EVLİ BİR KADININ ÖZGÜRLÜĞE KAÇIŞI
EVLİ BİR KADININ ÖZGÜRLÜĞE KAÇIŞI
*Bazen yıllarca birlikte olduğumuz insanın bazı özeliklerini görmeyiz, ya da alışırız.Birgün gelir, görmediğimiz ya da alıştığımızı sandığımız özelliklerdan iğrenir ya da nefret ederiz.*
Evliliğinin çok iy igittiği bir zamanda,bir akşamüstü yemek masasında gözleri karşısında oturan kocasının gözlerine takıldı.
Böyle birisiyle onbeş yılını nasıl geçirdiğini düşündü. Ne onbeş gün ,ne onbeş ay,tamı tamına koskocaman onbeş yıl. Yemek yemeyi bırakıp kocasının yüzüne dikkatlice bakmya başladı.İkizkenar üçgenin tersine çevrilip,alt tarafından biraz kesilip gövdeye kalın bir urganla tutturulmuş bir baş. Başın üzerine serpiştirilmiş bir tutam ya var ya yok sarı tüycükler,kafanın ön tarafı ise sanki murdar bir oğlaktan yüzülüp yapıştırılmış gibi duran yeşilimsi bir surat,bu yeşilimsi suratın orta yerinin biraz üzerinde siyahı beyazının içerisinde yitmiş bir çift pörtlek göz. Tam beyaz da denmez sıgara dumanın parmaklarda bıraktığı leke gibi duran bir çift sarımtırak göz.
Kocası karşısında incelendiğinin ayırdında olmadan önünde duran tabaktaki yemeği kıtlıktan çıkmış gibi habire atıştırıyordu. Çiğnediği her lokma ince cılız boynundan inerken, yeni dogmuş bir bebeğin yumruğu büyüklüğündeki ademelması hoyratça inip çıkıyordu.Dikkatlice baktığında midesi bulandı. Sanki kocasıın gözleri irin olup deşilmiş önündeki tabaga akıyordu o da iştahla irinli çorbayı içiyordu.Kalkıp kendisini lavoboya zor attı. Yediği birkaç lokma yemek ağzından geri geldi. Midesi, bağırsakları, tüm iç organları dışarı çıkarcasına öğürüyordu, musluğu sonuna kadar açtı. Agzına bir avuç soguk suyu alınca biraz kendine gelir gibi oldu. Başını musluktan akan soğuk suyun altına soktu. Arkasında kocasının herzamanki tekdüze sesini duydu.*Nenvar karıcığım hasta mısın? * Başka zaman olsa bu söz kendisini rahatlatır yatıştırırdı, oysa şimdi duymak istemiyordu. Sanki bu sözler kocasının ağzından değilde patlamaza hazır irin yanardagından çıkıyordu.Kocası hala ensesinin dibinde ne olduğuna bir anlam veremeden dokunamadan korku ve şaşkınlıkla bekliyordu.Kocaman pörtlek gözleri daha da açılmış kısık yılan ıslığına benzeyen bir fısıltıyla konuşuyordu. Bu onu dahada çılğınlaşırıtp midesinin bulantısını artırıyordu. Kafasını tekrar musluktan akan soğuk suyun altına tutu. O evde sudan başka hiçbir şeye dokunmak istemiyordu. Bunu düşündüğü anda dirsekleriyle lavaboya abandığını farkedip korkuyle kollarını geri çekti.Kollarını geri çekerken sol elının parmağındaki evlilik yüzügünü gördü. Yüzügü satın almaya gittikleri gün gözünün önüne geldi ocak ayının 12 siydi hertaraf karla kaplıydı, herkez soğuktan dışarı çıkamazken kendisi ve sevdiğini sandığı kocası soğuktan degilde heycandan titriyorlardı. Ama zaman herşeyi aşındırdığı gibi ilişkileride acımasızca aşındırıyordu. Belki de en çok onu değişime uğratıyordu. Onbeş yıl önce sevinçle taktığı yüz ükten şimdi nefret ediyordu. Sag eliyle sol elin yüz ük parmagındaki yüzügü çıkarmaya çalışıtı, onbeş yıldır birgün bile parmağından çıkarmadığı yüyük bir türlü çıkmıyordu.Sevinç ve mutlulukla takılan küçücük metal halkanın değil bedenini ruhunu bile esir alan parangaya dönütüğünü düşündü. Tekrar elini musluktan akan suyun altına tutup sag eliyle yüzüge asıldı. Parmağından çıkan yüyük bir parça deriyi de beraberinde sıyırmıştı. Acı falan duymuyordu ,yalnız parmağın soyulan yerinden kan akıyordu. Başını musluktan akan sudan çekip ,kanayan elini suyun altına tuttu .Koyukırmızı kan suda inceden sarıya dönüşüyordu . İçinden onbeş yıldırkanına karışmış irinin aktığını düşündü , elini musluktan akan soğuk suyun altından çekmek istemiyordu.- Kurtulmalıyım- dedi kendikendine -Kurtulmalıym-
hemen, şuan, şimdi- sözcüğü yarımyamalak ağzından çıktığında yırtıcı ,yabani bir hayvanın kafesten boşalması gibi evden çıktı.
Dışarıda esen sert rüzgarı önüne katıp- KURTULDUM, KURTULDUM ,KURTULDUM- diye bağırarak karanlığın içinde çığlıklarıyle kayıbolup yitti.
maviart-bremen-1995
YORUMLAR
NE KADAR ACI..hiç emek verilmemiş gbi görünüyor..ama ne çok emek saklı..yaşanmışlıklar bazen insanı aldatır..15 yıl dile kolay ama çok uzun bir zaman..neden şimdi?
kadın başkasına mı aşık diye düşünüyor insan..
yoksa bu zamana kadar birlikte olma düşüncesini kaybetmöeyen biri neden iğreniyor kocasından??
düşündürücü..
ne yazık ki..artık gözler dışarda olunca insan elindekinin kıymetini bilmiyor..
ama kanayan yaran varsa onu keser atarsın..fakat 15 yılını devirdiğin birine bunu iğrenerek yapmadan..:((