0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
183
Okunma
Erken kalkan geç kalkanlardan her zaman bir adım öndedir.
Erken kalkan zamanı yakakar ve zamanı yakalayan biri rahat olur.
İşe yetişemeyeceğim diye bir endişesi, bir tedirginliği olmaz.
Erken kalktığı için evde istediği gibi kahvaltısını yapar. Rahatça çayını, kahvesini içer. Sonra da rahatca İşe gitmek üzere yola koyulur.
Randevusuna zamanında yetiştiği içinde hiç bir zaman geç kaldım mahcubiyeti yaşamaz.
Özgüvenli olur.
Hatta erken kalktığı için, o günün yapılacak listesine, notlarına bir daha göz atma imkanı bulur. Bu da kendisine başarıyı getirir. Başarılı olur.
Erken kalkan, sabahın ilk aydınlığına tanık olur.
Güneşin ilk doğuş anına, doğudan bakan haline, güne ilk tebessümüne şahit olur. Hoş bir vakit geçirir. Mutlu olur.
Erken kalkan, insanların türlü türlü hallerini gözler. Onları inceleme fırsatı bulur.
Yada dolmuş veya metroyla geliyorsa, her zaman çantasında taşıdığı kitabı çıkarıp, yetişeceği yere kadar bir kaç sayfa okumuş olur.
Kendi arabasıyla geliyorsa trafiği tehlikeye atacak hareketlerden sakınarak hızlı gitmesine gerek kalmadan sakın bir şekilde yolda seyir halinde olur.
Bütün bunlar, bir insanın erken kaldığında ne kadar rahat ve özgüvenli olabileceğinin göstergeleridir.
Sende erken kalk ve böyle daha özgüvenli ol.
Aksi takdirde geç kalkan biri bunların hiç birisini yapamaz. Hatta zamanım kalmadı, işe geç kalma endişesiyle ne güneşin doğuşunu görebilir nede yeni günün aydınlığından haz alabilir. Aklı fikri işe zamanında yetişebilmek olur.
Yolda ne kitap okuyabilir ne de insanları gözlemleyebilir.
Hele hele kendi arabasıyla işe gidiyorsa, bir an önce işe yetişebilmek kaygısıyla sürekli gaza basacak ve trafiği tehlikeye atacaktır.
Süratle yol aldığı için de hem kendi canını, hem de başka insanların canını tehlikeye atacaktır.
Atalarımız ne güzel demiş:
"Erken kalkan yol alır." diye.
Sende erken kalk ve sende yol al.
ERKEN KALK!
Erken kalk!
Doğuşunu görürsün güneşin.
Sesini duyarsın;
dallarında kuşların,
Çisil çisil yağan yağmurun.
Uzaklardan geçen vapurun...
Erken kalk!
Günü yakala!
Zamanı yakala!
Anı yakala!
Bir bir sönerken sokak lambaların;
Telaşlarına tanık olursun,
Okula giden önlüklü çocukların...
Erken kalk!
Yüzünü yıka, çayını demle.
Şenlensin mutfak.
Aç pencereni, sana gülümseyen çiçeklere bak;
Bahar değmiş ağaçlara, dallara,
Sokaktan gelip geçen insanlara,
Ve duvar dibinde kendini temizleyen kediye.
Unutma yaşadığın her gün,
Rabbinden bir lütuf, Rabbinden hediye...
Erken kalk!
Yapmak istediğini yap!
Vermek istediğini ver!
Aramak istediğini ara!
Hayat ertelemeye gelmez, beklemeye gelmez.
Malum, ömür kısa.
Günler sayılıdır ne de olsa...
Abdurrahman Tümer