- 126 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Cehaletin Karanlık Kuyusunda Ay mı Görüyorsunuz
Bu hayatta çok kez mücadele savaşı verdim ve her defasında yeniden yeni bir şeyler denemeye uğraştım. Özellikle de 8-9 yaşlarında iken kurguladığım ne varsa şiirlere yansıttım. 9 yaşında yazdığım o şiirler bir çok kez bana umut vermiş ve yeniden doğrulmama olanak sağlamıştır. Dürüstlük, doğruluk, saygı sevgi ve çalışma azmini, okul bahçesinde okuduğumuz Andımız’a borçluyum.
Şiirlerimin tesirli olmasını ise "Mehmet Akif Ersoy’un, yazdığı İstiklâl Marşı’na" borçluyum. Ben şiir nedir bilmeden de yazıyordum ama "İstiklâl Marşı" İçimdeki çocuğun yüreğini coşkuya eriştirdi. Ve şiirin samimiyetiyle orada tanıştım.
O çocuğun gözünde ki devlet’le şuan ki gördüğüm devlet, kesinlikle yan yana dâhi gelemez!
O koca devlet ve bu akıllı zannettiğim millet ben büyürken gözlerimde küçülerek yok oldular.
Evde bulunan tek kitap, dinî kitaplar olduğu için onları defalarca kez okuyup feyiz aldım ama içinde kafama takılan o kadar çok soru vardı ki; aileden kime sorsam "Sekiz yaşındaki çocuğa verdikleri cevap; aman sus! Allah seni taş eder, bu soruları sormak bile şirktir" diyerek öğrenime engel oldular. Benim Allah’tan korkum, onun bir öcü gibi gösterilmesi oldu. "Merakım giderilmedi ama! Sadece öğrenmeyi 20 yıl daha uzatmış oldular." Neyse...!
Her ne kadar feyiz aldım desem de, bu benim ömrümden 30 yılı da çalmış oldu. Ben daha hakkında pek bir şey bilmediğim, tanımadığım Allah’ın bilinemeyen peygamberlerin, sorgulanamaz dinine iman ettim ve şiirlerimi de dîn üzerine yazmaya ve insanların doğruluğa teşvik etmesini sağlamak istedim. Onca tecrübeye rağmen inandırılmış olduğum din’in hep olumlu ve güzel davranışlarını öğrenmiş oldum ve bu olumlu yönlerini şiirlerle aktarmaya çalıştım.
Anlamını bilmediğim güzel sureler, ayetler, hâdisler vs.
Sonraki adımda daha önce yazdığım şiirleri kitaba dönüştürmek olduğundan hep bu an için bir nevi fırsat kolladım. Ama akıllı görüp bildiğim insanların aslında bir cehaletin varlığını yaşatma amacında olduklarının da hiç farkına varamadım.
Eskilerden duyduğumuz ve gerçek olduğuna inandığımız bazı hakikat kavramında ki gerçek yaşanmış hikayeleri (ibretlik) olarak hazırlamak istediğim için çokça kitabım telef olma durumuna geldi.
Müslümanların okuma ve yazma özellikleri bulunmadığından dolayı (satış) yapacağıma inanıp bir de (mal) gibi takdir bile bekledim desem, sanırım aptallıktan başka bir pot kırmış olmam.
Müslümanlar daha kendi dinî kitaplarını bile okumuyorlarken benim kitabı almaları zaten alçaklık olurdu.
Müslümanların eline alacağı tek Kitap, çıplak kadınların dergileri olurdu ancak. Çünkü bu dergiler eski yıllarda, yani 2000’li yıllarında kahvehanelerde ve mahallenin genç ergen nesillerinde Kur’an’dan bile daha önemli hale gelmiş, elden ele gezinmekte ve hediyeler edilmekteydi.
Aslında bu deyişle, cehaletin doğum yerlerini de görebiliyoruz ama cahil kalmak çok yakışıyor bu insanlara.
Son yazdığım romanda Allah’ı haklı çıkarmak için öyle çok mucizeler uydurdum ki; neredeyse ben bile inanacağım.
Ben bile, din ile ilgili bir şeyler uydurabiliyorsam; sözde dinciler neler neler uydurmazdı ki?
Bu kitap üzerine kendime ceza olsun diye 1 yıl boyunca hiç kimseyle görüşmeden kendimi eve hapsettim. 8 yaşındaki çocuğun 8 yaşındaki düşüncelerini ve sorularını yeniden masaya yatırdım, analiz ettim, araştırdım. 8 yaşındaki Okan 28 yaşındaki Okan’dan daha akıllı çıktı ama 20 yıl boşa gitmişti.
Hayatımı sorguladıktan sonra da birçok şeyi kaybettim ama bu hakikatin özüne değerdi doğrusu.
Anladım ki dedeler cahillikle, çocukları cehaletle, torunları da yobazlıkla Türkiye’nin büyük bir bölümünü ele geçirmişler.
Bizim payımıza da büyüklerin hata ve kusurlarını ya tamamına erdirerek kader dedikleri zırvalamaya uymak ya da uyanmak ve uyandırmak düşmüş.
Müslümanlar, seks nasıl yapılır kitaplarıyla çocuklar peydahlarken, çocuklar da yaşama bağlanmak için hayatlarını inandırıldıkları masallarla kaybettiler.
Savaş düşmanlarla değil cehaletlerle devam ediyordu.
Şimdi onlarca kitap yazmışım kimin umurunda?
Kim alır iffeti, namusu, şerefi?
Bir şeyler satılık olacaksa, bu kahpelik olmalı.
Ancak kahpelikler alınır satılır bu cehalet devrinde.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.