GAYESİ BÜYÜK OLANLARIN GAYESİ
Gayesi büyük olanların gayesidir namaz. Namaz dünya ötesi bir gayenin adıdır. Basit, küçük bir gayeye yönelik bir eylem değildir namaz. Her gün verilen zaman harçlıklarından ayırarak, sonsuzluk âlemindeki, sonsuz saadet için yapılan kazançlı bir yatırımdır namaz. Ebedî mutluluk âlemine açılan kapıda geçerli bir bilettir namaz.
Sabırdır namaz. Adım adım yürüyerek sonsuzluk âlemine varmak; damla damla akarak göller oluşturmak; küçük ışık huzmeleriyle âlemler aydınlatmaktır. Küçük küçük taşlarla koca sarayların inşasıdır namaz. Rabbimizin fazlına erişmek için büyük bir vesiledir namaz.
Şükrün özlü ifadesidir namaz. Yokluk âleminden varlık âlemine çıkışımızın bir şükür ifadesidir namaz. Varlık âlemindeki taş, toprak gibi cansız varlıklardan tutun, bitkiler gibi şuursuz canlılara ve oradan da hayvanlara kadar olan hayat mertebelerinden daha üstün mertebe olan “insanlık” mertebesinde yaratılmanın farkını farketmektir namaz. “Beni bütün yaratılmışlar üzerinde bir konumda yarattın, ben de bütün varlıklar adına Sana şükrümü eda ediyorum” ifadesidir.
Kudrete, cömertçe ikram edene teşekkür yönelişidir namaz. Kulun, fakirliğinin ve zayıflığının farkına vararak Allah’ın huzurunda hayretle ve muhabbetle secdeye kapanmasıdır namaz. Saymakla bitiremeyeceğimiz nimetlerin, fiili olarak şükrünü dile getirmektir namaz. Yaşamak için atomlardan tutun da dev galaksi sistemlerinin düzenli işleyişine varıncaya kadar, insanın takatinin üzerinde olan ama ihtiyaç duyduğu onca nimet için teşekkürdür. Bütün bunları düzenleyen o Kudrete, cömertçe ikram eden o Rahmete, teşekkür yönelişidir namaz.
Bütün yaratılmışların ibadetlerinin özüdür namaz. Kıyamda ayakta duran bütün varlıklar gibi; rukûda, o vaziyette ibadet eden bütün yaratılmışlar misali; secdede yüz üstü uzanıp ibadet eden varlıklar gibi, Rabbi hamd ile tesbih etmektir namaz.
Hüznün huzura dönüşüdür namaz. Yüce Yaratıcının huzurunda el bağlayıp huzura ermektir. Dünyanın bütün sıkıntı ve streslerinden sıyrılıp, her şeyin yaratıcısına yönelmek ve O’nunla konuşmaktır namaz. Bütün dertlerini, hüzünlerini O’na anlatıp O’ndan yardım istemek ve tarifi imkânsız saadet ufuklarına pervaz etmektir.
Latif’ten bir hediyedir namaz. Müminlerin miracı, hasta kalplerin ilâcı, takatsiz düşen gönüllerin gıdasıdır namaz. Karanlıkta kalmış ruhlara aydınlık, daralan yüreklere yedi kat semadır namaz. Âlemlerin nurunu simasında taşıyan Peygamber Efendimizin (a.s.m.) gözlerinin nurudur namaz.
İhsan makamına basamaktır namaz. Günahlardan alıkoyup sevaplara yönlendiren manevi bir direksiyondur namaz. Namaz, kılanları yönlendirir, haramdan yanlıştan sakındırır, kul olduğu bilincine erdirir. Her harekette Allah’ı hatırlatır, O’nun bizi devamlı gördüğü ve gözlemlediği şuuruna vardırır. Allah’ı görür gibi hareket etme sırrı olan “İhsan” makamına ulaştırır. Çünkü her ne kadar biz O’nu görmüyorsak da, O’nun bizi gördüğünü bildirir, O’nun huzurunda saygıyla durdurur namaz.
Ruhun özgürlüğüdür namaz. Bedenin eğildiği, ruhun yüceldiği an; kötü düşüncelerin silindiği, kalbin inceldiği bir zamandır namaz. Nefsin patronluğundan kurtulup, âlemler üstünde seyrandır namaz. Hislere tatlı bir canan, kalbe hoş bir mercandır namaz.
Kalbin tebessümüdür namaz. İçinde saymakla bitiremeyeceğimiz sırlar gizli olan, kılması rahat ve hoş bir kulluk görevidir. Rahatlığıyla beraber kazancı çok yüksek olan ve severek yapılan bir âhiret azığıdır namaz. Yapılmadığında kayıbı çok fazla olan, hem dünyada, hem de âhirette kılmayanı mesul kılan bir vazifedir. Kılana rahmettir, kılmayana zahmet; dünyada saadettir, âhirette Cennet. Öyleyse yakışmaz bir mümine bu huzuru bekletmek. Yakışan odur ki, nefsin ağırlığından kurtulup kalbin rahatlığına güç vermek…
Ey Rabbimiz! Namazdan nasibimizi bol eyle ki, hayatımız anlam kazansın. Namazı aşkla, şevkle kılalım ki, âhiretimiz nurlansın.
İkram Arslan