O BİR TÜRK BÜYÜĞÜDÜR...
O BİR TÜRK BÜYÜĞÜDÜR!..
"Bigâne meğirid mera zin kûyem
Derkûy-u şuma hane-i had micûyem
Düşmen neyem her çend ki düşmen rûyem
Aslem Türkest eğerçi Hindu gûyem."
"Beni bu beldede yapancı sanmayın. Sizin beldenizde
ben evimi arıyorum.Her ne kadar düşman görünüşlüysem de,
düşman değilim. Farsça yazsam bile aslım Türk’tür."
Şiir günümüzde; 751. ölüm yılını andığımız rahmetli Mevlâna Hazretlerinin bir rübâisiyle başlamamız elbette bir sebebe dayanıyor Muhterem Dostlar.Çoğu zaman küçük devletleri bırakın, büyük devletlerin de çeşitli konularda övünmeye, kendilerini olduğundan fazla göstermeye ihtiyaçları vardır. Bu durum savaş zamanlarında olduğuı gibi, barış zamanlarında da böyle sürüp gider. Devletler için propaganda malzemesi olarak savaşta aranan tipler vardır, barışta aranan ayrı ayrı tipler vardır. Devletler her zaman ve devir için ayrı ayrı tip ve modellerden yararlanmak yoluna giderler. Uygun zaman ve zeminlerde şöhretli Dîni Liderler ve mutasavvıflar da her devletin her zaman kullanageldiği propaganda materyallerindendir. Bunlardan biri ve önde geleni de bizim yukarıda bahse konu ettiğimiz Büyük Mutasavvıf Mevlâna Hazretleridir. 751 yıl önce vefatını her yıl andığımız Mevlâna, eski bir Türk Şehri olan Belh şehrinde doğan tanınmış bir ailenin evladıdır. Ancak tarihi (Moğol baskınları gibi mecburiyetlerle) hayli küçük yaşta; Babalarının riyasetinde, ailece oradan göç edip Anadolu’ya doğru yol almaları uzun zamanlarını almıştır;önce Nişabur’a göçerler. Onlar için bu şehir uzunca kaldıkları, onlara vatan gibi olan, oranın dilini ve kültürünü aldıkları yerleşim muhitleri olmuştur. Sonra Bağdat’a ve Kûfe üzerinden Mekke-Medine’ye giderek hacı olurlar.Ardından Şam,Erzurum, Malatya ve orada l8 yaşını idrak eden Celadettin’in Gevher Hatunla evliliği tahakkuk eder. Bir müddet sonra da 1.Alaaddin Keykubat’ın daveti üzerine Konya’ya yerleşirler. Konya’ya ulaştıkarında Celalettin’in bundan sonraki hayatı, ulaştığı tüm değerler Konya’da oluşacaktır.Buna rağmen tüm eserlerini Farsça yazması, O’nun kültürde görünüm algısının başka devletlere mal olma gerekçesini oluşturmuş ve Mevlâna’nın kimlik durumu, büyük propagandalarla, başka devletlere maledilmek istenmiştir. Ancak O, bizzat kendi kimliğini bir rübâiyle tanıtmış olmasa dahi; Türk bir aileye mensubiyeti, tarihin şahadetiyle ortadadır.
Her türlü menfi bir kimlik propagandasına karşı Mevlâna kimlik gerçeğini ortaya koymak için bu kısa bilgiyi ifadelendirmek istedik.Büyük Mutasavvıfımız Mevlâna Hazretlerine rahmet duâlarımızla. Saygıyla duyurulur...(Aksakal)
Enver Özçağlayan
YORUMLAR
Mübarek zatı rahmetle anıyoruz, ilk okuduğum kitaplardan biri mesneviydi, bana çok tesiri olmuştur o kitabın, duyarlı kaleminizi kutlarım üstadım, selamlar