1
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
315
Okunma
Ah gençlik ah
Genciz, hatta, genç bile değiliz. Ergen zamanlarımız herkesin bir sevdiği bir konuştuğu mutlaka vardı, uzak yakın her neyse, bende tatlı bir kızla konuşuyorum. Aynı mahalledeyiz, ölmüşte bir güzel sormayım. Bakkaldı pazardı yollarını kolluyorum. Yalvar yakarım bir o kadarda hey hey.
Sonunda tamam buluşalım dedi yarın, bana şehrin merkezinde bir büyük mağazanın altındaki kafeye gel ben ordayım, şu saate dedi, eh durur muyum en güzel elbisemi hazırladım saçları kırk şekle alabora yaptım öyle sabırsızım dem dur.
O gün erkenden gittim. Oturdum çayımı yemeğimi yedim zaman geçmek bilmiyor. Bekle babam bekle saatler saatleri kovaladı, ben çay kolik oldum. Akşam saat altı yediye vardı gelemeyecek anladım, havada bir yağmurlu bir yağmurlu kapıya çıkan dakikada sırılsıklam.
Arabaya binmedim kafa bin beş yüz vurdum yola yayan sen de üç saat, beş saat yağmurda yayan mahalleye çıktım. Paçalarımdan sular akıyor, tir tir titriyorum. Ne görüyüm pencereden beni gözlüyor gördüm bir an, ellerimle niye gelmedin hareketleri yapıyorum- Kıs kıs gülüyor sonunda perdeyi çekti.
Efendime deyim üşütmüşüm hem de ne üşütme bir hafta yataklarda yattım. İğne ilaç yatak döşek, duyduğuma göre;
Oh olsun demiş
Coşkûnî
5.0
100% (4)