- 492 Okunma
- 11 Yorum
- 18 Beğeni
GÜL KOKULU ÇEYİZ SANDIĞI...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Gül kokulu çeyiz sandığı, geçmişin derin izlerini taşıyan, romantizm ve nostalji dolu bir semboldür. Genellikle gelinlerin evlilikleri için hazırladığı ve içine çeyiz eşyalarını yerleştirdiği bu sandık, bir ailenin köklerini ve geleneğini yansıtır. Her bir eşyası, geçmişten gelen anıları ve duyguları barındırır. Gelinler, bu sandığı hazırlarken içine sevgiyle dokundukları her parça, gelecekleri için umut dolu bir başlangıç işaretidir.
Gül kokulu çeyiz sandığı, adını içinde bulunan güllerin hafızalardaki romantik çağrışımlarından alır. Güller, aşkın sembolü olarak bilinir ve çeyiz sandığına eklenen bu dokunuş, içindeki eşyaların romantik ve duygusal değerini arttırır.
Bu sandık aynı zamanda bir ailenin mirasıdır. Anneannelerden torunlara geçen bu geleneğin içinde, geçmişten günümüze uzanan bir bağ kurulur. Çeyiz sandığı, aile büyüklerinin hatıralarını, evliliklerini ve yaşadıkları güzellikleri gelecek nesillere aktarır.
Gül kokulu çeyiz sandığı, zamanın ve değişimin etkilerine rağmen hala önemini koruyan bir geleneği temsil eder. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte bazı gelenekler unutulmaya yüz tutsa da, çeyiz sandığı gibi semboller, geçmişle gelecek arasında köprü kurarak kültürel değerleri canlı tutar.
Bu sandık, içindeki her bir eşya ile birlikte bir hikaye anlatır. Bir dantel örtü, bir demlik, bir çeyiz mendili; hepsi bir zamanlar yaşanmış mutlulukların izlerini taşır. Gelinler, bu eşyaları seçerken geçmişlerinden ilham alır ve geleceklerini bu romantik mirasla süslerler.
Sonuç olarak, gül kokulu çeyiz sandığı, sadece bir eşya koleksiyonu değil, aynı zamanda bir ailenin geçmişini, değerlerini ve aşkını simgeler. Romantizm ve derin anlamlarla dolu bu sembol, evliliğin ve ailenin kutsallığını yüceltir. Gelecek nesiller için bu sandığın içinde saklanan değerler, aşkın ve sadakatin sonsuzluğunu hatırlatır.
YORUMLAR
Rasûlallah (sav) şöyle buyuruyor:
“Bir şeyde yumuşaklık ve naziklik bulunursa, mutlaka onu güzelleştirir. Bir şeyde bulunmazsa onu kusurlu hale getirir.”
On gün önce köyüme gittiğimde erkek kardeşim babamın babasından kalan en az yüz yıllık kitap sandığına bakım yaptırdığını gururla gösteriyordu. O an zarif tahta kapağın üzerindeki işlemelerine dokundum. Ve bir erkeğin yani babamın, dedemin çok güçlü atletik yapıya sahip olup aynı zamanda zarif bir yürek taşıdığını hissetmenin mutluluğunu yaşıyordum.
Sonra günümüzü düşündüm
Kadınlar nazikliği yukarıya ihya edip zarafete dönüşeceklerken küfürbaz erkeklerin rol modelini çalmış sokaklarda daha beter uluorta küfür ve sövmelerine şahit oluyorum.
Gül kokulu dantelli naziklikler kötü kokuları karşı galip gelsin istiyorum. Diliyorum
çiçekli sandıklar mutlu olsun.🌸
sevgilerimle
SadeceGökyüzü
Adetler, gelenek ve görenekler...
Gün geçtikçe değerini yitiren kavramlar.
Yavaş yavaş değişim toplum hayatını belki daha az etkiler, ancak gelişen teknoloji ile birlikte hızlı değişimler kültürleri de yozlaştırmakta. Bu da doyumsuzluklara, bencilliğe, çıkarcılığa, maddeciliğe yöneltmede.
Sevgi gibi, kültür değerleri gibi anlayışlar ve hayat felsesefesi daha donuk, daha katı, daha sert, daha soğuk ilişkilerin oluşmasına, aile hayatının giderek dejenere olmasına sebep oluyor.
Çeyiz sandığı, içinde naftalin veya gül kurusu...
Artık ne çeyiz sandığı kaldı, ne oyalı işlemeler, ne işlenmiş yatak örtüleri, ne de raf, radyo, sehpa, tv örtüleri...
Yani el emeği güzelim eserler, geleceğe hatıra birakılacak sımsıcak değerler kullanılmaz oldu.
Yazınızın en güzel yanı, geleceğe el emeği bırakamasak da, site kalıcı olursa, yazarak birşeylerin varlığını hatırlatmış olur.
Aslında kalıcı olan kitaplardır.
Saygıyla...
merhaba sevgili gökyüzü
o gül kokulu sandıklardır ki nesilden nesile aktarılarak yaşanılan dönemin manevi havasının ve kültürel zenginliğinin izlerini taşır. beğeniyle okuduğum bu anlamlı çalışmanıza uyum sağlayacağını düşündüğüm bir şiirimle eşlik etmek istiyorum.
....
bohçasından çıkarırım naftalinli günleri
nice düğümler atmış kınalı parmakları
kaftanı var alı az yeşili bol işlemeli
ve o gönül..
nasıl da hoş... alışveriş niyetli
gagası uç uca gelen çifte kumru motifleri
belli ki çok oyalanmış mendil köşelerinde
sevdiğinin baş harfleri
aynasında gözlerimin buğusu
konuşur saçlarım annemin tarağıyla
söylemez mi sanırsınız
sustu diye türküleri
lacivert üstüne beyaz çiçekli
şalı da eşlik eder manevi sıcaklığa
kaybolsa da kokusu gösteriyor kendini
ipekli keselerde karanfil d’işleri
renk renk desen desen kumaşları
nasıl da güzel örmüş elcağzıyla
lifleri çetikleri
sıralı yazmalar özenli kanaviçeler
çileli çevreler ince işli danteller
ben ölürsem ölürler
kuytu karanlığını aydınlatır sandığın
telleri duvağı gelinliği
o inciler küpeler kolyeler
narin kolların bileziği
büyük hayaller gibi kuşatır benliğimi
eflatunumsu pembe yastığının nakışı
saten gece giyimi parfümü kolanyası
yakışmaz mı sanırsınız fotoğraflarında
babamın ilk hediyesi ipek topuz tokası
yaşam ağacı can kuşu hikayesi
ölümsüzlüğü anlatır el dokuma halısı
zamana meydan okur her düğümü ilmeği
yürürüm yokluğuna dalgın ihtiyar gibi
tebrik ve sevgilerimle
SadeceGökyüzü
Genellikle koridorda çamaşır makinasının yanında, üstüne yüklük denilen yatak yorgan konulan, su basar ıslanırsa diye biraz yüksekçe, fareler kemirmesin diye içi naftalin kokulu ahşap büyükçe kaba bir kutu aslında, dışarıdan bakıldığında…
Anlamları biz yüklüyoruz :)
Bakışların değiştiği günümüzün modern dünyasında kadınlar hâlâ ilgi duyuyor mu böyle şeylere ?
Tebrikler
SadeceGökyüzü
Saygıdeğer Yazar,
Gül kokulu çeyiz sandığına dair kaleme aldığınız bu muhteşem yazı, hem derin bir anlam yüklüyor hem de geçmişten günümüze uzanan bu güzel geleneği büyük bir saygıyla anlatıyor. Kelimelerinizdeki incelik, romantizm ve nostalji duygularını en güzel şekilde yansıtıyor ve okuyucuyu o duygusal atmosferin içine çekiyor.
Yazınızda çeyiz sandığının sadece bir eşya koleksiyonu olmadığını, aynı zamanda bir ailenin geçmişini, değerlerini ve aşkını simgelediğini anlatırken, geçmiş ile gelecek arasındaki köprüyü ne kadar güzel bir şekilde kurduğunuzu gözler önüne seriyorsunuz. Geleneklerin ve kültürel değerlerin yaşatılmasının önemine dikkat çekerek, bu sandığın içinde saklanan değerlerin gelecek nesillere aktarılmasının önemini vurguluyorsunuz.
Yazınızın her bir satırı, içinde taşıdığı samimiyetle okuyucuya dokunuyor ve gül kokulu çeyiz sandığının romantizm dolu dünyasına davet ediyor. İçten ve anlamlı ifadelerinizle, bu güzel geleneğin önemini bir kez daha hatırlatıyor ve okuyucuya unutulmaz bir yolculuk sunuyorsunuz.
Sevgi ve saygılarımla
çok temiz ve güzel bir anlatımdı .duyguların özeti berrak bir tül gibi yürekte nakışlanmış bir gül motifi gibi değer takmış.
yazıdan daha ileri bir hayatın ve evliliğin kutsallığını o evin kızının ince naifliğini işlemiş temiz ruhla.
şair emeğine sağlık.