- 1482 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
bir doğum bir yaşam bir biyografi bir umut bir umutsuzluk bir ömür...001
........... zaman akıp geçiyor olsa da bu hikaye 30 yıl 5 ay öncesinden başlıyor.yağmurlu bir güz günü hava karanlık simsiyah.Bulutların arasından sadece görünen alacalık ve şimşeklerin aydınlattığı bir anlık ışık parıltısı ve kulakları sağır edercesine gürültü.
bir köy evinin yoksulluğunda anne olmak üzere olan bir kadın ağrı sızı ;çaresizce doğumu beklemektedir bir başına.komşuların çağırdığı yaşlı ebe gelse diye dua etmektedir farkında olmadan oysa.
evin durumu içler acısıdır. tahta döşemenin üzerinde bir hasır ve bir kıl yaygı, köylü tabiriyle.kıl yaygı denilen bildiğimiz keçi kılından yapılmış örme kilimdir işte.bir çarşaf üzerinde kadıncağızın yorgan niyetine.
gaz lambasının ışığı hafif bir esinti gelince pencere aralığından bir o yandadır bir bu yanda elektrik neredeeee lamba ha söndü ha sönecek.karanlığın kasvetini bile kovuşturacak bir el yok ki; ah orada..ne zaman bitecek bu kabus diye geçirirken içinden
ilahi yaradılış tastamam bitmek üzereydi,ölümden zor saatlerin son dakikasında.
ve bilmeden apalak çocuk ;açtı dünyaya gözlerini sabaha karşı.her yer karanlıktı,
-doğmak bu mu ?
dedi belki de kendi kendine kimbilir ?
karanlığı tanıdı ilk olarak yaşamda nerden bilsin titrek ışığın esintide sönüp gittiğini.
neden sonra yaşlı köy ebesi gelmişti koşa yuvarlana o sevecen haliyle,
-gızım dayanıve yetiştim gari ! diyerek.
işte yaşamın gerçeğini bir kez daha düşünmeye giderim bu noktada geçip giden saniyeler ne eceli öteler ne de alınacak bir nefesi..
hemen ağaçtan oyma leğen,su kabağından yapılmış hamam tası,teneke bakır dolusu ılık su getirdiler yıkamak için mızırdanan çocuğu.ufaklık ta ses feryat figan o ne bağırtı öyle el kadar bebe de..aman allahım.
ebe kucakladı çocuğu. komşu kadın; genç anne ile ilgilenirken.
çocuğu aydınlık salona çıkardı ve seslendi annesine ,
-gızıııım oğlanmış bu koç gibi maaşallah diye.
koç gibi dediğine aldandı herkes önce.çocuk cılız zayıf bir şeydi oysa..o cüsseden çıkan ses asıl hayret edilecek olandı...
kim bilir belki de felaketler zinciri gibi geçecek yaşantısına ağlıyordu ta o günden yavrucağız...
yıkandı paklandı bebecik; eski çarşafın yırttıkları bir parçasına sarıp anasının kollarına bıraktılar.işte duygunun gücüne şahit olmak böyle bir şey ağlayan yumurcak sesi kesti bir zaman sonra uykuya daldı sanki çok yorulmuş ta dinlenecek gibi..ilahi yaradan işte..
uyudu..uyudu..anacığıyla koyun koyuna.....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.