- 3361 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BiR ŞEHiDiN ÖYKÜSÜ - KINALI KUZU CEMAL
Merhaba Sevgili Dostlar
Ve… YÖRE YÖRE TÜRKiYE – 3 – ( Orta anadolu )
Adlı yeni yazı dizimiz hikayemiz öykümüzle sizlerle beraberiz
nerelerdemiyiz bu sefer…. başlığından da anlaşılacağı gibi
Orta anadolu da tabii ki….. kapadokya diyarı avanosun güllüce
köyüne götüreceğiz sizlere…… kınalı kuzuya CEMAL’ e
Ayşe kıza , kel şükrüye, zülfiye hanıma ve ve en önemlisi
Umuta gidiyoruz dostlar umuta cemal ile ayşe kızın ayşe
gelinin gözbebeklerine, geleceğine yarınlarına onlara
götürüyoruz sizleri onların yarınlarına….neyse
Neyse dostlar fazlada uzatmadan hadi bir an evvel başlayalım
O bizi biz den alıp bir yerlere götürecek, sanki kendimizden
bir şeylerin bulunduğu anadolunun değerleri ve onun duygularıyla
yoğrulmuş benliğimizden her birimizin kendisinden bir öykü bu..
ŞEHiDiN ÖYKÜSÜ - KINALI KUZU CEMAL
( ÖYKÜ )
…ve Öykümüz !
Karlarla kaplıydı O kapadokya diyarı, avanos yöresinin güllüce köyü,
Her taraf ise beyaza bürünmüş, kurt iniltileri gelmekteydi tepelerden,
insanı ürpertircesine, soğuk bir hava, sanki geceyi andıran karanlıklar
içerisindeydi heryer, çalınıp söylenmekteydi bozlaklar, ayrı bir renk
katmaktaydı O yörelere neşet ustanın türküleri, O güzelim anadolunun
içten bir o kadar da yanık okunan ezgileri….
Dedik ya hani her yer karartı içinde diye, çok geçmeden kulakları
çınlatırcasına bir gök gürültüsü, ardından da gökyüzü boşalırcasına
bir yağmur, sel götürmekteydi sanki heryeri…ve ansızın bu sessizliği
bozan bir nara duyuluyordu ötelerden…
….Oğlum oldu !...Oğlum oldu !... Benim de bir Oğlum oldu…!!!
Kel şükrünün sesiydi bu, karısının da karnı burnundaydı zati. ha doğurdu,
ha doğuracak, O sele çamura aldırış bile etmeden yerlerde yuvarlanıyordu
şükrü sevincinden…Böyle bir şiddetli havada bir nüfus daha kazandı güllüce
köyü, bir can daha girivermişdi bedene selam demişti yeryüzüne yarınlara ve
geleceğe, hayırdır inşaallah deyip duruyordu herkes, bu hava bu vahametle,
birde bu çocuğun doğuşu her neyin nesiyse diye…
Ve adını cemal koymuştu şükrü oğlanın, günler aylar geçmiş cemal büyüyüp okul
çağına gelmişti bile….Birde ayşe kız vardı cemalden birkaç gün sonrasında
doğan, O da yosun halilin kızıydı, güzel mi güzel, şirin mi şirin, dünya tatlısı bir
şeydi işte…Cemal çocukluk günlerini çember çevirip çelik oynamakla yaşaya dursun,
ayşe kızında bez bebekleri vardı, meşhurdur kapadokya yöresinin bez bebekleri,
bez bebek dediysek de öyle ahım şahım bir şeyde değil hani, bir kaç çaputu birleştirip,
öylece oyalanmaktı kendince ayşe kızın ki, …….
Günlerden bir gün yine bir bayram arifesiydi, kasabaya inmişti kel şükrü yanında da cemal,
O sergi senin bu tezgah benimderken,sergilerin birinin önünde durup öylece kalakalmışdı
cemal, çivilenip taş kesilmişdi olduğu yerde, bebekleri görmüştü allı yeşilli, o cicimsi şeyleri,
…hani..hani dedi içinden ah bir babama aldırabilsem bunlardan birini diye geçirdi içinden…
..ve babasının sesiyle irkildi aniden,
…Ne ediyon gel hele dedi kel şükrü, cemal gözü dikmişti bir kere o bez bebeklere…
Alıp ayşe kıza hediye edecekti birini, bayram öncesi….
……Şunlardan buba !...ben şunlardan istiyem…
…….Len dellendinmi çelik çomak dururken bez bebek de nene gerek !...
imkanı yok olduğu yerden kıpırdamıyordu bile cemal, ne yapsın şükrü bir bez bebek aldı
sonunda….sonra köye döndüler, cemal hemen ayşe kızın avlusunda aldı soluğu,
bebeği arkasına saklamış dik dik ayşe kızı süzmekteydi, ayşe dönüp koşarak cemalin
yanına geldi, cemal geldinmi dedi, aniden ellerini kaldırıp bak dedi o an cemal, sana ne
aldım,….
…Aaaaa ! Bez bebek hemde benimkilerden güzel,
…Hadi gel oynayalım !
deyip sonra oyuna daldılar,…..
Cemali merak edip durmaktaydı anacığı zülfiye hanım ….kınalı kuzum…kınalı kuzum…
nerededir acaba nerede kaldı deyip durmaktaydı habire…..çok geçmeden kocası
şükrü geldi eve, cemali beyine sordu hemen nerede diye…
….Ne bileyim ben kasabada dellenip durdu zati bez bebek…bez bebek diye….
şükrünün bu sözlerini duyan zülfiye hanımın yüreğine bir parcacık su serpilmiş,
ayşe kıza gittiğini anlamıştı, nede olsa tek evladıydı cemal…..ve derin bir oooohhh…
çekmişti içinden,……
Günler gectikce geçiyor aylar yıllar tükeniyordu, artık etrafta pek duymayan da kalmamış
gibiydi cemal ile ayşe kızın sevdasını, ve bir aksam allahın emri deyip istenildidi ayşe kız,
ve çok geçmeden sözlenip evlendiler cemal ile ayse kız, ve günler aylar sonra mürüvetini gördüler evliliklerinin bir oğulları olmuştu….
…Adı umut olsun!...dedi cemal
…umut olsun !...Gelecek olsun !...Yarınlar olsun !
…..saf olsun !...Temiz olsun !....
….Çocuk gibi olsun ! ….Tıpkı çocuk gibi kendi gibi !
….Yaşam gibi saf ! …Hayat gibi berrak !
….ve umut koydular adını, aradan henüz fazlada vakit geçmedi. O gün gelmiş,
Vatan borcunu ödeyecekti cemal….duyar duymaz kınaya sarıldı zülfiye hanım….
…..Ben dedi oğul yıllardır bu günü bekledim !
…..Yıllarca neden sana KINALI KUZUM diye seslenişimi anladınmı şimdi !
Kınayı çalmıştı kınalı kuzu cemaline…Şükür mevlam dedi mürüvetini gösterip çocuk da verdin,
hele birde hayırlısıyla şu görevini de yapsında sağ salim daha ne dileyeyimki yaradan dan diye söylendi anacığı, , cemali uğurladılar hayırlısıyla, dualarla halaylarla, 3 aylık acemilik dönemi
sonun da komando olmuştu cemal…yakışıyordu da hani, heybetli cüsseli çakı gibi delikanlıydı maaşallah….ve tayini çıktı cemalin karmakarışik olan bögeden bir yerlere, günler aylar bir birini kovalıyor mektuplaşıp telefonlaşılıyordu…
…..Ana dedi son telefonunda,
…..Sen üzülme anacığım bak şunun şurasında ne kaldiki zaten tamı tamına 2 ay 18 gün,
…..iyiyim ana beni merak edipde kahretip durma kendini,
..ve aradan 3 gün geçmişti, zaman ise sabahın 4’ ü itler havlayıp durmaktaydı, evin önünde bir cip durdu, perde aralığından bir göz attı şükrü cipin ışının tuttuğu yerden başkaca bir yerde görünmüyordu zaten, 2 kişi sezebildi resmi giyimli ve birde muhtar vardı yanlarinda….
Kapı tıkladı az sonra, hemen açtı şükrü subay bir subay duruyordu karşısında …..
Merhaba Şükrü Bey…diye söze girdi hemen,
..ve devam etti…..
….Siz ki iki güzide insan !
….Türkiye Cumhuriyetinin ve türk milletinin !
….Huzur ve refahı için bir evlat yetiştirdiniz !
….Onu göreve gönderdiniz Türk silahlı kuvvetlerine teslim ettiniz !
….Biz bundan dolayıdır ki, Ordumuz adına sizlere müteşekkiriz !
….Fakat şu da bir gerçek ki Türkiye Cumhuriyetine uzanan,
….Menfur eller bazı dış güçler ve ise huzursuzluk yapmaktadırlar !
….Türkiye Cumhuriyet ..Türk Millleti adına Vatan Bayrak uğruna !
….Oğlunuz Cemal sıcak bir çatışmada ŞEHiT düşmüştür !
….Türkiye Devleti..Türk Milleti…Türk Odusu ve kendi şahsım adına !
….Sizlere başsağlığı dilerim efendim !
Der demez ardından yığılıp kaldı zülfiye hanım !
Ooooffff…..Oooff….Gitmişti şükrü !.... Bitmişti şükrü !....
Nede olsa tek oğuldu cemal….Toparlandı birden ve,
….VATAN SAĞOLSUN KOMUTANIM…..deyip vedalaştılar…
Zaten radyolar ara ara ajans giriyorlardı bir huzursuzluk da vardı şükrünün
içinde, Hava yine karartılı bulutlarsa yağmura gebeydi sanki, şükrünün aklına
Cemalin doğumu geliverdi bir an O yağmurlarda ıslanışı çamurlarda yuvarlanışı,
Gözünde canlandı birden…. işte tam öyle bir gündü yine, hava değildi aslında
sadece öyle olan, O yüreklerde aynısıydı….yüreklerdi kararan…yüreklerdeki bulutlardı
yağmura duran…Ciğerlerdi O fırtınalar koparan…O mahsun bakışlı gözlerdi
şimşekler çakan…..Aaaahhh…..Aaahh….
Ya ayşe gelin ne haldeydi….ya onun henüz yaşını yeni dolduran umudu ne haldeydi peki ?
Haykırıp yas bile edemedi orta yerde ayşe gelin, için için yiyip bitirmekteydi kendini…
Umut dersen anasından beter, çığlık atmaktaydı çocukcağız, her yeri parçalarcasına…..
Yer gök dolmuş tüm millet avluda toplanmıştı, cemalin naaşı beklenmekteydi,
Ne edecekti şimdi O anne babasıyla ayşe gelin birde umut !.......sorma gitsin….
Çok geçmeden bir araba göründü ötelerden, üstü al bayrakla örtülü gözleri
almaktaydı onun kızıllığı……Araba avluya girdiğinde cemalin bayrağa sarılı tabutu
ve tabutun önünde büyükce bir resimi durmaktaydı…..
Dayan yayanabilirsen, ! …….Katlan hadi katlanabilirsen ! ….Hadi sabret edebilirsen ! ….
Dayan babası şükrü dayan !.... Dayan anası zülfiye dayan !....
Dayan hayatı kararan Ayşe gelin bari sen dayan…. !!!
Sen olsa dayan !...Sen olsa katlan ayşe gelin katlan !...Katlan !....Katlan !!!
Yumruk yap ellerini !...... ısır bileklerini !..... ısır !..... ısır !..... ısırda mahsun olma
Sil O kan çanağı olmuş gözlerini !..... Sil ne olur sil O kan çanağı olmuş gözlerini !.....
Silde dik dur ….dikdur !...durabilirsen …..dayanabilirsen tabii !..... Tutunabilirsen tabii !...
Dayanabilir vede tutunabilirsen tabii !.....
YA umut ! ….umut ise anacığının kucağında !
Ooooffff…..Ooofff !!!
Babasının umudu !........Cemalin umudu !.... Geleceğin umudu !.... bir tarafta !
Bir yanda ise Türkün umudu !....Türkiyenin Türkiyelinin umudu… ise bayrağa sarılı…
Öbür tarafta duruyordu….ne gündü ya rabbi ! …Ey Allahım bu nasıl bir gündü !.....
Söyleyin nasıl bir gündür !....Nasıl….Nasıl…Nasıl !
Dualarla cemal son yolculuğuna uğurlanırken bir yandan da hep bir ağızdan….
Şu nidalar yükseliyordu….Semalara topluca…..
ŞEHiT LER ÖL MEZ…VATAN BÖLÜNMEZ !.... ŞEHiT LER ÖL MEZ… VATAN BÖLÜNMEZ !....
Anadolu bir şehit daha vermişti…bir can daha öylece kaymış…..kayıpda gitmişti yine….
Binlere biri daha eklenmişti….Kapadokya diyarından…..avanostan…onun Güllüce köyünden…
…Ya karadenizden kaç şehit verilmişti ?......Ya Trakyadan ?......YA Egeden….YA Doğuyla……
Onun güney doğusundan ???......kaçı gitmişti peki kaçı ???.... sayanımız varmı !.....
Sayanımız varmı !.... Söyleyin sayanımız varmı !......Söyleyin hadi varmı ?.....Varmı ? ….Varmı?...
Ne yürekler davlandı ve davlanıyor !....
Samsun – Ordu’ da !.......Zonguldak’ la - Bolu’da…Ne ocaklar sönüyor…Denizli’ yle - Aydın’ da
Kimileri öksüz kalıyor… Mersin’ le – Adana’ da Bazısı var dul bırakılıyor….Şemdinli – Şırnak’ ta
Analar’ sa ağıtlar yakmakta …O Kars ile Ardahan’ da…..Boyunlar bükülü ! Yürekler hüzünlü….
Dersim, Tunceli’ de…Bingöl’ de vede Diyarbakır’ da….Babalar’ sa yürekleri yanıp için için ağlamakta ….. Van’ da …Hakkari’ de…..Mardin…Antep’ le Maraş’ da !!!
Güneş bir başka sevinçle doğsun artık ne olur benim vatanımın kubbesine ! ….
Benim Memleketimin göklerine !.......benim Diyarımın üzerine ! …..
Benim Yurdumun semalarına !…..Ne olur !.....Ne olur !... Kubbesine ! Göklerine ! Semalarına !…
Hadi yeter artık …. Ne olur !.....Yetti yeti artık…. Ne olur !......Ne olur çıkıp dur denilsin dur!... Ne olur !... Ne olur !...
Rize - Çayeli bizden !....Hakkari – Şemdinli ile Isparta – Denizli bizim yüreğimizden !....
izmirle – Sakarya…..Elazığ Muş ile Malatya içimizden !....Kürdü Lazı Çerkezi bizden !......
Efesi - Manavıyla Pomağı bizim yüreğimizden !....Alevisi – Sünnisi…Hırıstiyanla - Ateisti
Yahudisi herbiri ülkemin cemaatinden !...... Vatanımın...Ülkemin….Milletimin…..Ulusumun……
Hepisi….Herbiri….Heryeri….Her Karışı……Benim….Bizim….Bizlerin Türkiyelimin !!!.....
TÜRKiYE CUMHURiYETi’ nin !……… TÜRKiYE CUMHURiYETi’ nin !!!….
……işte böyle haykırıyor öyle söylüyordu, cemali son yolculuğunda uğurlayan yüreklerden gelen sesler…….ve böylece cemal de bu dünyadan bedenen göçüp gidiyor, ardında bağrı yanık Ana babayla herşeyiyle sevdasını bile doyasıya yaşayamadığı kadınla birde UMUT bırakıyordu.. Huzura….. Mutluluğa….. Barışa…...Geleceğe……vede kendisinin doya doya kana kana-----Yaşayamadığı tüm yarınlara….Yeryüzündeki tüm insanlığa…..
….ve bir ağıt kopmaktaydı ayşe gelinin yüreğinin derinliklerinden !
Sabır Tükenmişti !….Sükunet bitmişti ! …….Yok köylük yerdir…Yok şöyle böyledir !.....
Umurunda bile değildi….Ateş ona düşmüştü….Alev olmuş……Köz olmuş onu yakmaktaydı !!!
Artık direnci kalmamış…..O bütün olup bitene bir isyan misaliydi sanki….Onun yüreğinden dökülenleri……şöyle seslenmekteydi :
CEMALIM CEMALIM….ALGIN CEMALIM……AL GANLAR iÇiNDE GALDIN CEMALIM…!!!
(……Cemalım Türküsü.....Cemale Yakılan O Ağıt ise
Her yeri inletmekde dağlıyordu olanca acılayrıyla tüm yürekleri ! ..... )
Biz Sadece yüreğimizden gelenleri içimizdeki duyguları kalem vasıtasiyle kağıda döküp
Dile getirdik…..genelde yazılarımın gerek başında ve gerekse sonunda uzunca yazılar
yazan birisi olarak kınalı kuzu CEMAL’in öyküsünün ardından hiç bir yorum yazmayıp
Tüm yorumu sizlere bırakıyorum….desamde yinede ikicümle laf etmek isterim…
Evet ben yurtdışında Almanyada yaşıyorum burası benim ekmek kapım… !
Fakat ama şu da bir gerçek ki orası benim yurdum… ! sılam… ! memleketimle Toprağım… !
Şunu da belirtmek isterim ki taaa…malazgirt ovasından…cudi ve gabar dağlarına kadar oralarda ölenler Benim canım… ! Onlar Benim Kanım… ! Onlar Herbiri Benim insanım… !
Bunları dile getirmenin bir Türk evladı olarak boynumun borcu olduğunu düşünerek ben
sadece elimden gelebileni yaptım…
Tabii ki elbette bu öykünün cemalım türküsüyle bir alakası yok bunun bilincindeydim…
Fakat yazdığım öyküde …Ali…Ahmet..Mehmet diye bir Şehidi de anlatabilirdim…
ama yapmadım yine kapadokya diyarı ürgüp yöresinde yaşanan cemalım türküsüyle
denk düşsün deyip bende Şehidimin öyküsüyle avanosun güllüce köyüne uzandım…
Haa gerçek hayatta böyle bir köy varmıdır derseniz sanmıyorum…zaten öyküdeki bütün
mekan insan karekterleri vede diğerleri bizim yani gizemlikartalın kendi
Hayal ürününden ibaret olup gerçek hayatla hiç bir ilgi vede alakası yoktur…
Fakat bunun benzeri asırlardır yaşanmakta O güzel anadolumun her yöresinde ve diyarında…
Tüm okurlarımıza ve dinleyenlerimize önemle duyurulur !
Tüm yapıtlarımızı ise yazıp paylaşmak bizden yorum ise sizlerin yüce zat-ı Alinizden…..
Neyse Dostlar !
Bilemiyorum gelecek sefer belki ege de ……Mustafayla – Gönülde veya Doğuda
Güneydoğuda Şehmuzla – Zeynodayız….Kimbilir bellimi olur bakarsınız belkide
Karadenizdeki Pazarcı Nine ye uğrarız……Yeni Bir Öykümüzde buluşuncaya değin…..
Hadi Şimdilik HOŞÇAKALIN’ ınız……Sevgilerle !
Yazan – Tasarlayan ve Hazırlayan : G i Z E M L i K A R T A L
ŞiiR ÖTESi BiR YAŞAM BiÇiMiYLE ÖYKÜ TÜRÜNDE BiR HAYAT TARZI iŞTE ONUNKiSi !
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.