- 135 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ANA BABA
Aslında bize ters sözler. Bizim Dinimize, geleneklerimize ve göreneklerimize hiç mi hiç uymuyor. Ancak Avrupalılara ve onların hayranlarına uygun sözler. Bizim dinimizde, her koyun kendi bacağından asılmıyor. Komşun aç iken, sen tok yatamıyorsun. Komşunun sıkıntısını gidermek zorundasın. Bir dostun, arkadaşın veya tanıdığın yanlış işler yapıyorsa, onu uyarmak zorundasın. O sana ne? Sen de Bana ne? Diyemezsin. Çünkü eşinin dostunun yanlışları senide bağlar. Bana arkadaşını söyle, senin kim olduğunu söyleyeyim. Eş, dost ve yakınlar kişilerin aynasıdır. Zamanımızda maalesef çoğu güzel değerlerimizin manaları anlamsızlaştırıldı. Hem de Planlı olarak yapıldı, yapılmaya devam, ediliyor. Bizler hala uyuyoruz. Bizi uyaranlarımızı da kınıyoruz. Kendimizi daha medeni gösterdiğimizi sanıyoruz. Sana ne? Bana ne? Bize ne? Size ne? İse Din kardeşliğinin, Akrabalıkların, Arkadaşlıkların, Dostlukların, Komşulukların ne anlamı kalıyor. Medeniyiz diyen, Madenilerin böle yardımlaşmalardan haberleri olmadığı için, bizi de kendilerine benzetmeye çalışıyorlar. Bizdeki Manevi güzelliklere içten içe hayranlık duyuyorlar, belli etmemeye çalışıyorlar. Hele 15 Temmuzdaki dayanışmayı, Dinimize, vatanımıza, Bayrağımıza Bağlılığımız onları delirtti. Şoka girdiler, Çok şaşkınlar, Şaşkınlıkları kine dönüşüyor. Sinsi, sinsi Planlarına devam ediyorlar. Ellerinden gelse bizi bir kaşık suda boğacaklar. Bizim İlerlememizi asla istemiyorlar. Hadi onları anladık, Gavurdur, Gavurluğunu yapar, düşmanlık eder. Peki! Bizler neden İlerlemek İstemiyoruz? İşte, anlaşılmayan bu! Dostumuzu, Düşmanımızı sanki tanımak istemiyoruz? Geleceğimizi önemsemiyoruz. Dünya Hayatının Manasını sanki anlamaktan korkuyoruz? Hayatın gerçekleri acı, ama gerçek. Gerçeklerden kaçmak kime yarar getirmiş. Hep zarardayız..
Zararlardan kurtulmak için, Dostlarımıza gereken değeri, vermeli. Dostlarımızı yanımızdan ayırmamalıyız. Bu dostunlar, yemezler, içmezler, sen ne istersen sana onu söylerler. Söylediklerini asla inkâr etmezler. Sözlerinde hep dururlar. İşte DOST.
ANA—BABA
kıldıra biliyorsan namazlarını,
tuttura biliyorsan oruçlarını,
öğrettinse helalleri-haramları,
kaldırdınsa, anasın sen—babasın sen,
söyledinse emeğin, alınterinin kutsallığı,
söyledinse çalışkanlığın değerini, huzur verdiğini,
söyledinse tembellik, bütün hastalıklara davetiye,
söyledinse, babasın sen—anasın sen,
emeksiz aş baş ağırtır, dedinse,
dürüst çalışmak ibadettir, dedinse,
hayırlı evlat yetiştirmek, hakka hizmettir dedinse,
dedinse, anasın sen—babasın sen,
öğrettinse sevgi; emek, şefkat, merhamet ister,
öğrettinse emek; alın teri, azim, kararlılık, sabır ister,
öğrettinse erken kalkanın rızkı bol olur diye,
öğrettinse, babasın sen—anasın sen,
öğretmedinse sevgiyi, saygıyı, hürmeti,
anlatmadınsa şefkati, merhameti, hoş görüyü,
bildirmedinse hak yolunu, hakkı ile!
bildirmedinse, anamısın? sen—babamısın? sen.
Şiirimizde geçen, uyarıları çoğunluğumuz dikkate almıyoruz. Üzerinde biraz düşünüp, Acaba doğrumu? Yanlış mı? Değerlendirilmesine lüzum görmüyoruz. Yanlışa yanlış, Doğruya doğru demeyi bile gereksiz zaman kaybı olarak görüyoruz. Oysa ne kadar yanılıyoruz? Bir anlasak, anlatabilsek! Asıl sınavın hayat boyu sürdüğünü, an sızın bittiğini. Ölenleri, görüyoruz, idrak edemiyoruz, kendimize konduramıyoruz. Düşünmek sanki zaman kaybı! Oysa düşünmek; plan, proje yapmak demek! Düşünmek yanlışlara düşmemek, zaman kazanmak için yapılır. Boşuna dememiş Atalarımız; Bin kere düşün, bir yap ki, Yaptığını yıkmak zorunda kalmayasın. Zaman kaybetmeyesin.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.