- 853 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hayallerim ve ben ( Sevda Çiçeğime Bu hikayede sen varsın )
Hayallerim ve ben
--------------------------------------------------------------------------------
Genç adam emin adımlarla pasajın daracık kapısından içeri girdi hızla birkaç metrelik mesafeyi kat ederek aradığı kapının önünde durdu. Çok sevinçliydi, Nihayet aylar önce hocasıyla yapmış olduğu konuşmanın semeresini görmüştü. Kitap elindeydi Ankara dönüşü sırasında yol üzerinde olan sıradan bir marketin kitap reyonunda rastlamıştı. Önce gözlerine inanamadı eline aldı inceledi evet o kitaptı. Kapağın üzerinde Hocasının adını dikkatle okudu. Sonra hata yapmadığına emin oldu hemen parasını ödeyip dışarı çıktı. Sanırım belki hocası bile kendisi kadar sevinmemişti.
Kapıyı iki kere tıklattı cevap alamayınca kapıyı hafifçe araladı ve hocasını koltuğunda oturur görünce rahat bir nefes aldı. Hemen içeri girdi.Hocası gözlerini açmadan:
_ Ayakta durma evlat hala kulaklarım keskin seni diğerlerinden ayırtabiliyorum geç otur yorulmuşsundur. Sen evvelden beri fazla sıcaktan hoşlanmazsın.
Kemal:
_ Hocam çok kızgınım size beni de atlattınız. Benim niye haberim yok bu kitaptan. Ta nereden aldım biliyor musunuz?.
Şükrü baba:
_ Sana sürpriz yapmak istedim evlat sen ikna ettin bu kitabı bastırmaya beni, sürpriz yapmak istedim. Ve düşünüyorum büyü bozuldu mu? Ya gerçek veda okursa hakkımda ne düşünecek.
Kemal:
_ Hocam bunları düşünmeyin şimdi sırası değil. Önemli olan kitabınızın çıkması
Şükrü baba koltuğundan silkinerek ayağı kalktı ve beni yeni görmüş gibi karşımda durdu ve üzerime eğilerek kısık bir sesle
_ Evlat kitabın çıkması benim için önemini kaybetti. Onu gördüm. Onu.
Bayağı meraklanmıştım bizim şükrü baba sevinçten her halde sayıklamaya başladı derken birden ayıldım.
_ Sen ne dedin ne dedin ? 0nu mu gördün. Nasıl yani.
_ Buraya geldi evlat buraya geldi yıllar sonra sevdam buraya geldi. Onu görünce elim ayağım tutmaz oldu. Aslında biliyordum geleceğini ama elimde değildi.
_ Ne oldu karşılaşınca
Şükrü baba:
_ Hiçbir şey olmadı konuştuk eski yeni bir şeyler zaten benim ayaklarım yerden kesilmişti aha şimdi ne konuştun desen vereceğim cevap hiç hatırlamıyorum olacak ben sadece seyrettim. Senelerdir yüzünü görmeye hasrettim. Onu bir daha görmek bana Allah�ın bir lutfuydu.
Kemal:
_ Hocam başka. Ben sizi tanıyorsam geriside var anlatınız bana. Ben sizin sırdaşınız oldum her zaman biliyorsun benden sır çıkmaz.
Şükrü baba:
_ Bilirim hala beni bacanağa ispiyonlayanın kim olduğunu daha bulamadım . bunu biliyorsun sır saklarmış külahıma anlat sen benim. Ama yine de sana bazı şeyler anlatabilirim. Hani seninle bakırköy�e kitapçılara uğradığımızda gittiğimiz bir kafe var hatırladın mı hah işte geçen hafta oraya gittik onunla
Kemal:
_ Nasıl kabul ettirdin?
Şükrü baba:
_ Bilmem ben teklif ettim o da kabul etti. Ne konuştuğumuzu sorarsan o hiç konuşmadı gibi bir şey dört senenin suskunluğunu konuşarak attım hep ben konuştum içimde ne varsa anlattım sustuğumda gördüm ki hayret ve şaşkınlıkla bana bakıyordu. Gülmüşüm ne oldu gibilerden o da güldü çaylarımızı içtik.hatta tavla oynamayı teklif ettim ama bilmiyormuş. Belki de o gün bana sabrımın bir mükafatıydı.
Kemal:
_ Artık fırsat buldukça çıkarsınız yaşadın sende sevdiğini sık,sık görürsün. Bel ki oda seni sevebilir.
Şükrü Baba:
_ Öylemi düşünüyorsun? Bir taraftan da bunu dü şündüm. Hayır bir daha çıkmak yok o kafede oturduğumuz masada bir şey daha gördüm. O yolun başındaki yolcuydu. Ve önünde gideceği çok uzun bir yol vardı. Ben ise o yolları tüketmiş bir yolcuydum. Olsa, olsa ona yolları tarif edebilirim ama eşlik yapamam. Hem biliyorsun benim bir tek sırrım kaldı yarına çıkıp çıkmayacağım bile belli değilken. Hem zaten o benimle çıkmakla yılların borcunu da ödedi. Ben burada bu odada nefes alıp veriyorum Hayallerim ve ben. Ben onun için son yazımı da yazmış oldum böylece bu hikaye de dahil olmak üzere. Bir daha hiç yazmayacağım beş kelime sadece beş kelime sonra noktayı koyacağım.
Sevda çiçeğim seni çok seviyorum.
Genç adam kapıdan çıkıp, gözden kaybolurken, yaşlı adamyerine oturdu arkasına yaslanarak. Gözlerini
kapattı. Artık onun için ölüm yaşamak gibi bir şeydi. Yaşamanın, sonzuzluğa uzananbir koridor olduğunu anlamıştı. Yapacakbir şeyim kalmadı diye düşündü’başardım o benim oldu bunu oda biliyor.’ Avcundaki resmi son defa öptü. Masanın üzerine başını koyarken gözünden yuvarlanıp inen göz yaşının, kalbinin son defa atmasına eşlik ettiğini fark edemedi. Bu çağın adamı olmadığını hiç bilemedi.
Bu sefer çay içmeye de vakit bulamadık sonu hüzünlü bitmesine rağmen bence de böyle bitmeliydi. Şükrü babayı daha sık ziyaret etmeliyim. Peki ben niye üzülüyorum bu hayat benim hayatım değil ki Allah kahretsin.
25-04-2008-Cuma
Haznedar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.