Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
Abdurrahman Tümer
Abdurrahman Tümer

Sılaya dönüş

Yorum

Sılaya dönüş

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

232

Okunma

Sılaya dönüş


İstanbul’un gri sabahlarından biriydi. Gökyüzü yine bulutlarla kaplı, sokaklar aceleyle yürüyen insanlarla doluydu. Kalabalığın ortasında, bavulunu tutan bir çift el vardı. O eller, yılların yorgunluğunu ve özlemini taşıyordu. O eller Abdurrahman’a aitti. Yıllar sonra memleketi Hatay’a dönüyordu.
Çocukluğunun geçtiği köy, burnunun direğini sızlatıyordu. Bahar geldiğinde portakal çiçeklerinin kokusu, sabahları horoz sesleriyle uyanmak, annesinin tandırda yaptığı sıcak ekmek... Her şey, yüreğinin bir köşesinde diri kalmıştı. İstanbul’da yaşamak bir mecburiyetti belki, ama kalbi hep memlekette atmıştı.Otobüs yola koyulduğunda, cam kenarına oturdu. İstanbul geride kalırken, zihni anılara koştu. Küçükken top oynadığı toprak sokaklar, büyüklerin anlattığı hikâyeler, bayram sabahları köy camisinden yükselen ezan... Her şey, bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçiyordu.
Saatler geçti. Nihayet otobüs, Hatay tabelasını gösterdiğinde içini tarifsiz bir sevinç kapladı. Yüreği kıpır kıpırdı. Dağlar, zeytin ağaçları, kır çiçekleri… Her şey tanıdıktı, her şey özlenen...Köyü olan Mastepe’nin yoluna girdiğinde toprak yollar hâlâ oradaydı. Değişmişti belki birkaç ev, ama havası aynıydı. Burnuna ilk gelen şey, toprak ve rüzgârın kokusuydu. Sonra tanıdık yüzler belirdi. Köyde ki çocukluk arkadaşları, yaşlanmış ama hâlâ tebessüm eden köy büyükleri...
Annesi evin kapısında bekliyordu. Gözleri dolmuştu. Dünden, Reyhanlı’da evlenmiş kızlarıyla birlikte hazırladığı sarmalar, dolmalar, içli köfteler mutfakta nefis kokuyordu. Abdurrahman köye vardığında, kapıda onu bekleyen annesine çocuk gibi koştu, elini öptü, hasret giderdi. Babasını rahmetle andıktan sonra
bahçeye geçti. Limon ağaçları hâlâ vardı. Uzakta horoz öterken, eski sedire oturdu. Gözleri doldu ama bu sefer mutluluktan.
“Ben artık döndüm,” dedi içinden.
“Toprağıma, köyüme, özlemime...”
Ve gökyüzü bu kez bulutsuzdu. Güneş, Hatay’ın dağlarını aydınlatırken, bir adam sılanın sıcaklığında yeniden doğuyordu.

Abdurrahman Tümer

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sılaya dönüş Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sılaya dönüş yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sılaya dönüş yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Nurefşan.
Nurefşan., @nurefsan-
19.8.2025 15:44:48
Ne güzel bir hikâye bu...
Abdurrahman’ın yolculuğu sadece İstanbul’dan Hatay’a değil aynı zamanda zihninden, geçmişine yorgun kalbinden, özlem dolu çocukluğuna doğru bir dönüş. Satır satır okurken, portakal çiçeklerinin kokusu burnuma geldi, tandır ekmeğinin sıcaklığı içimi ısıttı.

Memleket, özlem, ana ocağı ve iç huzur üzerine yazılmış, sıcacık bir öykü.
Hem yurt hasreti yaşayanlara hem de kalbinin yerini arayanlara iyi gelir.
Tebrik ederim

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL