Pachi machi dolmuşci tenko menko
Merhabalar erenkolar, bugün yine gündeme göz attım, 5-6 sanal gazete manşeti, ilgi çekenler için detayko fallah fişlah yaptım işte.
Sonra düşündüm, yıldızları yaratan, üreten, yöneten kim. İçimden bir ses dedi ki, iyi ki agnostik olmuşsun yoksa bir şekilde yalakalık tapınması yapmaya devam edecektin. Yüce Yaratıcaya akıl veremeyeceğim için hemi de tekmeleyemeceğim için yine kafamı ve kalbimi tekmeledim mezacen.. Yani insan bedeni aciz olunca, ayağıyla kalbimi tekmeleyemez ki, belki kendi kafasına kendi ayağıyla vurabilir ama o da epey epey zor hatta imkansız da olabilir. İmdi ortaçağda çizilen vitruvius adamı gibi çizimleri gözümün önüne getirip, tomografi cihazında görünen iskeleti şey ettim der iken cumburlop paragraf başı yapayım dedim.
Sonra yine düşündüm, neden yazının başında inançşiar konusu açtın ki. Cevabı verdim, dünyada dedim, yani galaksinin küççük bir gezegeninin neresine bakarsan bak, gezersen gez, Dolmuş İnançları muteber. Dolmuş İnançlar ülkemiz için Sünnilik, Alevilik, Diyanetçilik olarak düşündüm. Oysa Özal döneminde özelleştirme gündemdeydi, sonrası çorap söküğü gibi geldi, Özal, Sünniko imişti dedim içimden. Komünizmi ise robotkolara benzettim, duyguları var gibi gözükse de sistemsel olarak analitik imiş dedim. Sonrasında ise vahşikoların neden bu denli güçlü olduklarını şey ettim, vahşi oldukları için mi; yani faşistleri. Faşistlerden maksadın devlet aklı, devletin bel kemiği olan zengin sülaleler ( oymak-boy-şirket-vakıflar vb), onların parayla satın aldığı yani maaşla çalıştırdığı diğer insanların olduğunu ( memur-işçi-emekli-küçük tüccar vb ) tabiri nereden bulundu ise unutmuş iken yine beyaz veya mavi yaka ile birlikte artık karayaka( mafya oluşumları)ların da arada getir götür yaptığının resmini İbiniSina’nın mikrobu teşhis etmesi ve hastalıkların kökenine zamanından epey önde yarışı tamamlamasını, lakin günümüzün karaveba’sının da sosyal medya olduğunu cumburlop paragraf başı yapayım dedim.
Artı Parantez ( kalçaları dolgun, göğüsleri büyükçe, dudakları papaz kirazı olan etli kadınlarla tanışmak mı istiyorsunuz, uygulamamız tamamen kedi avcılığını önlemek için üyelerimiz teyit edilmiş, uygulamamızı indirdiğinizde hafta sonu yalnızlık çekmeyeceksiniz, konuşacak kimseniz mi yok, yalnız plan yapmayacaksınız, size krallar gibi davranacak arkadaşlar bulmak istiyorsanız... ) mealen; bir çok oyun uygulamasında oyun oynarken, seviye geçemediğinizde, size reklam izletiyorlar, reklamlar da genelde arkadaşlık uygulamaları gösterimi yapılıyor. İnsanın dikkati 5 saniyeymiş efendim. Yani düşüyormuş genelde ne olur olmaz 8 saniye düşünülüyor, lakin genelde 15 -30 saniyedir gösterimler.
Soru şu; oyunların arasında reklamlar çıkarken karşımıza, erkekler için kadın gösterimi kullanan uygulamalar çıkıyorsa, kadınlar için de erkek arkadaş bulma uygulama görselleri mi paylaşılıyor. Yapay Zekayla destekli reklamlar, sizi zaten tespit edip; yaş cinsiyet ona göre mi reklamını gösteriyor yani oltasını atıyor sonra da cüzdanınızı falan boşaltıyor veya böbreğinizi, gözünüzü söküp satıyorlar mı? Buradaki bahis ve arkadaşlık uygulamalarının görece çok karşımıza çıkması niyedür ya hu?
Dijital devlet kuranlar, kübit temelli yapay zeka yayıldıkça klavye üzerinde gezen parmaklarımızdan donumuzun rengini bile tahmin edecek duruma gelecek. Diyorum internetten alışveriş yapmak iyi de, aman be zaten insan olanın malı meydan değil mi?
13-16 yaş vb altına sosyal medya kullanımının yasaklanmasında geç kalsak da, umarım en kısa sürede hayata geçer. Yoksa yasalaştı mı? Lakin ne kadar yasaklarsan yasakla, çocukların eline 2-3 yaşından itibaren tablet verince, 13-16 yaşına kadar onlar zaten profesörü olmuş olacaktır decimal kodlamadan kübite geçiş dönemindeyken hemi de..
Çünkü; geçenlerde ilkokul ikinci sınıf öğrencisi bana, kullandığım bir dil öğrenme uygulamasında elmas almayı öğretti iyi mi? Oysa ben o uygulamayı 2 yıla yakındır kullanırken hemi de, parmakları ekranın üzerinde civa gbiydi, dur oraya basma derken ... ya gördün mü; sen hiç elmas haklarını almamışsın şimdi kalmadı hepsini aldık dedi:)
Sonra telefon aktarımı yaptırırken geçen mağazada, orada çalışanın uygulamalar arasında nasıl hızla gezindiğini, karşısına çıkan sayfalara nasıl civa parmaklarıyla onay veya red verdiğini de görünce...
Cumburlop artı parantez kapat paragraf başı.
Amerikan dünyasını seyrederken dünyada, topluma Kızılerili Kabileleri gözüyle bakmaya başladım. Kızılderililerin başına gelenin ülkemizin de başına gelmesi, gittikçe artan bir şekilde baskıların artması, paranın en güzel, en alımlı, en şaşalı yönetim biçimi olmasının yanında elektüelliğin( o kelimeyi bundan kelli böyle yazacağım, elektüellik:) topluma yayılmasının üst bilgi üst versiyon görünürlüğünü azaltmasının yanında eşitsizler içinde eşitliğe yol açması, elektrik icadından günümüze aydınlanan toplumdaki ağırlıklı ortalama üstündeki inançlarının kafa derisi yüzmeye çıkmalarını seyre durdum. Bir kızıl insanın kafa derisi kaç liradır sizce? Veya bir beyaz aileyi oklayıp bebe kadın erkek ihtiyar demeden yakıp kül etmenin?
Yüce Yaratıcıya bir kaç kez nanik yaptıktan sonra; Oturan Boğanın devlet sayıklamasına , Kızıl Atın Suriye olaylarını irdelemesini düşündüm. Yine de Kızılderililer için Beyaz Adama güvenilmez diyenler olsa da; dünya insanlık kültürü baş-bel-ayak üçlemesi yönetim metodu sergilediği için bireyin sürüden ayrılamadığını temaşa ettim.
Dağ Aslanlarını avlamak için avcılar özel köpekler kullanıyor. Buradaki avcılar genelde Çiftçiler. Hayvanlarına zarar vermemesi için kurt ve dağ aslanına düşmanlar. Elbette çiftçiler domuz sürülerini; mısır, buğday, elma, mandalina kelem, domates vb vs gibi özetle meyve sebze bahçelerinin zarar görmemesi için avlanmaya çıkar değil mi? Peki sanayicilerin domuzu, kurdu, dağ aslanı kim?
Toplumu din devlet bayrak üzerinden güdülemeye çalışan aklın, cami cemevi kilise gibi eski dönemin yapılarını canı çıkıncaya kadar kullanması kaçınılamaz.. Kızıl İnsanlara da silah satılıyordu, onların da istişare grupları vardı, lakin geçim kaynakları bufololar yani vahşi öküzler katliama uğradıktan sonra yaşam kültürleri alt üst oldu. Oturan Boğa Kanadaya göç etmek durumunda mı kalmıştı ne, unuttum, Kızıl Atlar da öldürüldü.
Amerikadan bahsedilir durur da Amerikan tarihi konusunda kimsecikler bir şey yazmaz genelde. Hala günümüzde yağmur duası etkinlikleri bile göze çarpabiliyor coğrafyamızda. Ya hu evladım, sen inandığın gücün ne zaman sen istedin diye yağmur yağdırdığını gördün. Fala inanma falsız kalma gibi bir şey galiba bu..
İnanç meselesinde meta ötesiyle düşündürülüp, metalaştırılan- nesnelleştirilen bir dönemde...
Peki, kış gelirken hani bizim John Snaw’umuz.
Uzun mu oldu, lakin çok daldan dala olurken konu kaçırdım zihnimde, başka konu başka konuyu açtı, laf lafı açar derlerdi ya hani.
Afganistan Talibana devrelip geçilirken Suriyede de yeni bir örgüt üretip Afgan tecrübesinin üzerine bir Ortadoğu hayali ile hareket eden koca kafalar, koca paralar, ülkemiz için de iki şey planlıyor olabilirler, 1.incisi İsviçre Örneği, ikincisi üçüncü bir yapılanma, üçüncüsü serbest ticaret anlaşmaları.
Eğer siz, ülkenizi kurtarmak istiyorsanız Atatürk’ten daha ileride, eğer siz dininizi kurtarmak istiyorsanız peygamberlerden daha ileride bir zihne, harekete ve uygulamaya bürünmek mecburiyetindesiniz. Ülkenin bir şansı var da dinlerin şansı kalmadı ağa!
Lakin benim elmasa ihtiyacım yoktu ki, yani sınırsız canım vardı, elmasları genelde kullanmıyordum, çok nadir kullanırdım, bak şu çocuğun yaptığına beni korkuttu, kaç yaşındasın da sen öyle civa gibi parmaklarla benim iki yıldır kullandığım uygulamada bana ders verirsin ya hu. Köfte ya... Neyse takipleşelim dedi, tamam dedim ben de.
İstesem telefon aktarımını kendimde yapardım lakin vaktim azdı hemi de başkasına alıyordum telefonu. Yani civa gibi parmaklarla benim seçtiğim telefonda civa parmak dansı yapmanın alemi ne ya. Bak sen şu tezgahtara, hava attı bana. Lakin iş görülsün sonuçta dimi ama.
Evet, başlığı niye öyle koydum hatırladım.
Apachileri Sünnilere, Komancileri Alevilere, Dolmuşçileri de zaten yaşadım ve çok yaşayan görüyorum, Oturan Boğa ve Kızılatı da ülkücü, kemalist, komünist, etö - fetö, deist-dinist, sağ -sol, laik-şeriat, türbanlı türbansız, yüzde 1’lik koca paracılar-yüzde 99 diğerleri, unutmadan, spor tamamen mafyalaşmış gibi bir izlenimim de var, kulüp başkanları çok atar gider yapıyor birbirlerine, bahis uygulamalarının fişini çekmeye devlet ve ortaklarının gücü yeter mi?
Devletlerin Ortakları kimdir? Öyle güzel örüyorlar ki örümcek ağlarını, tüm kategorilerde güzel bir koreografi örnekleri çizip, önce yargıyı, sonra orduyu sonra da meclisi gölgede bırakan tek adamlığı geçiriver coğrafyanın başına. Bir Valimiz de küpünü epey doldurmuş, milyonlar milyarlar şimdilik görevden alındı ama Kent Konseyleri karşısında valilerimiz de ki günümüzde görüntüsü; Bolu Beyi görmek yanlış olur mu, yandı Köroğlu, asıldı Pir Sultan, dağıldı Dadal..
Karac kavak yellerinde, yeniçeri ozanlarımız da eften püften mani koşma destan peşinde sonuçta.
Lakin bu işte bir gariplik var, kim kimden kız aldı damat verdi, iç güveysi oldu arkadaş.
Osmanlı Anadoluyu ve Balkanları genelde Çeyiz Üzerinden yani evlilikler üzerinden, öyle dimi ya, Orhan Bizans ile dünür olurken yoksa damat mıydı, Türk Beylikleriyle de bolca çeyiz antlaşması yapmadı mı? Sonra Fatih, Yavuz ve Selimle perçinlemeye çalışsa da, Doğudan gelen Türk Moğollara, Timura, batıdan gelen buharlı makinelerle birlikte teknolojik atılım karşısında ..
Yok yok konumuz Abd tarihi olmalı. Kızılderili elitleri, ki kaldıysa; şimdilerde belgesellere çıkıyor, gözlerinde acaba o dönemlerde neyi nasıl yapsaydık da bu duruma düşmezdik der gibi ruhları.
Lakin doğal afetler insan ve insan kümeleri akışını çok değiştirmiyor sanırım. Yani büyük bir Marmara Depremi sonrası elden ayaktan düşmeyiz değil mi? Eee, Nasıreddin hoca ne yapıyor şimdi?
Sürç i lisanı gayb ettiysek affola..
En sevdiğinize emanet olunuz efendim.
Y.
YORUMLAR
Çok garipti. :) okurken tam olarak hangi konu üzerinde, hangi duygumla yoğunlaşacağıma karar vermedim. Tutarsız düşünceler ve duygularla hiç sıkılmadan okudum cumburlop satır başı.
Düşündürürken tebessüm ettirdiniz. Lakin tebessümlerim de kırıktı. Üzüldüm mü bilmem. Oldu ne olduysa. O kadar konuya değinip, daldan dala koşarken sözcükleriniz, okurdun dikkatini dağıtmamayı, aynı çizgi üzerinde tutmayı nasıl başardınız diye de düşünmedim değil.
Uzun kelamın kısası; çok aşırı keyifliydi. Elinize sağlık, saygılarımla…🙏🏻