14
Yorum
39
Beğeni
0,0
Puan
822
Okunma
Muğla’ya taşındığım tarihten itibaren, bu şehrin tarihi ve doğal güzelliklerini keşfetmeye karar verdim. Allahtan eşim de doğa ve tarih aşığı, bu yüzden bu konuda hiç sıkıntı yaşamıyoruz. Aksine, birlikte sürekli olarak gezilerimizi planlıyor, nerelere gideceğimizi, ne yapacağımızı, nasıl araştırmalar yapacağımızı konuşuyoruz. Muğla, sadece deniz ve güneşiyle değil, aynı zamanda keşfedilecek pek çok gizli kalmış hazinesiyle de büyüleyici bir yer ve bu hazinelerden biri, Datça.
Evimiz Göcek’te Datça’ya gitme kararı aldığımızda yol boyunca bize yemyeşil bir manzara eşlik etti. Kah denizin maviliğinin gök yüzüyle birleştiği anlar kah yeşil ve mavinin iç içe geçtiği ama birazcık virajlı yollardan geçerek keyifle gittiğimiz Datça, doğal güzellikleriyle insanı ilk görüşte kendisine aşık eden bir yer. Denizin masmavi, berrak sularının kıyılarını sarıp sarmaladığı, yemyeşil doğasının eşsiz bir manzara sunduğu kıyı ilçesi huzur arayanların uğrak yeri olmuş adeta. Datça’da ilk bakışta deniz ve doğanın buluştuğu mükemmel bir manzara karşılıyor sizleri. Durup orada mutlaka denizin ve o temiz havanın kokusunu içine çekin. Çam ağaçlarının denize doğru uzandığı, sahillerin altın sarısı kumsallarla kaplı olduğu Datça Şubat ayında gitmeme rağmen çok güzeldi ve duyduklarıma göre her mevsim farklı bir güzellik sergilediği söyleniyor ki bence çok doğru.
Bölge olarak Eğe bölgesinde olmamıza rağmen Akdeniz ikliminin tüm özellikleri var. Onun için buralarda esinti bulmak hele ki yazın çok kıymetlidir. Ancak yazın sıcakların bunaltıcı olduğu dönemlerde bile, Datça’nın rüzgârının bol olduğu bu nedenle daha çok tercih edildiği bilgisini aldım bu tatil dönemi için çok önemli.
Datça’nın her bir köşesinde mandalina ve zeytin bahçelerine rastlamak mümkün. Şubat ayı olmasına rağmen badem çiçeklerinin uyanışına tanıklık etmek kendi adıma benzersiz bir deneyimdi. Datça’yı gezerken her adımda taze çiçekler, renkli bitkilerle karşılaşmamak mümkün değil.
Gidecek olanlar için Datça’nın mandalina bahçeleri ve zeytinlikleri de doğal dokusunun vazgeçilmez parçaları olduğu ve özellikle buralarda doğa yürüyüşü yapmalarının ne kadar huzur verici yanı olacağını paylaşmak istedim.
Ama mutlaka ve mutlaka Datça’ya gidiyorsanız Eski Datça’ya uğramadan oraya ayrı bir zaman ayırmadan dönmeyin derim. Görür görmez çok sevdim. Tarihî dokusu mistik havası çok güzeldi. Öyle gözünüzde çok büyütmeyin hayal kurmayın minicik bir kaç sokak hatta tek bir sokak olarak düşünün gezeceğiniz yeri. Sokakta yürürken taş evleri birbirine açılan dar sokakları hatta sokak bile denilemeyecek sokakları seyredin. Taşlardan yapılmış eski Rum evleri hatta eşim cama yaklaşarak evin havasını soludu " Aynı bizim ev gibi kokuyor " dedi. Buraya bir dip not girmeliyim eşim Selanik Göçmeni olduğundan çocukluğunun geçtiği ev ve halen yaşadığı ev eski Rum evi yani bir bakıma onun da hatıralarını yad etmiş gibi olduk bu gezimizle. Tekrar konumuza dönelim dağıtmadan. Nerede kalmıştık eski Datça’nın evlerinde...
Taşlardan yapılmış, beyaz badanalı evler, her birinin önünde asılı olan begonviller ve rengarenk çiçekler bizi geçmişe bir yolculuğa çıkardı. Doğal hayatın sade ve huzurlu ritmini buldum burada. Her evin kendine has bahçesi bahçesinde mandalina ağaçları limon ağaçları renk renk begonviller. Her bir yerden birbirinden güzel çiçek kokusu. Bahçelerinde çiçek yokmuşçasına cundalarında ki saksılarda çiçekler. Mavi mavi boyalı camlar.
Eski Datça’daki taş evler zamanla özelleşmiş bazıları sanat galerilerine bazıları kafelere dönüşmüş. Bu dönüşüm de en beğendiğim şey tarihi dokusunu kaybetmeden modern yaşamla harmanlanmış olması ve buraya gelenlerin o doğal dokuya zarar vermemek için gayret göstererek oranın kıymetini bilerek gelmeleri. Sokaklar o kadar renkli ki nereye bakacağını şaşırıyor. Arnavut kaldırımlarda yürürken adate masal diyarında gibi bir hisse kapılıyor çocuk yanınız kendini gösteriyor. Her adımda farklı bir güzellik kendisini gösteriyor.
Şiirlerini severek okuduğum gençliğim kahramanlarından Can Yücel ... Can Yücel’in evi tabalası beni heyecanlandırdı. Kocaman gözlerle eşime döndüğümde eşimin gülerek baktığını meğerse orayı bilerek beni Datça’ya getirdiğini anladım. Kim demiş benim eşim şiir sevmez diye :) Adam seviyor da benim okumamı sevmiyor neyse bu ayrı bir hikaye konusu şimdilik burada bir yerlerde dursun.
Eski Datça’yı görünce Can Yücel’in neden burayı sevdiğini daha iyi anladım. İlk başta orada ki kahveye giderek şiirlerini derleme yapan şairin git gellere dayanamayarak çok sevdiği yerden bir ev alması ile artık oralı olduğunu diyor oradaki eski esnaflar. Onun evi, Datça’nın simgelerinden biri haline gelmiş ise de ailesi evini müzeye çevirmemiş kullanarak hatırasını hep diri tutmayı tercih etmişler. Bizde gittiğimizde evinin tahtadan eski kapısının üstünde ki resimlerini şiirlerini görüp hatıra resmi çektirdik. Her gelenin yaptığı gibi.
Can Yücel’in şiirlerinde Datça’nın o huzurlu, dingin atmosferi, denizin mavisi ve doğanın yeşili arasındaki denge ön plana çıkar. Burada geçirdiği zamanlar, onun yazdığı dizelere ilham vermiştir. Datça’nın sakinliği, insanın ruhuna dokunan bir sessizlik yaratır ve bu sessizlik, Can Yücel’in yazdığı her satırda hissedilir. Eğer bir şairin izlerini sürmek isterseniz, Eski Datça’ya uğrayabilir onun bu eşsiz atmosferde yazdığı şiirleri hatırlayarak yürüyüş yapabilirsiniz. Ben bile uzun zamandır kaybettiğim ilhamı bu sokaklarda buldum.
Datça aynı zamanda birçok tarihi yapıyı da içinde barındırıyor. Antik Knidos kenti bölgedeki en önemli tarihi alanlardan birisi. Knidos, MÖ 4. yüzyıldan kalma kalıntılarıyla hem tarihe meraklı hem de doğayla iç içe olmayı seven gezginler için mükemmel . Tarihi gezileri seviyorsanız burası harika bir fırsat.
Bu kadarla da kalmıyorsunuz sahil boyunca mutlaka yürüyün ismini not almadığım sevgi yolunda minicik bir çay bahçesi ağaçların dalında istiridye kabukları, kabuklara yazdığınız notları asıyorsunuz oraya da mutlaka uğrayın. Ben öyle bilindik yerler yerine böyle doğal yerleri daha çok seviyorum. Gitmişken oraya kadar limana da mutlaka uğrayın. Balıkçı teknelerinin arasından gün batarken o manzara harika oluyor.
Tatil yapmak istiyorum doğa tarih deniz bir arada olsun istiyorum derseniz rotanız belli sakın şaşmayın. Hayatın hızından uzaklaşmak biraz şiir seviyorsanız Can Yücel kokan sokaklarda gezmek tarihin sesini duymak bunun yanında güzel plajlarında deniz ve kumla buluşmak. Yani hepsini bir arada yapabileceğiniz pek çok yerden bir tanesi.
Ben bu büyüleyici atmosfere tek kelime mest oldum.
Gezi Notları 1
Gezi Notları 2 ye çeyrek var !
İnayet PİRTİNİ