- 536 Okunma
- 14 Yorum
- 14 Beğeni
23 Nisan’a Doğru / Atatürk Olmak!
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Atatürk’ün hayatını inceledikçe, o günlere dair belgeleri gördükçe Atatürk daha iyi anlaşılıyor.
Kolay kolay neden Atatürk olunamayacağının bilincine varıyor insan.
Gün yok ki Atatürk’le ilgili yeni bir belge, onunla ilgili bir dahilik ortaya çıkmasın!
-
1912 ve 1913 yıllarında patlak veren Balkan Savaşları sırasında Selanik şehrinin Yunanistan’a geçmesi üzerine birçok Selanikli gibi Makbule Hanım da annesi Zübeyde Hanımla birlikte İstanbul’a gelmek zorunda kalmıştı. Mustafa Kemal, onları önce kiraladığı bir odaya yerleştirdi. Ardından Beşiktaş Akaretler ’deki 76 numaralı eve taşıdı, 15 gün sonra da Şişli Halaskargazi Caddesi’ndeki bugün müze olan eve yerleştirdi.
- Makbuş, dedi Mustafa Kemal, akşam annemin yatağının önüne bir yer sofrası hazırla. Sizinle konuşacağım!
Kendisinden 4 yaş küçük kardeşine çoğu zaman böyle hitap ederdi.
Akşam Zübeyde Hanım’ın karyolasının karşısına yer sofrası hazırladı Makbule. Minderleri, yastıkları yerleştirdi.
Mustafa Kemal, annesi ve kardeşinin karşısına bağdaş kurup oturarak,
- Önemli bir görev için İstanbul’dan gideceğim. Kafamın rahat olması için de kendinize iyi bakın. Gerekmedikçe sokağa dahi çıkmayın. Yakında buralar da Selanik gibi olabilir, dedi.
Zübeyde Hanım bu kaygı ile bayıldı. Doktor Rasim Talay’ı çağırdılar.
O gece sabaha kadar uyumadılar.
Makbule Hanım ve annesi, Paşanın bu gidişinden çok endişelendi. Çünkü nereye gittiğini bilmiyorlardı. Mustafa Kemal Paşa veda ederek, limanda kendisini bekleyen Bandırma vapuruna gitti.
Zübeyde Hanım, habire ağlayan kızı Makbule’ye kızarak “Sen asker kardeşisin. Ayıp, ağlanır mı hiç askerin ardından. Üzüntünü kimseye belli etme. Misafirlere şerbet ez. Memleketi için giden insan ölse bile ardından ağlanmaz.” diyerek sakinleştirmişti.
Nitekim üç gün sonra «Samsun’a çıktım, Sıhhatteyim. Merak etmeyin. Mustafa Kemal» telgrafı aileyi rahatlatmıştı.
Arasıra onun yakınlarından biri geliyor, hatırımızı sorup gidiyordu. Tam sekiz sene abimi göremedik. Abimin talimatıyla hiçbir yere çıkmadık.
Bir gün kapı çalındı, pencereden baktım, tanımadığım kimselerdi. Açmadım kapıyı. Gene çalınca aşağı indim, tam on sekiz kişilik bir kalabalık, hepsi Osmanlı hükümetinin adamları.
- Ne var ne istiyorsunuz? dedim.
- Evi arayacağız dediler.
- Kimin evini arayacaksınız? deyince “Mustafa Kemal’in evini” dediler.
Kızdım, “Bizim evimizi ne hakla arıyorsunuz? Annem hasta ölüm yatağında, ben yalnız bir kişiyim!"
- Mecburuz, diye ısrar ettiler.
O anda yan taraflardan gelen birkaç kişi yanımda belirdi. Fısıltı halinde “Korkmayın, dediler, biz Mustafa Kemal’in adamlarıyız, evi kimseye bastırtmayız, siz kapıyı kapatıp yukarı çıkın.”
Bu duruma çok sevindim. Annemin yanına gittim. “Anneciğim dedim, abimin adamları etrafta dolaşıyor. Bize kimse bir şey yapamaz endişelenme!”
Sonra kapıdaki kalabalığın çoktan dağılmış olduğunu gördüm.
SZ
---YAZIMI GÜNE ALAN SEÇKİ KURULUNA SONSUZ TEŞEKKÜRLER.---
YORUMLAR
Başta tüm çocuklar ve benliğinin derinliklerindeki o kutlu varlığı duyumsayanların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını tebrik eder, bu anlamlı günü taçlandıran eseriniz dolayısıyla sizi de en içten hislerimle kutlar, nicelerine ermenizi dilerim
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket hocam
Sevgiyle kalın, hoşça kalın
En derin selam ve saygılarımla.
Yüreğinize ve kaleminize sağlık, çok güzel bir yazıydı. Konu, Mustafa Kemal ATATÜRK olunca, akışta güzel oluyor. Millet olarak, böyle bir asker, komutan, kurucu lider, inkılâplarını halkının ve dünyanın yükselmesine adayan bir fikir adamına sahip olmamız çok özel bir durum. Ekleddğiniz link'e bakacağım.
Ayrıca ben de size bir link ekliyorum.
https://youtube.com/watch?v=RMGtriUcUzQ?si=Pvm4sT3yu1_uhsrQ
Yüreğinize ve kaleminize sağlık, çok güzel bir yazıydı. Konu, Mustafa Kemal ATATÜRK olunca, akışta güzel oluyor. Millet olarak, böyle bir asker, komutan, kurucu lider, inkılâplarını halkının ve dünyanın yükselmesine adayan bir fikir adamına sahip olmamız çok özel bir durum. Ekleddğiniz link'e bakacağım.
Ayrıca ben de size bir link ekliyorum.
https://youtube.com/watch?v=RMGtriUcUzQ?si=Pvm4sT3yu1_uhsrQ
var ol ustam yine bir güzelliğe .imza atmışsınız..
https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1512894/her-on-kasim-bir-insan.html
Suat Zobu
İyi ki varsın, hep ol.
Linkini verdiğin şiiri okudum.
Koca yüreğine sağlık ustam.
Kalemine kelamına bereket.
O muazzam şiiri kaçırmışım. Kusuruma bakma lütfen. O tarihte kesinlikle güne gelmeliydi.
Geç de olsa okuma imkanı sağladığın için teşekkür ederim.
Bu güzel eseri BLOGuma aldım.
https://turk-alemi.blogspot.com/2024/04/her-on-kasm-bir-insan.html
Selam ve saygılar üstadım.
Ne mutlu ki; Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anlamak her yüreğin harcı değil. Aksi halde onu da, dinimizin, peygamberimizin maneviyatina yaptıkları gibi yozlaştırmaya kalkışırlardı.
Şöyle bir bakayım dedim. Defterde yine güneş doğmuş adeta...
Gönülden tebrikler ve teşekkürler seçkiye ve abime.
Yüreğin dert göstermesin.
En derin saygılarımla...
23 Nisan'a yaklaşırken Atatürk'ü anlatan ve güne son derece yakışan paylaşımınız için gönülden kutluyorum tebrikler üstâdım.
Atatürk'ün ülkemiz için değerini savaşta yenilmiş olan yabancılar bile kabul edip takdir ettiği hâlde nankörlük edenlerin olması akıl alır gibi değil, örnek almadıkça da yerimizde saymaya ve gerilemeye devam etmek kaçınılmaz oluyor.
Sonsuz selam, sevgi ve saygılarımla.