- 726 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
ARTİST GÜLTEN
Ege’nin mis gibi kokan üzüm bağlarıyla çevrili,güzel köylerinden birinde yaşardı Gülten.
Onyedi-onsekizine varmıştı hemen hemen.Gelinlik çağı demekti bu,köylerinde.Köyünün
gençlerini beğenmezdi Gülten.Yakıştıramazdı kendine.
Bağ çapalama günlerinde,verilen her molada,çekilip bir kenara,kimseye aldırmadan yakardı
sigarasını,başlardı hayaller kurmaya.
Artistlere özenirdi hep.Kendini onlardan daha güzel bulurdu.Çapasını yaptıkları bağlarda
yetişen üzümlerden yapılan lüks şarapları onların içmesini bile kıskanırdı.’Bir gün ben,en lüks gazinolarda,en pahalı kadehlerden,en yıllanmış olanlarınızı içeceğim ’ derdi.
Evde kaldığı gündüzleri ve iş dönüşü akşamları,ev işlerinde annesine yardım edeceğine,te-
levizyon karşısına geçer,diziler,klipler,kadın programlarını seyredip özenir ve isyan eder-
di. ’Ulan poposu buruşmuş,göğüsleri sarkmış kart karılar,çıkıp meşhur oluyor,paraya para
demiyorlar be ! ’ diyordu.
Aynanın karşısına geçip,vücudunun çeşitli yerlerini seyredip ’ Şu benimkilere bakın bir de !
Hanginizinkiler böyle dimdik.Böyle popo hanginizde var ulan !’ diye bağıra bağıra isyan edi-
yordu.
Bazen isyanları sesli oluyordu ki,annesi koşarak odasına girip,dumanaltı olduğunu görünce
’Aklını başına al kızım! Bak Necmi Ağa’lar dünüre gelmek istiyorlar senin için.Oğulları Aydın
yakışıklı,efendi çocuk.Askerliğini de yaptı.He,de de evlendirelim sizi.’ dediğinde yarasına
basılmış gibi bağırmaya başlardı Gülten:’Evlenmem ,diyordu,bu köyden kimseyle evlenmem!
İstanbul’a gideceğim ben,artist olacağım!’
İstanbul’a çok giden olmuştu bu köyden.Çoğu da kapıcılık bulmuş İstanbul’a yerleşmişti.
Niyazi de onlardan biriydi.Kısa süre önce İstanbul’un bir ilçesinde kapıcılık yapan bir akrabasının aracılığı ile başka bir apartmanda kapıcılık bulmuştu.İşe girerken nişanlı oldu-
ğunu söylemiş,düğünün yakın olduğunu anlatmıştı.
Bodrum katta kapıcı dairesine yerleşmiş,elektrik,su,doğalgaz gibi tüm harcamaları da apartman yönetimi tarafından karşılanmaktaydı.
Nişanlısının ailesiyle düğün görüşmesi yapmak için izin alıp köye gelmiştir Niyazi.Ama orta
da nişanlı falan yoktur.Köyde kız bulma işlerine aracılık etmesiyle bilinen Fadime Hanım’a
durumu anlatır.Gülten aklına gelir kadının.Görmeyi bile düşünmeden ,bu işi yapmasını ister
Niyazi..Bulduğu işi kaybetmemek için tek çare olarak gördüğü evliliğin kiminle olacağı pek
ilgilendirmemektedir onu.Yeter ki evlensin,işini kaybetmesin..
Artist Gülten sıcak bakar bu evliliğe.Ucunda İstanbul’a yerleşmek vardır.Birer birer çıka-
caktır,şöhret basamaklarını.Önce İstanbul’a yerleşerek ilk adımı atmaya karar verir.
Kısa sürede gerçekleşir,kapıcı Niyazi ile Artist Gülten’in evliliği..Kapıcı dairesinde birlikte
yaşamaya başlarlar.
Sahile yakındır, bulundukları ilçe.Her fırsatta gezmeye çıkarlar.Bayağı da mutludur Gülten
o günlerde.Yavaş yavaş serviste,temizlikte yardımlaşmaya başlarlar.
Sigara içmesine karışmaz Niyazi.Birlikte şarap bile içerler.Televizyonları da vardır.Bütün
boş zamanlarını televizyonun karşısında geçirir Gülten.Kızlık hayallerini sürdürmeye devam eder.
Hamilelik hiç hesapta yokken başlayıverir.Ara verip hayallerine Gülten,anne olmanın heye-
canını yaşamaya başlar.Güzel bir kızları dünyaya gelir.Gülcan koyarlar adını.Kısa süre son
ra bir hamilelik daha.Bir kız bebekleri daha olur.Ona da Nurcan derler.
Hayaller artık Gülcan ile Nurcan üzerinedir.Onlara bakılacak,büyütülecek,belki de onlar
artist yapılacaktır.
Hiç de sıkıntı çekilmez ilk yıllarda.Geçinmekte hiç de zorlanmazlar.Kira,elektrik,su,yakıt
gibi giderleri yoktur.Maaş ve bahşiş olayı da yetmektedir geçimlerine.Çocuklar için giysi-
ler de çoğu zaman apartman sakinlerinden gelmektedir.
Büyümeye başlayınca çocuklar,istekler ve masraflar artmaya başlayınca sıkıntılar,dertler
de başlar.Okuldaki diğer çocuklar gibi kurslara gönderemez,pahalı giysiler,bilgisayarlar,
pahalı oyuncaklar alamazlar çocuklarına.
Gülten sigaranın,şarabın dozunu artırmaya başlar.Başka evlere de yevmiyeyle temizliğe
gitmeye,daha fazla para kazanmaya çalışır.Becerir de bunu.
Çocuklar oturdukları bodrum kattaki kapıcı dairesinden utanmaya başlar.Gülten de öyle.
Niyazi’den kiralık bir apartman dairesi tutması istenir.Araştırılır.Kiralar yüksektir.Cesa-
ret edemez Niyazi.Kavgalar,tartışmalar başlar evlerinde.
Temizliğe gittiği bir evin hanımına açılır Gülten.Bir çakalın kulağına varır söyledikleri.
Çakal,peşine düşer Gülten’in.Aşk tuzağı kurulur.Güya mutsuz bir evliliği varmış Çakal’ın.
Aşık olmuş Gülten’e..Çok seyretmişti böyle filmleri,dizileri Gülten.Böyle aşklar çok yaşan-
mıştı.O da yaşamak istedi.Uydu çakala..
Terkedip eşini ve çocuklarını kaçtı evinden.Yıkıldı kapıcı Niyazi.Kahroldular Gülcan ve Nur
can...
Yaşanmakta bu öykü gözümün önünde.Çocukları her gün görüyor ve ben bile utanıyorum
onlardan.Bizler insanız.Onlara bu kötülüğü yapanlar da insan..
Duyduk,evliymiş kaçtığı adam.Pişmanmış Gülten.Geri dönmek istiyormuş kocasına.Kocası
da kabullenecek belki ama apartman yönetimi itiraz ediyor.’O kadını bu apartmana getirir
sen kapıcılığına son veririz’ diyorlar.Başka ev kiralayacak parası yok ki Niyazi’nin.Hem
böyle bir işi bir daha nasıl bulacak ?...
Yaşanıyor hala..Nereye varacak sonu bilmiyorum.Bildiğim tek şey Gülten’in özellikle çocuk
larına,yapılabilecek en büyük kötülüğü yaptığıdır..
Fikret TEZAL
YORUMLAR
Hikaye dediğiniz gibi yaşanmakta olan, Anadolu insanının irfanını boğan kement gibi. Bizim de soluklarımızı tıkıyor.Acizane fikrim kaleminizi sade ve işlek buldum. Gördüğü hikayeyi anlatan samimi bir yol arkadaşı gibi.