- 66 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Aşkın rengi şeffaf
![Aşkın rengi şeffaf](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/resimli_yazi/buyuk/230302.jpg)
Gülün çok çeşidi vardır. Her birine farklı manalar atfederler. Kırmızı şehvettir. Ateş çemberindeki akrep tutkusu. Ölümüne hırs… İsteğin son noktası… Olmazsa intihar… Cesurdur, yüreklidir…Aslan gibi dikilmesini bilmektir. Bazen utanmak, çekinmektir harem odasına kadar… Ama duygular aşırıdır. Aşırılar yakıcıdır… Yıkıcıdır… Kırmızı güller kurumaya dursun…
Beyaz gül, temizlik, saflık, masumiyet taşır ama gizli bir perdenin önüdür bu… Görünmek sevdasındadır, saygı bekler, alçakgönüllü umulmak ister ama derinlerde bir korku belirir… Layık mıyım ben buna? Sırlarını açamaz kimseye. Uçurtamaz asla güvercinlerini semaya. Hep tutsaktır. Aslında karadır içi…
Sarı, güya güneştir… Herkesi kucaklayacaktır aklı sıra… Dost canlısı arkadaş yanlısıdır ne hikmetse hep yalnızdır hâlbuki… Sarı gül demeti görülmüş müdür hiç? Aslında aşırı kıskançlık yatar damarlarında… Kendi ile çatışmıştır… Herkesi memnun etme hülyalarıyla yola çıkmıştır fakat ‘Herkes neden diğerleriyle kıvanç duyuyor beni bir kenara bırakıyor’ ikilemine takılmış… Yalnızlık kaderin…
Mercan, kor… Arzu, istek… Cilve, naz… Güzelsin kabul, lakin inciyi diğerlerinden ayıran onun görünmek endişesinden ırak olmamasıdır. Herkese ayna tutarsan bir gün aynan çatladığında heveslerin vefa etmez…
Pembe açıksa eğer, zarif bir endam aklıma geliyor… İnce… Memnun ve keyfine diyecek yok… Hayran bakışlar arasında yerini alıyor sempatik diyorlar kendisine… Ancak kararsız… Yol kat edemiyor… Asla güven vaat etmiyor. Yola çıkılmaz kendisiyle.
Koyuysa şayet pembe, teşekkür etmesini bilen, takdir hisleri uyandıran olmasına rağmen karşı tarafı da sürekli minnet altında tutuyor. Beni sıkıntıya soktuktan sonra pohpohlanmanı ne yapayım?
Lavanta, ilk görüşte âşık olacak kadar cahil… Gizeme inanan… Sihir ile hayal arasında bir hayat tasarlayarak hayatını berbat eder...
Mavi kendisinin eşsiz ve benzersiz olduğuna kendisini inandırmıştır. Kibir yalnızca kişiyi yalnızlaştırır. Aynadan sürekli kendine bakan bir yalnız, ışığını geceye saçan bir yıldız olamaz… Kibrinin başını yerlere kadar indiren güzel, boyun bükmesiyle bir melekteki gerçek güzelliğe kavuşabilir. İnciyi değerli kılan diplerde gizlenmesidir. Yalnız geldin, yalnız yaşıyorsun, gidişin de yalnız olacaktır.
Mor, sonsuzluk sevdalısı. Ebedi yaşama meraklısı… Meftun... Meczup… Divane… ‘Sonsuz olmayan sevgi, sevgi değildir’ ulaşılmazına aşık. Gerçeklerden uzak… Bulutlarda yürüyenler ayakları yere sağlam basamaz. Ütopya, güneş devleti ve ideal toplum hayalcisi… İmkansıza ulaşmak imkansızdır.
Bu böyle uzar gider. Şimdi size aşkın rengini açıklamalıyım.
Aşkın rengi şeffaftır. Su. Hava. Cam. Hayat kaynağıdır. Varlığımızın sebebidir. Somuttur ancak soyuttur. Yudum yudum can, nefes nefes canandır. Her bakışta yârdir, yarendir… Tenakuz yoktur, vartası bulunmaz. Görünmek istemez… Övülmek beklemez o kendinden değerlidir. Berraktır. Güneşleri barındırır. Ne tatlıdır ne acıdır ama lezzetlidir. Olmazsa olmazdır. Bazen çağlar, gereklidir ara sıra, bazen durgundur. Bazen tozar savurur etrafını, bazen eser tatlı tatlı… Sıcak ta ondadır soğuk ta… Her rengi barındırır içinde, sıkmaz usandırmaz. Beyaz, pembe, mavi, mor, turuncu hepsi ona hayrandır. Şeffaf. Bakarsın dupdurudur, için ısınır… Günahsız bir bebek kadar masumdur… Gökkuşağı aşk karşısında belini bükmüştür. Mevlevilerin başını döndüren de saflaşmak, şeffaflaşmaktır. Şeffaf olmayanlar ötede damgalanacaklardır. Ateşin özü közü çıkarmaktır. Binlerce renk vardır ancak AŞKIN RENGİ ŞEFFAFTIR…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.