- 260 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
RUHUMUN İÇİ
Ruhumda organik düşünceler birikti satırlara dizilmek üzere. Olgunlaştı besbelli ki kopmak istiyor benden. "Ne var cümle kasamda" diye merak edenler inanın ben de bilmiyorum. Bakacağız birlikte tadına ya da tadsızlığına. Önce araya karışan ezikleri ayıklamam gerek. Sağlam ve net olmalı size ulaşan.
Duygu tartımdaki ağırlık hiç hafife alınır gibi değil. Daha neler yaşarım bilemem ama en çok döktüğüm gözyaşları çocukluk ve gençlik yıllarıma aitti. Limonun susuzu gibiyim şimdilerde zorlasam belki bir kaç damla ya süzülür ya da süzülmez. Olgunlaşıyor insan yaş aldıkça. İlk düşündüğünü konuşmuyor, yazmıyorsun. Pişman olmak, yanılmak, önyargılı olmak istemiyorsun. Durulunca duygular da yerine oturuyor.
İnsanın yaşadığı travmaların şiddetiyle doğru orantılı olduğunu düşünüyorum gözyaşlarının. İlk yıllar aşırı koyu tüm duygular; kafana yaprak düşse kahkahalarla gülebiliyor, gözünün üstünde kaşın var dense hüngür hüngür ağlabiliyorsun.
Hayat karşısında sabrınla, direncinle sınanıyorsun. Hatalar, başarılar, doğumlar, ölümler, aşklar, aldatılmalar, hastalıklar, ayrılıklar, buluşmalar derken olaylar karşısında verdiğin sert tepkiler yerini sakinliğe bırakıyor.
Kuyuya düşmüşsün kaç kere iliklerine kadar da ıslanmışsın, titremişsin daha ne kadar ıslanabilir ne kadar üşüyebilirsin ki. Bunun adı alışmak mı, vazgeçmek mi, umursamazlık mı, sıradanlaşmak mı bilemiyorum ama sakın gamsızlık demeyin ne olur. Gam, damarlarımdaki kan gibi dolaşıyor doğal akışında fakat duvarlarımı yıkmasına asla izin vermiyorum. Hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değil.