doyar, mutlu olurlar, hem de biz, güzel bir iş yapmanın zevkini duyar, mutlu oluruz. Yemek artıklarını çöpe atmak yerine, bir kaba koyarak bu hayvanlara vermek daha doğru olur.
Hâlenur Kor