- 154 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Egoizmin Girdabında İlahi Hatırlatma-Salih Amel ve Tevekkül Yoluyla Kurtuluş
"Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, Salih amel işlesin ve ona hiçbir şeyi şirk koşmasın." Kehf/110
Bu ayet, hayatın gerçek anlamını ve insanın varoluşsal gayesini bize hatırlatıyor. Ayette iki ana vurgu vardır: Salih amel işlemek ve Allah’a şirk koşmamak
Salih amel, sadece ritüel ibadetleri değil, aynı zamanda başkalarına iyilik yapmayı, adaletli olmayı, doğruluk ve dürüstlüğü de kapsar. Günümüzde bireyselci ve egoist bir yaşam tarzı, ne yazık ki birçok insanın kendi çıkarlarını ön plana koyarak başkalarını ihmal etmesine yol açıyor. Kapitalizmin ve tüketim kültürünün etkisiyle insanlar, genellikle sadece kendi refahlarına odaklanıyorlar ve toplumsal sorumluluklarını göz ardı ediyorlar.
Bu ayet, bize yeniden hatırlatıyor ki, insanın gerçek başarısı ve Rabbinin huzuruna temiz bir kalp ile kavuşması, sadece maddi başarılarla değil, Salih amellerle mümkündür. Salih amel, bencilce yaşamanın tam zıddıdır. Yani başkalarını da düşünmek, topluma ve insanlığa faydalı olmak ve Allah’ın hoşnutluğunu gözeterek işler yapmak. Bu, bugün hızla artan sosyal adaletsizlik, ahlaki çöküş ve toplumsal bölünmeler karşısında güçlü bir çağrıdır.
Ayetin ikinci kısmı ise, insanın Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmaması gerektiğini vurgular. Şirk, sadece putlara tapmayı değil, kalpten Allah’tan başka şeylere gereğinden fazla değer vermeyi de kapsar. Bugün modern dünyanın en büyük problemlerinden biri, insanların kalplerinde Allah’ın yerini başka şeylerle doldurmuş olmalarıdır. Bu "modern putlar", para, şöhret, statü, teknoloji ve insanın kendi egosu olabilir.
Özellikle teknoloji ve dijitalleşmenin bu kadar ileri bir düzeyde olduğu bir çağda, insanlar kendilerini bu araçlara fazlasıyla kaptırıyorlar ve bu durum, onların ruhsal dünyalarını zayıflatıyor. Sosyal medya aracılığıyla onaylanma ihtiyacı, daha fazla tüketme arzusu ve rekabet kültürü, insanları bir nevi putlara tapmaya sevk ediyor. Bu ayet, günümüz insanına manevi bir uyarı niteliğinde: Hayatınızdaki tüm dünyevi bağımlılıklardan sıyrılın ve gerçek anlamda Allah’a yönelin. Zira hiçbir dünyevi şey, Allah’ın yerine geçemez ve insanı tatmin edemez.
"Allah kuluna kâfi değil mi? Seni O’ndan başkasıyla mı korkutuyorlar?" Zümer/36
Bu ayet de yine bireylerin hayatlarındaki derin kaygıları ve korkuları sorguluyor. Allah’ın kulu için yeterli olup olmadığını sorarak insanlara, güvendikleri şeyleri yeniden gözden geçirmelerini hatırlatıyor. Bugün insanların çoğu, dünyevi tehditler ve korkularla yaşıyorlar: işlerini kaybetmekten, parasız kalmaktan, başarısız olmaktan, sosyal çevreleri tarafından dışlanmaktan korkuyorlar. Ancak bu ayet, Allah’a güvenmenin, O’na tam bir tevekkül göstermenin hayatımızda ne kadar önemli olduğunu vurguluyor.
Modern dünya, insanların sürekli bir korku ve endişe içinde yaşamasına neden olan sistemler kurmuş durumda. Ekonomik dalgalanmalar, siyasi belirsizlikler, savaşlar, iklim krizi ve sosyal medya baskısı gibi faktörler, bireylerin hayatlarını şekillendiriyor. İnsanlar, sürekli bir gelecek kaygısı ve başarısızlık korkusu yaşıyorlar. Oysa Zümer suresindeki bu ayet, bize en temel güven kaynağımızı hatırlatıyor: Allah.
Eğer Allah’a gerçekten güveniyorsak, dünyevi korkular bizi yıpratmamalı. Çünkü Allah, kullarına her durumda yeterlidir. O, her şeyi gören ve bilen, her türlü zorluktan kurtarabilecek olan tek kudrettir. Günümüz insanı, bu ayetin mesajını derinlemesine anlamalı ve hayatında uygulamalıdır. Bu, bireysel anlamda bir sükûnet ve dinginlik getirir; çünkü kişi, olayları kontrol etmeye çalışmak yerine Allah’a teslim olduğunda, gerçekten huzur bulur.
Günümüzde insanlar, çoğunlukla maddi başarıların ve dünyevi kazançların peşinden koşuyorlar. Sosyal medya, reklamlar, iş dünyası, hep daha fazla kazanmayı, daha fazla tüketmeyi ve daha fazla görünmeyi teşvik ediyor. Ancak bu tür bir yaşam tarzı, ruhsal bir boşluğa neden oluyor. İnsanlar, ne kadar çok şey elde ederlerse etsinler, tatmin olmuyorlar.
Kehf suresindeki ayet, bu duruma net bir uyarı yapıyor: Gerçek başarı, sadece maddi kazançla ölçülemez. Asıl önemli olan, Salih amel işlemek ve hayatını Allah’a adamak. Bugünün dünyasında bu mesaj, maneviyatın yeniden keşfedilmesi gerektiğini gösteriyor. Kendi içsel huzurunu ve tatminini bulan insan, dış dünyanın baskılarından daha az etkilenir ve daha dengeli bir yaşam sürer.
Şirk, sadece Allah’a ortak koşmak değil, aynı zamanda Allah’ın yerine başka şeylere aşırı değer vermek anlamına gelir. Bugünün dünyasında insanlar, para, statü, şöhret ve teknoloji gibi şeylere tapınmaya başladı. Oysa bu tür değerler, insana gerçek mutluluğu getiremez. Zümer suresindeki ayet, bize bu putlardan uzak durmamız gerektiğini hatırlatıyor ve Allah’a yönelmenin önemini vurguluyor.
Modern toplumda korku, büyük bir silah haline gelmiş durumda. İnsanlar işlerini kaybetmekten, başarısız olmaktan, maddi olarak yetersiz kalmaktan sürekli endişe ediyorlar. Ancak bu korkular, Allah’a güveni zayıflatıyor. Zümer suresindeki ayet, Allah’ın kuluna kâfi olduğunu, yani O’nun her türlü korkuya karşı güven kaynağı olduğunu hatırlatıyor. Bugün insanlar, bu ayeti hayatlarına uygulayarak Allah’a olan tevekküllerini güçlendirmeli ve gereksiz korkularla yaşamaktan vazgeçmelidir.
Günümüz toplumlarında bireyselcilik ve egoizm, insanların ilişkilerini, iş hayatlarını ve sosyal çevrelerini zehirliyor. İnsanlar, sadece kendilerini düşünerek hareket ettiklerinde, toplumda bir yıkım yaşanıyor. Oysa Salih amel, başkalarını da düşünmeyi ve topluma faydalı olmayı gerektirir. Bu ayetler, insanları bencillikten uzaklaştırarak, daha toplumsal ve ahlaki bir yaşam tarzına davet ediyor.
Bu iki ayet, günümüz dünyasının en temel sorunlarına köklü çözümler sunmaktadır. İnsanlar, maddi dünyanın ve egoizmin girdabında boğulurken, bu ayetler onlara gerçek huzurun ve başarının Allah’a yönelmekte ve Salih amel işlemekle mümkün olduğunu hatırlatır. Allah, her durumda kullarına yeterlidir ve onları koruyacak tek güç O’dur. Bugün bu mesajları derinlemesine anlamak ve hayatımızda uygulamak hem bireysel hem de toplumsal anlamda büyük bir dönüşüm sağlayabilir.
Bahadır Hataylı/29.09.2024/23.00/Sancaktepe/İST
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.