- 78 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TOPRAK.
BİR AVUÇ TOPRAK.
“Bir Avuç Toprak,” Tatar Edebiyatı’nın önde gelen yazarlarından Ayaz Gıylecev’in vatan hasretini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seren psiko-sosyolojik bir eseridir. Fatih Kutlu’nun mükemmel çevirisi ile Türk okuyucusun beğenisine sunulan bu eserde, Mirveli ve karısı Şemsigiyan’ın doğduğu toprakları terk ettikten sonraki yaşama tutunma çabaları anlatılır.
Bir AvuçToprak, iç içe geçmiş bir ana, bir de alt öyküden oluşur. Ana öykü, Şemsigiyan’ın tren yolculuğu esnasında hastalanmasıyla başlar, trenden indirilip bir köy hastanesine götürülmesiyle devam eder ve orada öldükten sonra vatan toprağına gömülmesiyle son bulur. Bu kurgu, hikayede beş günlük bir zaman dilimini kapsar.
Alt öykü ise, Şemsigiyan’ın ölümünden hemen sonra, kocası Mirveli’nin yaşadığı ruhsal çözülme sonucu, zihninden geçenleri bir iç konuşma şeklinde anlatarak geçmişe bakmasıyla başlar ve o andan itibaren geriye giderek elli sekiz yıllık bir zaman dilimini kapsar. Önemli itiraflar, iç hesaplaşmalar ve pişmanlıkların konu edildiği bu kurgu, öykünün sonunda ana öyküyle birleşerek son bulur.
Bir Avuç Toprak’ta Başkarakterler Mirveli ve karısı Şemsigiyan’dır, yan karakterler ise Mirveli’nin babası, trendeki yolcular ve köylülerdir. Hikaye ağırlıklı olarak Mirveli ve Şemsigiyan’ın çevresinde geçer. Yan karakterler akışa yardım etmek için figüran olarak kullanılır.
Hikaye ve roman gibi kurgusal metinlerde genellikle yazar, karakterlerini anlatının ilk bölümlerinde uzun uzun tasvir eder. Anlatı boyunca da karakterlerini bu tasvire göre hareket ettirir. Bir Avuç Toprak’ta durum böyle değildir. Karakterler hikayenin başında tam olarak tanıtılmaz. Hikaye boyunca, kurgu için ne kadar gerekliyse o kadar tanıtılırlar. Bu, yazarın karakterlerini serbestçe geliştirmesine yardım ettiği gibi okuyucunun da merakını diri tutar ve kahramanları öykünün sonuna kadar dikkatle takip etmesini sağlar.
Bir Avuç Toprak’ta, karakterleri göstermek kadar onlara hayat vermekte önemlidir. Bu nedenle hikayede karekterler durağan tasvir edilmezler; eylemle, doğayla, ruhsal durumla harmanlanarak canlı, hareketli o anki gelişmenin bir parçası olarak tasvir edilirler.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.