Çek Üstünden Ellerimi Hayat...
Soğuk bedeni değdi tenime. Ürperdim önce, sonra bağırmak istedim ama olmadı.
Dudaklarımın üzerini bir el kapatıyordu. Diğer eliyse vücudumun coğrafyasını çıkarıyordu.
Acı acı teslim ediyordum bedenimi. Ruhum ruhsuz bir yaratığa teslim olmuştu.
Sesimin çıkmasını, avazım çıktığı kadar bağırmayı öyle isterdim ki o anda.
- Olmadı
Uyandığımda kanlı bir makyaja boyanmıştı vücudum. Dahası yatağımın her tarafı bed bir okyanus olmuştu.
Karanlığın, pisliğin ve kendimden tiksinmeme neden olan iğrenç kokunun esiri olmuştu.
-Uyanmasaydım
Oracıkta canımı teslim etmeyi isterdim Tanrıya. Oracıkta öylece donup kalmak isterdim, kimse beni gelip bulamasın diye. Adresim belli olmasın, adım sanım duyulmasın isterdim.
Keşkeler için çok geçti artık. Son trende yolunu alıp gitmiş raylar üzerinde. Banaysa arkasından bakıp iç çekmek kaldı sadece.
Evet, evet biliyorum hikayem klasik bir tragedyadan alıntı belki. Belki bir tiyatro ya da film sahnesinden herhangi bölüm. Hüzünbaz kuşlar kondu ses tellerime, boğuk boğuk çıkıyordu kelimelerim.
Dahası boğulmuştum kendi karmaşamın içinde.
-Neden?
-Niçin?
-Nasıl?
Bu soruları sormanın bir anlamı yoktu artık kendi içimde. Kendime bir düşman yaratmıştım dünyamda.
En büyük düşmanım yine bendim. İnsanların en büyük düşmanları kendileridir ve daha kötüsü insan kendi kendinin düşmanıdır.
Yeter!
Susturamadığım hıçkırıklarım gözlerimden süzülüyordu aşağıya doğru, boğazımda acımtırak bir tat…
İçime kapandım. Dakikalarca, saatlerce sustum kendime. Aynanın karşısına geçip kendime bakamadım.
Öylece kalakaldım.
Kendime, insanlara, hayata, dahası çok sevdiğim sokaklara…
- Alen SARICA