- 122 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
İçsel Huzursuzluk: Düşüncelerin Kıskacında Sıkışmak
İnsanın sürekli olarak sonraki adımı düşünmesinin, gerçek anlamda dinlenebilmesini engelleyebileceğini düşünüyorum. Kişi koltuğa uzandığı anda bile rahatlayamaz; sanki bir şeyler yapmak zorunda gibi sürekli tetikte kalır. Bu, zihinsel bir kargaşa olarak nitelendirebileceğimiz bir durumdur - ki bence bir tür hastalıktır - çünkü bu durum insanın birkaç saatlik huzurunu bile küçümser. Bazı durumlarda, insan uykusuzluğa kadar giden bir huzursuzluk yaşayabilir. Düşünceden düşünceye atlayarak saatlerce devam eder. Kafasını yastığa koyduğunda bile zihinsel aktivitesi durmaz, sanki bir mesai başlamışçasına. Bu düşünceleri kısıtlayan, onları zincirler gibi bağlayan bir etki yaratır. Olması gereken ya da olmuş gibi davranılması gereken şeylerin sürekli olarak düşünülmesine zorlar insanı. Bu yoğun koşuşturmanın sonucunda insan yorulur, hatta belki de "Keşke günler daha uzun olsa" diye düşünür; çünkü artık kendisini yetiştiremeyeceğini, düşünceleriyle uğraşırken ailesine, dostlarına, sevdiklerine ayırabileceği zamanı olmadığını hisseder. Ve bu huzursuzluk, insanın yüreğini kaplar. Her şeye yetişmeye çalışırken, sonunda kendisini unutur.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.