- 827 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
AĞLAMIŞTI BÜTÜN MECLİS...
Ağlamıştı bütün mebuslar…Saklayamamışlardı yüreklerine acı veren savaş günlerinde gizlice içlerine akıttıkları gözyaşlarını…Görmemişlerdi böylesine bir vatan aşığı… Unutmamışlardı,unutamayacaklardı,unutturmayacaklardı.Daima anacaklardı vatan uğruna canını veren kınalı kuzuları…
Akif de ağlamıştı.Herkes gibi canını verirdi vatanı için.Ne destanlar yazardı daha da ömrü olsaydı…Öyle ya,kahraman ordumuza ithaf ettiği
“Çanakkale Şehitlerine” şiirini bile savaşı görmeden yazmıştı!!!
O nasıl bir imandı ki,il il gezip vaazlarında Milli Mücadeleye davet ediyordu insanları…Bu kadar mı severdi bir insan vatanını?
Akif,o büyük şair,o mükemmel adam!Allah’ım, o ne düşünce dolu bir insandı ki,yarışmada kazandığı ikramiyeyi kendisinin de ihtiyacı olduğu halde,yardım kurumlarına bağışlamıştı!Öyle ki,bir paltosu dahi yoktu…Meclis toplantılarına giderken arkadaşıyla nöbetleşe giyerlerdi bir paltoyu.Nasıl dayanırdı insan bu manzaraya?Vatan şairi’nin durumu böyle içler acısı mı olmalıydı,yoksa o, el üstünde tutulup başlara taç mı edilmeliydi???“Sözüm odun gibi olsun;ama doğru olsun” der üstad.Onun için hayat boş ve umutsuzdu.Gençlik yılları da sıkıntılı geçmişti zaten…hele ki sadakati yok mu,dünyada kimse bu kadar sadık ve samimi olamamıştır.
Üstad’a yarışmadan bahsettiler; “Ben kim,bu şanlı ,büyük millete milli marş yazmak kim?” dedi...
Yazabilirdi amma, ne denli büyük bir şair sıfatını taşısa da ,böyle büyük bir yükün altına girmeye çekiniyordu…Ne de olsa koskoca Türk milletiydi… Onu temsil edecek marşı yazacak cesareti bulamamıştı kendinde.
Kuran-ı Kerim’i tercüme et dediler; “Bir insanı bu işe kalkışması için ya çok cahil olması lazım,ya da çok alim” demesi bile yetmişti hasta yatağında…Sırf gurbet ellerde ölmek kabusundan kurtulmak adına,gurbetten ayrıldı ve nazlı nazlı dalgalanan,şehitlerimin kanını taşıyan yüce bayrağımızın gölgesi altında ölmek uğruna döndü yurduna.Bu ne sevgiydi Yarabbi!!!
Ölümü de kendi gibi sessiz ve mütevazı olmuştu…Cenazesini arkadaşları ve vefalı üniversite gençleri kaldırmıştı.Son yolculuğuna çıkmıştı Akif…Gidişi de sessizdi…
Tabut görünmüştü uzaktan.Sadece tahtadan ibaret bir tabut!Gençler,tabutun üstünü al sancağımızla örtmüş ve kâbe örtüsünü de unutmamıştı.İşte böyle uğurlanmıştı son yolculuğuna Akif..Sevmişti,sevilmişti ve tek başına gönülleri fethetmişti Mehmet Akif…