Geçer,
Geçmez dediklerimiz...
Bir bir gelir, bir bir geçer.
Aşk acısı, yara acısı, yaren acısı...
Dertler, elemler, kederler...
Hepsi gelir seni bulur, sende misafir olur ve sonra çekip gider...

Biter,
Bitmez dediklerimiz...
Vakti gelince, zamanı bitince, üstüne sünger çekilince...
Sayılı günde biter, sayısız günde.
Bir rüya gibi gelip geçen ömrün de...
Hayat biter, yaşam biter, dünya biter...
Yaşanan her şey yaşanır ve biter...
Hiç bir şey sonsuza dek sürmez...
Hiç bir şey ebedi kalmaz...
En tutkulu aşklar bile, en derin sevdalar bile kalp durduğunda biter.
Ecel gelince biter.

Dünyada hüküm sürmüş krallıklar biter, sultanlıklar biter, imparatorluklar biter...
Onların da bir ömrü vardı ve bitti.
Kimi efsane oldu, kimi tarih...
Kimi hikaye oldu, kimi yalan...
Her şeyin bir ömrü vardır ve biter.
Onu için üzme kendini, yorma kendini, bitirme kendini...

Anı yaşa, anda yaşa...
Dert etme, tasa etme, ye’se kapılma...

Her şeyin bir ömrü vardır. Hiç geçmeyecek gibi görünen acılarında, bizi zorada bırakan sıkıntıların da ömrü vardır ve biter.

Ne gül vaktinden önce açar, ne güneş vaktinden önce doğar.

Her şeyin bir vakti vardır. Yaşam süresi vardır. Günü sayılıdır. Gecer ve gider.

Takılma!

Ümitsiz olma!

Yılma!

Bakın Balkan savaşları zamanında Osmanlı Halkı, yenilginin acısıyla evlerine, işyerlerine:

"Bu da geçer yahu!" yazıp asarlardı.

Üzüldüğün ne varsa, acı duyduğun ne varsa "bu da geçer ya hu!" deyip yoluna devam etmelisin.

Dinlediğimde zevk aldığım, hatta moral bulduğum bir türkü var:

"Ne ağlarsın benim Zülfü siyahım.
Bu da gelir bu da geçer ağlama.
Göklere erişti feryadım ahım.
Bu da gelir bu da geçer ağlama."
Diye.

Ahın da ömrü vardır, ızdırabın da...

Dinecek bir gün iniltilerin, sızıların, feryadın...

Bitecek bitmez dediğin en zor anların...

Ne güzel söylemiş Mevlana:

"Sıkıntılar misafirdir, gelir ve gider.
Önemli olan, gönderenin hatırına misafire sabretmektir."

Sabır, baş edemediğimiz sıkıntılar karşısında, Allah’a tevekkül edip, sığındığımız en güvenli limandır.

Ve sabrın sonunda emin ol!
Geçmez dediklerin her şey gelip geçecek.
Bitmez dediklerin her şey de bir elbet bitecektir.

İbretlik bir hikaye:

BU DA GEÇER YA HU!!

Sultan Mahmut bir gün tüm vezirlerini toplayıp, ’’bana bir yüzük yaptırın ve üzerine öyle birşey yazdırın ki ona her baktığımda, hüzünlüysem neşeleneyim, neşeliysem hüzünleneyim’’ diye buyurmuş.

Vezirler toplanmışlar dört bir yana haber salmışlar.
Sonunda bir gün yüzükle sultanın karşısına çıkmışlar, yüzüğü vermişler.

Sultan Mahmut:

"Tamam işte bu" demiş.

Yüzüğün üzerinde:
’’Bu da geçer Ya Hû’’ yazıyormuş...

Abdurrahman Tümer