- 227 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
Kararsız Kazım
Bir zamanlar, ülkenin birinde, kararsız Kazım adında bir adam yaşardı. Kazım, hayatının her alanında karar vermekte zorluk çekerdi; küçük seçimlerden büyük yaşam kararlarına kadar her şeyi sürekli olarak tartar, fakat nihayetinde karar almakta güçlük çekerdi. Bu durum, sadece kendi hayatını değil, çevresindeki insanların hayatını da etkilerdi.
Kazım’ın kararsızlığı, günlük yaşantısında birçok soruna yol açtı. Basit bir restoran seçimi bile onun için saatler süren bir tartışma haline gelirken, iş hayatında büyük projelerin başlangıcı da aynı şekilde karmaşık hale gelirdi. İş arkadaşları ve ailesi, Kazım’ın sürekli karar aşamasında kalmasından yorulmuştu. Onun bu hali, çevresindekilere de belirsizlik ve kararsızlık getirdi.
Bir gün, Kazım bir karar verme konusunda gerçekten büyük bir sınavla karşı karşıya kaldı. Bir iş teklifi almıştı; ancak bu teklif, hayatının geri kalanını etkileyecek derecede önemliydi. Kazım, teklifi kabul etme veya reddetme konusunda derinlemesine düşünmeye başladı. Geçirdiği her saat, tüm seçenekleri tartma ve her yönüyle analiz etme çabası içinde geçti. Sonunda, işin getireceği sorumlulukları ve fırsatları dikkate alarak, bir karar vermeye karar verdi.
Kazım’ın bu süreci, onun kararsızlığını aşma yolunda önemli bir dönüm noktası oldu. Karar vermekteki zorluğu, ona seçenekleri değerlendirmenin ve sonuçları öngörmenin ne kadar önemli olduğunu öğretti. Sonuç olarak, Kazım, karar vermenin yaşamı nasıl yönlendirdiğini ve doğru kararların kişisel ve profesyonel hayatta nasıl fark yarattığını fark etti. Karar alma becerilerini geliştirmeye başladı ve bu değişim, hayatında daha fazla tatmin ve başarı getirdi.
YORUMLAR
bazı insanlar, (sen de dahil)kararların bir köprüyü geçmek gibi olduğunu zanneder. sanki her seferinde bir köprüden geçerek karşı tarafa varılır ve geride bırakılan her şey unutulmaya yüz tutar. oysa insan hayatı, bir köprüden daha fazlasıdır; sonsuz patikalara, iç içe geçmiş yollara sahip bir dünyadır – tabii, bu benzetmeyi sadece "yol" demekle geçiştirmek haksızlık olur. zira hayatın en ince ayrıntısında bile insanı kucaklayan bir arayış vardır; bir kararın ötesinde, insanın kendini bulduğu o sessiz zorunluluklar.
bir seçim, bir tereddüt, bir kararsızlık... hepsi aynı çizgide, farklı yankılarla var olur. seçimlerimiz sadece bir eylem değil, zihnimizdeki nehirlere yön veren akıntılardır. bu akıntılar bazen dingin, bazen hırçın akar. insan, bazen bu durgun suların içinde kaybolur, kazım gibi, akışa teslim olur ve kıyıya ayak basmaz. ama insan, kararlarıyla kendini inşa eder; çünkü karar vermek, hayatın döngüsünde bir ritim bulmaktır. eğer o ritmi yakalayamazsan, her adımında aynı yankıyı duymaya mahkûm kalırsın.