- 342 Okunma
- 3 Yorum
- 4 Beğeni
BUNUN ERKEĞİ OLMAZ AZİZİM!!!
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
BUNUN ERKEĞİ OLMAZ AZİZİM!!!
Bu gün bir arkadaşımla görüşünce, hayreti karşısında o gün benim de farklı açıdan hayrete düştüğüm ve de acı da olsa güldüğüm olay geldi aklıma.
Arkadaşımın arkadaşına meme CA tanısı konmuş, hem üzülmüş, hem çok şaşırmıştı. E ne var bunda, günümüzde gayet doğal, sıradanlaştı, grip gibi adeta demeyiniz lütfen, arkadaşımın arkadaşı erkek çünkü. Olasılığını bilmediğinden de, ön kanıyla olanaksız geliyor, şaşırması doğal onun bakış açısıyla.
Ben ilk duyduğumda bu anlamda şaşırmadım, erkek de insandı ki zaten bakış açım her olguda önce insandır. Erkek de bir insan, onun da, işlevi aynı olmasa da bir memesi var o halde onun için de olası kanserin bu türü de.
Beni şaşırtan, kemoterapiye ilk alındığım gün karşılaştığım manzara ve bekleme salonundaki erkeklerin tavrıydı ki buna çok şaşırmıştım daha ziyade. Böyle bir durumda bile, hastalıkta bile, pes vallahi demiştim ve dediğim gibi çok şaşırmıştım erkek olmayı çok başka bir şey addedenlere, üstünlük, farklılık, ayrıcalık görenlere, hatta o kızgınlık hastalığımı ve de orada bulunuş amacımı, neyi beklediğimi bile unutturmuştu.
Her kanser türünün süreleri göz önüne alınarak, kemoterapiye alınma saatleri farklı. Meme kanserliler, 14.00 de alınıyor salona. İçeri girip ilaçlarımı görevli hemşireye teslim ederek hangi koltuğa otursam diye bakınırken gördüm ki salonun yarısı erkek ve yüzlerinde utangaç bir ifade, başarı eğik. Dönüp hemşireye: Yanlış saatte mi geldim dedim. “Hayır, doğru geldiniz deyişi üzerine de: Salonun yarısı erkek, onların ne işi var bu saatte dedim, “Onlar da meme CA” cevabıyla da çok şaşırdım, akılcı bakış açısıyla olabilirdi de, esas şaşırdığım neredeyse kadınlarla eşit sayıda oluşuydu. Bu apayrı bir konu ve ayrı bir yazıyla uzun uzun ele alınabilir. Lakin burada sözü erbabına, yani uzmanına bırakmalı, bilmediğimiz, hele de bilimsel bir konuda söz bize düşmez.
Ben sadece yeri gelmişken; erkeklerimizin de bu konuda duyarlı ve hassas olup yılda bir kez vücutlarının pek çok yanı sıra, memeleri için de kontrolden geçmeleri gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Malumunuz kanserde erken teşhis çok önemli. Mamografi çekiminde erkekler biraz daha fazla acı duyuyor, onların da bir kısmının gözünden yaş geliyormuş acıyla, canları da daha tatlıdır kadınlardan, acıya dayanamazlar ama katlanmalılar o kısa süreli acıya. Sonrasındaki acılar çok daha fazla çünkü!
Gelelim sözün bana düşen yanına ve de hayrete düşürenine!
Bekleme salonunda, kemoterapi seansında, çay salonunda bir vesile sohbet ettiğim erkeklerin tavırları sözünü ettiğim. Şaşırdım, inanın çok şaşırdım, hadi pek çok konuda alıştık, kanıksadık da adeta, kabullenemesek, kızsak da o tavırlarına ama hastalıkta bari yapmayın birader, orada bari unutun bir nebze şu ne menem şeyse algıladığınız erkekliğinizi, insansınız nihayet, insana özgülükler sizin için de kaçınımsız. Niye öyle tecavüze uğramış ya da bir mucize gerçekleşmiş de hamileymiş gibi giriyorsunuz yerin dibine, çok garip, çok utanılası bir şeymiş gibi?..
Soruyorsunuz; prostat kanseri olan, sanki o da erkekliğine çok önemli vurguymuş, erkeklik cinsiyete özgü organlar ve hormonlardan ibaretmiş gibi, ya gerinerek, ya kasılarak, ya dikleştirerek başını veya bir kaşını hafif tertip gururla kaldırarak: Prostat kanseriyim diyor.
Meme kanserlileri; sanki ayıp, günah ya da suçmuş, utanılması gerekirmiş veya erkekliğine leke sürülmüş de kuşkulanılacakmış gibi, başı önde, ezik, gözlerinde mahcubiyet, zor duyulur sesle: Meme kanseriyim diyor!
Utanıyorlar velhasıl meme kanseriyim demeye, çoğu da saklıyor bir günah gibi. Sanki erkekliklerine halel gelecek.
Erkeklerin pek çoğunun belli erkeklik kalıpları vardır malumunuz; pek çok önemli sorunda dahi doktora gitmekten kaçınırlar; onlar tam bir erkektirler, son derece sağlıklıdırlar, hiçbir sorunları olamaz. Varsa şayet kendilerine bile itiraftan çekindikleri…
Eyvah erkeklik bitti…
Oysa insanız kadını erkeğiyle ve her şey hepimiz için olası.
Ve bu bazıları erkeklerin, kadınlarla aralarına her konu ve koşulda, önce insan olduklarını unutarak kalın bir çizgi çiziyor!!
p.r.alkan
YORUMLAR
Öncelikle geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.Allah bütün hastalara acil şifa versin.Hele bu menem hastalığı düşmanıma bile vermesin.Zira tedavisinin her bir seansı ayrı bir ıstırap.Ben buna bildiğiniz yorum yapacağım bir anımı anlatarak.Erkeklik ile kadının statüleri birbiriyle yarışamaz ya.Kadının her şeyi kural dışıymış yani.Bütünüyle ayıplar topuymuş kadın.
Görev yaptığım bir ilde iki katlı evler çoğunluktaydı o zamanlar.Alt katı ahır.Üst katı ve yandan bağımsız çıkma kat. Ben bağımsız çıkma katı kiraladım.iki oda.Bekâr evi yetiyor bana.Çok değerli bir aile hani bana da göz kulak olacaklar gibisinden.Yalınız tek sorun ev sahibi amcamız biraz Osmanlı.Dediğim dedik.Sık sık eşiyle tartışıyorlar.Her defasında kadını aşağılıyor, hakaretler ediyor..Bir keresinde öyle bir laf etti ki az daha küçük dilimi yutacaktım.
Kadına olmadık hakaretleri etti ve sonunda;
Eğer kadınlar insan olsaydınız (çok affedersiniz) taşaklarınız göğsünüzde bitmezdi ..dediği sırada işten eve gelmiş bahçenin cümle kapısından içeri giriyordum.Kulaklarıma kadar kızardığımı hissettim ve çok sinirlendim.Tutamadım kendimi ve aynen şunu söyledim.
"Amcacığım!..Kusura bakmayınız da anneniz sizi
(çok affedersiniz) Taşaklarıyla mı emzirdi!..
Adamcağız utancından bir ay karşıma çıkamamıstı.Bir ay sonra eşiyle kahve içmeye geldiğinde defalarca özür dileyip bir daha da eşiyle hakaretvari tartışmamıştı.
Oysa hepsi insan..Hepimiz insanız.
Kaleminiz daim olsun.Sağlıcakla.Saygıyla.
perihan reyhan ALKAN
Netameli bir konu.
Ne demeliyim?
Can çıkmamış, huy çikar mı?
Vesselam.
Çok saygımla Üstadım
Çok saygımla