Sokak yazıları 3 – mahalle

İnsan yaşlanınca bir başka ilgili, etrafına, emekli olmadan mahalleye pek bakmazdım.

Düşünüyorum da, çocukluğumda taş doldururdum cebime, kızdıklarıma kediye köpeğe atmak için biraz haşariydim. Gençken ceplerimde hep kuruyemiş olurdu, Sözde az sıgara içecektim peh

Neyse geldi çattı yaşlılık, şimdi ceplerimde kedi maması. Ah şu zaman insanı nerde nerelere taşıyor. Bizim mahalle pek sakin nezih yer. Nezih yerde de ezo pıpo kımo eksik olmaz. Karşı binanın çatı katında bir kadın var, Düşman başına her sabah köründe çıkar bina etraflarını toplar naylon teneke taş ne varsa, bir yandan söylenir terbiyesizler pisler tüh ya mübarek sana ne çöpçü musun kapıcı mı.

Şehirli olduk olmasına köylü yaşıyoruz. Teyzem her sene yünlerini yıkar balkona serer. Arkadaş ta dördüncü kattan dağılır yerlere bana ne diyecem de kediler yünle oynuyor. Bazen yutuyor hayvanlar arkadaş yün mu kaldı bu devirde her şey fabrika.


Yan tarafta Reco var kimse sevmez ama ben severim kedileri sever besler diye, hep derim hayvan sever insandan zarar gelmez. Geçen para istedi iki verdim cüzdanı görünce bi ikilik daha dedi. Perşembiye abi dedi, sorun yok olunca verirsin dedin, perşembe pencereden seslendi abi sonra versem olur mu, olur olur canını sıkma dedim. Bu mevzu uzayınca benden de uzak durunca, seslendim Aga dedim o üç beş kuruş var ya verme, kedilere ciğer falan alırsın. Oradan bağırıyor. Hay ağzını öpeyim abim tamam. Aman aman öpme birader gövdeyi kurtaramayız

Canım çok sıkıldı bugün. Şu yürüyüş yoluna çıkayım hastane önüne, gelen giden bir dost yüz bir ki güzel hatun görürüz dedim. Çıktım üç beş tur la ne tanıdık ne güzel var. Bastonlu amcalar buruşmuş teyzeler hastane yolunda. aha bir tanıdık, terzi muhtar amca oda yetmiş altı yaşında falan.

Neyse hoş beş. Ne yapıyon şair dedi dalga geçerek. Ne olsun dedim bir iki güzel görüyüm diye çıktım. Gördün bari dedi. Ne gezsin dedim hep yaşlı, bana döndü ters ters bakarak ha muhtar dedim. Sen aynaya bakmıyor musun dedi. Sende yaşlısın. Bi durakladım ne cevap veriyim.

He muhtar he haklısında, gel de gönle anlat on sekizim diye dolanıyor. Muhtar eski kurt , Bizim ….te o havdan gitti dedi
Gülüştük

Neyse yemek vakti muhtar ben eve…

Coşkûnî