- 409 Okunma
- 5 Yorum
- 15 Beğeni
Kuzguncuğun Nazlısı
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Yıllar sonra, çocukluk arkadaşım ile buluşmamızın nedeni bir zelzele olsa da, her yıkımın çöküş olmadığının, her fırtınanın dağıtmadığının idrakindeyiz.
Gönül yorgunluğumuz dinsin diye, asırlık çınarlarının altına, boğazın inci gerdanlığına nazır, kadim medeniyetin her sokağında izlerinin görüldüğü Kuzguncuk bizi çağırdı ve geldik.
Görkemli yalıların boğaz manzarasını bencilce işgal etmesine içten içe kızsak da, bize ayrılan kıyıların tadını çıkarmayı yeğledik. Ata torunu Nilhan Sultan’a selam vermeden geçilmezdi. Yorgun ayaklarımız mola zamanı sinyalini verirken, çınar ağacı gölgesine davet ediyordu. Muhabbetin manzarasına ara ara takılan bir teyze ile göz göze geliyor gülümsüyoruz. Aç olduğunu düşündüğümüzden ikramda bulunuyoruz. Nazlı teyze Anadolu’nun bağrından yıllar önce İsviçre’ye gitmiş 35 yıl orada çalışmış bir emekçi. Özünden zerre kadar zayiat vermemiş, yabancı dil öğrenmiş, anılar biriktirmiş tecrübeler kazanmış. Nasip hanesine bir evlat sahibi olmak yazılmamış, bunun burukluğu yüzünde hissedilse de, eşi ile arasındaki güçlü sevgi bağı bu açığı kapatmış gibi görünüyor. Dünya bu ya, her şeyi yarım bırakması ile meşhur. 2 yıl önce en kıymetlisini de kaybetmiş. Bu yas sürecinin izleri henüz silinmemiş nemli gözlerinden. O günden beri denize yakın olan evinin bir bahçesi gibi kullanmış Kuzguncuk sahilini. Her gün iki kez geliyorum buraya diyor. Nazlı teyze, tebdili kıyafet gezen bir hünkâr gibi çıktı karşımıza. Meğer sahile geliş nedeni, çimleri döşek, gökyüzünü yorgan yapan, evsizlere, garibana, fakire fukaraya, kimsesiz çocuklara kol kanat olmakmış. Buruşuk ellerini cebine sokup, para kesesini çıkardı nasibi olanlara dağıtırken bir yandan da bize oradaki hareketliligi anlatıyor. Birazdan çaycı gelir çay dağıtır, filan evsiz gelir oturur bankın şuracığına. Biri daha vardı epey zamandır görmüyorum geçen gün öğrendim vefat etmiş.. mırıltılar devam ederken kediler doluyor etrafına. Kuzguncuğun kuşları, kedileri kimsesizleri hepsi tanıyor Nazlı teyzeyi. Bizim aç olduğunu düşünerek ikramda bulunduğumuz Nazlı teyzenin içinde meğer bir devlet gizliymiş Yürek devleti!
Muhabbet uzadı, sıra olmazsa olmaz klasik soruya geldi. 80 yaşında bu enerjiyi, sağlığı neye borçlusunuz diye sorduk.
Tebessümü eksik olmayan yüzüne bir tebessüm daha eklendi.
Nasibime düşeni sevdim, düşmeyeni kabullendim, olanla yetindim, olmayan için çırpınmadım.
Nazlı teyze bunları söylerken iyiliğin iyileştirici gücünün hâlâ hayatına nefes olduğunun farkındaydı.
Ha dedi, bir de ev yoğurdunu hiç eksik etmem 😊
Yazmasının arasından uçları görünen örgüleri zamanla incelse de, bu güzel ömrün uzantısını yansıtıyordu. Gülen gözleri merhamet ile kuşanmış yüreği umut dağıtıyordu.
Neye niyet neye kısmet derler ya hani, çınar gölgesi diye geldik Nazlı teyzenin gölgesinde nefeslendik.
YORUMLAR
Şükredebilmek ne güzel.
Bulduğuyla yetinen, bulamayınca yerinmeyen bir anlayış.
İnanç var, isyan yok.
Bu dünyada bizim olduğu kadar kurdun kuşun, garibin, fakirin de yaşama hakkı olduğunu bilip sahip çıkanlardan Allah razı olsun..
Gözü tok olanların gönlü güzel, yüzü güleç olur.
Yaşama azminin ve sabrın neticesi insan olmak ve insanca yaşamak....
Tebrikler.
çiftçi tarafından 9.7.2024 21:17:44 zamanında düzenlenmiştir.