ÜÇ KUŞAK
Bizden garibi varmı ?
Düşünüyorum da gurbetin ikinci kuşak nesli olarak bizden garibi varmı diye sormak
geliyor içimden.
1.kuşak olarak büyüklerimiz Türkiyenin çeşitli beldelerinden gelmiş,genelde maddi durumu
içler acısı insanlardı..
Amcam Belçika’ya ilk ayak basan insandı.Belçika kralından "hoşgeldiniz" ibareli bir onur
belgesi sahibi birisi..
Zaman zaman çektiklerini anlatır kah güler kah aglardık dinlerken..az çekmemişler
gerçekten..Sokaga çıktıgınız zaman sizin dilinizden anlayan üç,beş kişinin dışında
kimse yok.
En güldügüm olaylardan birisi Amcam anlatıyor : "canımız bal çekti gittik bir market
kılıklı bir yere sene 1963 falan.Market yetkilisi bayan a derdimizi anlatmaya çalışıyoruz.
Ama olmuyor bir türlü bizde bal ın ismini bilmiyoruz.Bir saate yakın denemedik şey bırakmadık
kadın anlayamadı ne istedigimizi ..En sonunda benim kafam attı kadının yanagını cimpitledim
ve arı sesi çıkarmaya başladım daha sonra insanı arı soktugu zamanki hareket ve seslerle
nihayet anlattık derdimizi de balı aldık."
Heh heh heh
Yine bir başka arkadaşının pazardan satın aldıgı koyunu belediye otobüsüne bindirmek
için verdigi mücadele şeförün "nee" demesi üzerine arkadaşının sizin vaf vaf lar "ja"
da bizim "mee" ler neden "nee" demesi..
Bu gün hala temel fıkrası gibi anlatıp güldüklerimizdendir.
Anlatacak çok şey var 1.kuşak la ilgili..
Biz 2.kuşak olarak onlara nazaran daha rahattık.Ne de olsa "tarzanca" dil bilen bir
büyügümüz vardı başımızda.Nereye gidecegimizi nerden ne alacagımızı az da olsa
biliyorduk artık .Balın ismine HONİNG diyorlardi ve biz bunu ögrenmiştik en azından
heh heh heh
Onlara nazaran bizler biraz daha şanslıydık..
Biraz daha diyorum çünki Türkiyeden gelirken yanımızda getirdigimiz diplomalarımızın
bir degeri yoktu..Birde yetmez gibi bilmedigimiz bir dilde bizi imtihan etmeleri bunların hala
ortaçagdan çıkamadıklarını gösteriyordu sanki..
Yetiştirici hiç bir ders gece okulu falan olmadıgı zamanlarda yaşadık ikinci kuşak olarak bizler..
Bu yönden 1.kuşaktan çok daha fazla çile çektigimizi söyleyebilirim.Onlar genelde iş
yerlerinde çok çektiler ama bizlerde okullarda yıllarca süründük diyebilirim..
----------
----------
---------
----------
Şimdi 3. kuşaga bakıyorum da tam bir SENTEZ ..Türkce konuşan bir Avrupalı
gibi ..Kendilerini zar,zor bu topluma kabul ettirmiş ama bu arada kendi öz benligini
büyük ölçüde kaybetmiş iki cami arasında kalmış beynamaz misali bir nesil..
Oturduklari ülkeyi sevmiyorlar genelde.Ama Türkiyeye de gidince sanki bir İtalyaya
veya İspanyaya gitmiş gibi hissediyorlar kendilerini..Yani vatanları ne Avrupa ne de Türkiye..
Ne oralı ne buralı..
Bambaşka bir Türkce dir konuştukları..
Damak tadları degişik..
İsmi Ahmet,Ayşe,fatma..
Kafaları karışık..
Yarından umutsuz..
Bir çogu dejenere olmuş zavallı bir nesil şu
3.kuşak...
YORUMLAR
sagolun efendim dediginiz gibi o kocamaaan kocamaaan adamlar kucuk kucuk sorunlarin içinde bogulup gidiyorlar
yillarca biz gurbetcileri "doviz inegi" gorenler parasizliktan bedelli askerligini yapamayip vatandasliktan çikan binlerce gencin yuzune nasil bakacak bilmiyorum bilemiyorum
yorumunuz içinde tesekkur derim efenim
sagolun varolun
A..zade
Çok hassas bir noktaya değinmişsiniz azizim...Bu sorun gurbette doğup büyüyen yeni nesil için gerçekten de gözardı edilemeyecek kadar vahim bir sorun.Bunu da ancak ülkemizin başındaki kocamaaan kocaman!! adamların düşünüp çözüm üretmeleri gerekiyor ancak yurdumuzdaki sorunları özellikle de eğitim sorunlarımızı halledemiyorlar ki gurbetçilerimize sıra gelsin...
Allah yar ve yardımcınız olsun....