- 103 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BAZI KELİMELER ÜZERİNE BİR KAÇ SÖZ
BAZI KELİMELER ÜZERİNE BİR KAÇ SÖZ
İletişimin sınırsızlığı ve bilgi kaynaklarına ulaşmanın çok kolay olduğu günümüzde insanların kısa zamanda daha çok bilgiye sahip olma istekleri sonucu karşılarına çıkan bilgileri sorgulamadan kabullenmeleri, pek çok gerçek bilgi ve ifadelerin anlamını yitirmeye, daralmasına ya da değişmesine sebep olabiliyor. Bireyselcilik, ideolojik yaklaşımlar, herkesin kendi bilgisine güvenmesi, her konuda her şeyi biliyor gibi görünmeleri, öğrenme, bilgi edinme istek ve arzularının olmayışı da kültürlü gibi görünen kültürsüz insanlar topluluğunu ortaya çıkarmaktadır.
Kültür, sadece okuyarak elde edilmez. Toplumun gelenek ve görenekleri, yaşayış biçimi yani sosyal yapısı da kültürün ilgi alanındadır. Çok okumuş kültürsüzleri gördüğümüz gibi sosyal hayat içinde yetişmiş, bir kitap yüzü görmemiş nice çokbilmiş kültürsüzlerle de karşılaşabiliyoruz.
Yazımıza neden böyle bir girişle başladık?
İster çok bilgili ve kültürlü, isterse sıradan insanlar olalım bazen şuursuzca birilerinin kuyruğuna takılıp gidiyoruz. Bu, dil üzerinde de oluyor. Mesela, “adam olmak” ifadesi bazılarını rahatsız edebiliyor. Bu sözün içeriğine değil de kabuğuna bakarak kompleks yapabiliyor. Yani “adam” kelimesini erkek cinsiyeti üzerinden değerlendiriyor ve ifadeyi kullanmama ya da yerine “insan olmak” ifadesini kullanmaya çalışıyor. Son zamanlarda neden adam yetiştiremediğimizi biraz da bu tavır üzerinden yorumlayabiliriz. Ne dersiniz…
Bilim adamı yerine bilim insanı ifadesi belki doğru olabilir. Ama adam olmak yerine insan olmak diyemezsiniz. İnsan olmak canlı türlerini çağrıştırıyor ve ne kadar zorlasanız da adam olmayı ifade etmez. O yüzden bazı ifadelerde komplekslerden kurtulmalıyız. Kalıplaşmış atasözlerimiz, deyimlerimizi olduğu gibi kullandığımız gibi bu tür ifadeleri de değiştiremezsiniz.
Bunun gibi pek çok kelime ve sözleri böylece harcayıp gidiyoruz. Bunlardan biri de bu gün engelli diye ifade ettiğimiz kesim üzerinedir. Bu arkadaşlarımıza önce sakat, sonra özürlü daha sonra da engelli demeye başladık. Bakalım bundan sonra ne diyeceğiz.
Bu kelimeler, birbirinden farklı anlamları da içinde taşır. Hangisini kullanırsanız kullanın hem eksik hem de fazla gelecektir. Bu kelimelerden rahatsızlık duyulmasının bir anlamı yoktur. Kelimeler de zamanla değişir, anlam daralması ya da genişlemesine uğrayabilir. Bu da zamanla toplumun bu kelimelere yüklediği anlamla gelişir. Eğer toplumda aşağılama, küçümseme gibi tavırlar varsa siz hangi kelimeyi kullanırsanız kullanın bir anlam ifade etmeyecektir. Kelimeleri değil öncelikle insanların kafalarındaki yargıları değiştirmek lazım.
Bir de çıkmak kelimesi, gençler ve hatta çocuklar arasında önemli yer ifade ediyor. Bu gün bu kelime o kadar çok farklı bir anlam ifade ediyor ki bizim kuşak bile bunu kanıksamış durumda… Daha dün ergenler arasında yaygınlaşan bu ifade artık ilkokul öğrencileri arasında bile normal ve olmazsa olmazları arasında bulunmaktadır. Biz çıkmak denilince yüksek bir yere tırmanmak anlıyoruz. Ama şimdiki çocuklar ve gençler kız ve erkek arkadaşı olup olmama ile ilişkilendiriyor. Sanki herkes birisiyle çıkmalıymış… Birisiyle çıkmıyorsan karizman yerlerde demektir. Bu yüzden çocuklarımız biriyle çıkmak derdinden kendilerini fikren ve bedenen geliştirememektedir.
Son zamanların olmazsa olmazı çıkmalarla yetişen nesil; iş, evlilik, aile olma durumunda bilgisiz, sorumsuz, bencil tavırlarla birbirini yemeye başlıyor ve bir türlü adam olamıyorlar. Hiçbir fiziksel engeli yokken sakat anlayışlar, özürlü davranışlarla karşılarına çıkan her zorluğu, en büyük engel görüp yan gelip yatıp, birilerinin kendilerini bu engelden kurtarmasını beklemektedir.
Karakterlerimiz gibi kelimelerin anlamlarını da daraltıp değiştiriyoruz. Bu bizi bir yere götürmez. Kabahati kelimelerde değil kendimizde aramalıyız. Kelimelere olmadık anlamlar yükleyip onlara düşman olmaktan vazgeçmeli, kelimeleri değil kendi anlayışımızı değiştirmeliyiz.
07.01.2021
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.