ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞ i Mİ,MİLLİYETÇİ ATATÜRK MÜ?

• 30 Ekim 2008 Perşembe 20:47:35

Atatürk milliyetçliği lafları bir çok zihinleri sebepsiz alt üst etmektedir.Türk milleti-
ne yeni doğmuş bir çocuk misali elbise aramak gibi bir hatanın içine düşen ve milliyetçiliği
Türk milletinin varlığında değil Atatürk milliyetçiliğinde arayanların bu fikirlerine katılmıyor
ve aksine tenkit ederek bu ve buna benzer fikirlerin Atatürk’ün şahsiyetini zedelemek bir
yana onu bir "kamuflaj" vazifesi görmek için kullanıldığını iddia ediyoruz.

Atatürk geçmiş tarihimizde Türk milletinin birlik ve beraberlik şuuru içerisinde bü-
tünleşerek ona liderlik etmiş ve tarih sayfalarımızda bir milli kahraman olarak girmesiyle birlikte,Türk milletinin hayranı olduğu kadar bu milletin maziden gelen seslerine kulak vere
rek atiye yönelmesine,itaat etmesine işaret etmiştir.Türkiye coğrafyası üzerinde Türk
milletinin inkar edilmez mührü vardır. Bu millet millet olma vasfını 7000 yıllık tarihi içerisin-
de ,değil Türkiyede örümcek kafalı aydınlara,bütün dünyaya parmak ısırtmak suretiyle ispat etmiştir.Geçmiş liderlerde ise, bu milletin maziden atîye intikal etmelerinde birer temel taşı olmuşlardır.Atatürk’te bu milli şahsiyetlerden biridir.Kendiside bizzat Türk mille-
tinin tarihi ile ne kadar övünse az olacağını söyleyen kişidir.
Atatürk’te bu mazinin sorumluluğu içerisinde büyük bir Türk milliyetçisi idi.Bu şuurun vermiş olduğu aksiyon ile mevcut kapasitenin tümünü milletin emperyalist ülkeler tarafından istila edilmemesi için kullanmış ve Türk milliyetçiliği fikir ve şurunu Ziya Gökalp
ten aldığı gibi bu günlere ulaştırmıştır.Atatürk’ün dünya görüşü ve bağlandığı bir takım sa-
bitler vardır.Atatürk’te düşünceden öte,bir inan,tabu gibi yaşayan öz kaynak Türk milleti-
nin yüceliğidir.O miletine o kadar büyük bir inançla bağlı ve onun yüceliğine o derece inanmıştı ki "Bir Türk dünyaya bedeldir." sözünü kullanırken,şahsi milliyetçiliğini değil,Türk
milliyetçiliğini ortaya koymuştur.Türk olmaktan ve Türk yaratılmaktan duyduğu gururu"Ne
mutlu Türk’üm diyene!" sözünde en veciz ifadesini bulmuştur.
Atatürk’ün ölümünden bu yana dinamizmini kaybetmiş bir Türkiye Cumhuriyeti ile
karşı karşıyayız.Bu görüntüye daha yakından bakmakta fayda vardır.

1.Atatürk’ün işaret ettiği batılılaşmadan bu güne geriye şekilcilik ve taklitçilik kalmış,batının kültür emperyalizmi ülkede at oynatır duruma gelmiş,Atatürk milliyetçisi havarilerine şampiyonluk kürsüleri hazırlamıştır.Milli tarihimize,gelenek,törelerimize uygun olmayan ahlaki bunalıma düşen bir gençlik yetiştirmiştir.Bu gençlik Atatürk’ün olmasını istediği Türk gençliği değildir.Genel bir ahlak bunalımı başlamış,ahlak adına ahlak-
sızlıklar eklenmiştir.Bir taraftan laiklik adına dini istismarlar artarken,öte yandan dinsizli-
ği ilericilik sayan bunun adına Atatürk milliyetçiliği diyen şuursuz gruplar oluşmuştur.

2.Devleti yönetenler, küçük hesaplar peşinde oy kaygusu ile milletimizin itibarını zedeler olmuştur. En büyük devlet olmayı gaye edinmesi gerekirken,A B ve ABD ile
ilişkiler geliştirilmeye çalışılırken,milli hedeflerden yoksun,kendi değerlerinden uzak ve
Orta Asya Türk Cumhuriyetleriyle olan ilişkiler yok denecek kadar zayıflatılmış, milletimiz-
de genel bir aşağılık duygusu yaratılmaya çalışılmıştır.Milli gurur duyguları ve değerlerinin
bir kısmının kaybettirilmesi için çabalar sarf edilmiştir.
3.Aydın-Halk arasındaki uçurumlar azalmamış,aksine artmıştır.İltimas,rüşvet,
adam kayırmacılık,vurgunculuk,ihale yolsuzlukları ve devletin altın yumurtlayan kurumları,
bankalar ve siğorta şirketleri özelleştirme adına yabancılara satılmış yada birilerine peş-keşçekilmeye çalışılmıştır.Bu tür toplum hastalıkları yok edilmek yerine her geçen gün
daha da yoğunlaşarak artmıştır.

4.Emperyalizme karşı savaşmış bir millet olmamıza rağmen benzeri mücadele veren toplumların yanında yerimizi alamadığımız gibi,kendi dış meselerimizi bile halledeme-den sürekli geriye çekilerek cepheleri bir bir kaybetmekteyiz.Burada Atatürk ve arkadaş-
larının yapmış olduğu dış mücadeleleri ve kararlılıklarını gözden kaçırmadan onların yolunda olmamız gerektiğini hatırlamakta fayda var diyorum.

SAYGILARIMLA