- 36 Okunma
- 1 Yorum
- 4 Beğeni
Bana Kendinden Düşeni Getirin
![Bana Kendinden Düşeni Getirin](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/resimli_yazi/buyuk/230678.jpg)
‘Bana kendinden düşeni getirin, kendimden düşeni ancak kendinden düşen anlar’
De ki, milyonlarca yıllık bir tecrübenin bir sonucuyum…
Ama tüm mükemmelliğe giden o uzun yol içinde asla mükemmel olmayacağının anlaşıldığı ilk arızayla, ’saklanan gerçekler’ defterinin sol tarafına yazılan ilk isim de benim…
Şimdi ben nasıl bir bütün olduğumu iddia edeceğim…
Merakım ve cevapsızliğım, sorularımı gölgede bırakacak kadar çok. Yüksek ihtimal bu depresif halimin de sebebi de sadece benim.
Görüyorum, gözlerime giriyor hatta şımarık gerçekler.
Lütfen daha fazla kandırmayın beni...
Eminim işte , büyük bir dengesizlik var mükemmel olduğu iddia edilen bu işte. Çünkü matematik ortada, sorma kapasitemin yarısı kadar bile, bilme kapasitesiyle donatılmadım.
İki bilinmezin el ele verip bir bilinir olduğu hayali bir dünya değil ki burası...
Neyi aradığını bilmeyen x ve y el ele verip kendi varlığını mı bulacak. Güldürmeyin beni…
Aynadaki sırları arıyorum. Evrenden bile gizlenmiş mesajları. Küçük kayaların altına, balıkların yüzgecine, insanların sözlerine bakamıyorum çünkü sorularım büyük. Yakışanı aramak zorundayım. Ne var yani cevaplarımın da aynı büyüklükte aydınlanma ile gelmesini beklemek sizce delilik mi...
Ama
Aksine takılırsam biliyorum en katıksız haliyle deliliğe bulanacağım. Akrebin bile bir anlık titremesini Tanrıdan mesaj olarak göreceğim. Geceleri yıldız kaysa, deliler gibi bağırıp, Tanrı bana göz kırptı sonunda diye haykırıp, gecenin uykusunun içine edeceğim.
Ah sonrası ne olur şu an düşünmek istemiyorum yoksa bu korkuyla iyice kendimden geçeceğim.
Bu aralar sıklıkla ölmünün katı, sıvı, gaz halini düşünür oldum. Bedenimin kaskatı kesildiğini yavaşça toprakta gevşeyip eridiğini sonunda da buharlaşıp gökyüzüne ulaştığını düşünüp bir an sevinirken, sonra ansızın evsiz kalan ruhumu düşünüp endişeler koması içine girmekteyim.
Sonra derin bir offff çekiyorum.
Çünkü ne kadar düşünsem de yine sorular büyüyor ve bu düşüncenin daha özgürleştirici bir ruh halini getirmemesini de şiddetle kınıyorum.
Veda etmek…
Önce merhaba demek gerekir değil mi.
En son güzel bir çiçeği ne zaman selamladım, ya da gözlerini açan güneşe ne zaman şükrettim. Bu kadar uzağına düştüğüm hayat için giderken ne söylenir…
Hoş kal,
Hoşçakal,
Nasıl kalırsan kal be,
Canın cehenneme,
Her nerede ve neremde yaşadıysan,,,
Bir daha görüşmeyelim,
Git benden uzak dur,
krkrkrkrkkrrk…..
Lekelememeliler…
Senin de a...na..nı... av...ra...Di.. nı...
Himmm bak bu son seçenek iyi gibi...
Neyse derin bir çek içine...
Evraka!!!
Az önce bir soruma cevap buldum sanırım.
Nefret nasıl büyür insanın içinde…
Biri seni sürekli iteleyip, görmezden gelirse, güzelleri gözüne gözüne sokup sana vermezse…
Olanlar olur.
Sonuçlarına da şaşırmamak lazım...
Neyse ne diyordum…
‘Bana kendinden düşeni getirin, kendimden düşeni ancak kendinden kendini düşürenler anlar’ başka ne denir bilemiyorum.
y...
YORUMLAR
![avatar](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/ufak/138715_3161984475.jpg)
Anlayana sivrisinek saz demişler ya
Ha işte akıllarında sivrisineklerin cirit star körler derneği genel kurulu gerçekleştirildi patates üzerinde oyunlar oynanıyor
İlk taşı ilk kendine denetleyen herkes cesettir
Yazının çok şıkti
Sevgimle
Ana loja da görülmek olsun 👁️ yazının baş yapıtı
💫✨🐬🕊️💫
![black_sky](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/ufak/218040_hv5XfCXaxe.jpg)
black_sky
Dinlemeyi öğrenmeye başkalarından değil kendinden başlamak gerek bazen.
Varlığın ne de güzeldir. Eksik olmayasın.
Sevgilerimle.