- 523 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bir öğretmen,üç özellik.
I-EĞİTİMİN İÇİNDE OLUR.
(Üstün Dökmen Hocanın,"İşinizi yapmayın,yaşayınız" dediği şey.)
1-Sınıfında probleme yol açacak davranışların farkındadır ve bu farkındalığını öğrencilerine de sezdirir. (NLP Uzmanı Nil Gün Hanım,"farkındalık insanların işidir,insanımsıların-robot-değil "derken ne kadar da haklıdır bence.)
2-Sınıfında ve bireylerde neler olup-bittiğinin farkındadır.
3-Öğrencilerine,aldığı geri bildirimlerine uygun müdahale ve uyarılarda bulunur.
4-Duygulara önem verir,öğrencilerine bunu hissettirir ve"öğretmek,kalbe dokunmaktır"ilkesini hayata geçirir.
5-Espri yapar,derse hazırlıklı ve isteklidir.
6-Okulun,çevrenin tarihini ve öz geçmişlerini inceler.
7-Konusunda yeni gelişme ve anlayışları izler.
8-Amaçlı hareket eder,davranışlarını sınıf düzeyine göre ayarlar.
9-Okulda ve çevresinde neler var,neler olmaktadır konularına duyarlıdır.
10-Diğer öğretmen ve çevresiyle sağlıklı ilişkiler içersinde bulunur.
II-DERSİNE/KONUSUNA HAKİM(EGEMEN)DİR.
1-Derse karşı ilgi çeker ve anlatım metodunu ustalıkla kulllanır.
2-Davranışlarında ciddi olur.Ama "ciddiyet" ile asık suratlı olmanın aynı şeyler olmadığını da bilir ve şu Çin atasözünü önemser:"Güleryüzlü değilseniz,dükkan açmayınız."
3-Neler olup,bittiğinin üzerinde durur;kişileri değil,davranışları değerlendirir ya da eleştirir.
4-Öğrencilerle ilişkileri dostçadır ama sınırlarını da şair Robert Frost’un "İyi çitler,iyi komşular yapar"sözündeki gibi iyi belirler.Günümüzde,öğrencilerle "arkadaş mı olalım,arkadaşça mı davranalım" konusu tartışılmakta ve rolü iyi oynamak anlamında,"arkadaşça davranmak" doğru olarak değerlendirilmekte ve bunu ben de paylaşmaktayım. "Arkadaş olunursa" sadece bu kadarcık "rol" oynanır,ya öğretmenlik rolü?
5-Öğrencilerine adlarıyla seslenir ya da hitap eder.
6-Derslerine hazırlıklı girer,planlamaya önem verir.
7-İletişimde sözel olduğu kadar beden diline de yer verir.
8-Öğrenci ihtiyaçlarının farkındadır.
9-Öğrencilerin tecrübelerini(yaşantılarını)önemser,eleştirilerini dikkate alır.
10-Kendine özgüveni tamdır.
III-ÖĞRENCİ MERKEZLİ DAVRANIR YA DA OLUR.
1-Her öğrenci hakkında daha fazla bilgi toplar.
2-Öğrencilerle paylaşımcı olup,en az iki yönlü bir iletişimde bulunur.
3-İyi bir dinleyicidir."Dinlemiyorsanız,öğrenemezsiniz"sözünü önemser.
4-Öğretimi anlamlı kılıp,iyi ve anlamlı örnekler sunar.
5-Sınıfının öğrenme iklimini sağlıklı olarak sağlar ve D.Cüceloğlu’nun"Eğer akvaryumdaki su hasta ise,içindeki balıklar er-geç hasta olurlar"sözünü hiç unutmaz.
6-Sevgi,ilgi ve öğrenme atmosferi tamdır.Öğrencileriyle yan yana değil,iç içe olur. Tıpkı Halil Cibran’ın "Üç Armağan" hikayesindeki gibi:Bir çuval un,bir kalıp sabun,bir paket şekeri yan yana yazarsak hiçbir anlam ifade etmez ama hikayedeki gibi içi içe geçerse de çok "derinlik" kazanır bu sözler.(Bu hikaye "Gezgin" adlı kitapta vardır.)
7-Ezberci eğitim ve uygulamalar yerine akıl yürütücü,problem çözücü yöntem ve tekniklere ağırlık verir.
8-Sınıfında öğrenmenin oluşumunun koşullarını sağlar.Bunların;
a-Uyanıklık ve dikkati sağlamak,
b-Kuvvetli bir motivasyon yaratmak,
c-Öğrenci katılımını aktif kılmak,
d-Öğrenmelere ait geri bildirimler almak olduğunu bilir.
9-Öğrencilerin sorduğu sorulara cevaplarıyla yetinmez,onları soru sorar hale getirmeye çaba gösterir ve VERNON örneğini dikkate alır.
Vernon,Amerikalı fizyolog olup,üniversitede hocadır ve Nobel ödülü almıştır dalında.Bir gün öğrencileri,
-Hocam,senin kalibrende,kalitende üç bin bilim adamı var.Sizin farkınız nedir ki Nobel aldınız diye sorarlar.
O da,
-Çocuklar,ben bu ödülü anneme borçluyum der.-Tut kelin perçeminden-Herkes şaşırır.Vernon devam eder:
-Ben ilkokula giderken,annem bana hiç"Öğretmeninin sorularına cevap verdin mi "diye sormadı.Ama,"Vernon öğretmenine güzel sorular sordun mu?diye sorardı.İşte benim farkım budur:Güzel sorular sormak ve sormaya devam etmektir!
10-Öğrencilerin düzeylerini dikkate alıp,
"Program yok,çocuk var;
Çocuk yok,çocuklar var"ilkesini hayata geçirir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.