- 146 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dünya Kadınlar Günü
DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
Bugünkü yazımı emekçi dünya kadınları ve ülkemizin içinde bulunduğu kadın haklarını ve kadınların toplumsal gelişme ve değişmelerdeki rolü ve önemi konusunu paylaşmak istedim.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, ya da bir diğer adıyla Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde kadın hakları dünyanın dört bir yanında büyük etkinliklerle gündeme geliyor.
Konuya başlarken 100 yılı aşkın süredir kutlanan Dünya Kadınlar Günü nasıl ortaya çıktı? Neden önemli? Kadın hakları ne kadar ilerledi? Dünyada ve ülkemizde kadın haklarının içinde bulunduğu durumu vurgulamak istedim.
Nasıl ortaya çıktı? Sorusuyla açıklamaya çalışalım; Dünya Kadınlar Günü’nün kökleri, işçi hakları hareketlerine dayanıyor ve 8 Mart Birleşmiş Milletler (BM) tarafından da Dünya Kadınlar Günü olarak kabul ediliyor.
Bugün neredeyse tüm dünyada ses getiren eylemlere sahne olan 8 Mart’ın tohumları 1908 yılında, New York’ta 15 bin çalışan kadının daha kısa mesai süreleri, daha yüksek maaş ve seçme hakkı talep etmesiyle atılmıştı.
Bir yıl sonra Amerika Sosyalist Partisi 8 Mart’ı Ulusal Kadınlar Günü ilan etmişti. Bu özel günü uluslararası hale getirme fikrini ortaya atan ilk kişi ise Clara Zetkin’di. Clara Zetkin komünist bir aktivist ve kadın hakları savunucusuydu.
Zetkin, 1910 yılında Kopenhag’da toplanan Uluslararası Emekçi Kadınlar Konferansı’nda Dünya Kadınlar Günü fikrini önerdi.
Konferansa 17 farklı ülkeden katılan 100 kadın, Zetkin’in önerisini oybirliğiyle kabul etti.
İlk uluslararası etkinlikler 1911’de, Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre’de düzenlendi.
Dünya Kadınlar Günü’nün 100. yıldönümü 2011 yılında büyük organizasyonlarla kutlandı.
1975’te BM’nin Dünya Kadınlar Günü’nü kabul etmesiyle gün resmiyet kazandı. BM her yıl için özel bir tema belirlemeye başladı.1996’da belirlenen ilk tema ‘Geçmişi kutlamak, geleceği planlamak’ şeklindeydi.
Bu yılın temasıysa ‘Kadınlara yatırım yapın: İlerlemeyi hızlandırın’.
Dünya Kadınlar Günü kadınların toplumda, siyasette ve ekonomide kat ettikleri mesafenin kutlandığı bir tarih haline gelirken, günün siyasi kökleri, süregelen toplumsal cinsiyet eşitsizliği konusunda farkındalık yaratmak için grevler ve protestolar düzenlenmesiyle sürdürülüyor.
Günümüzde Dünya Kadınlar Günü bazı ülkelerde resmî tatildir, bazı ülkelerde ise büyük ölçüde görmezden gelinir. Bazı ülkelerde protesto günüdür, bazılarında ise kadınlığı kutlayan bir gündür.
Bu belirlemelerden sonra ülkemizde Dünya Emekçi Kadınlar Günü geçmişten günümüzdeki tarihçesine bakalım; Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında, iki komünist kız kardeş Rahime Selimova ve Cemile Nuşirvanova’nın girişimi ile gerçekleştirildi. Bu tarihten sonra yıllar boyunca 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlamalarına izin verilmedi. 1975 yılında “Birleşmiş Milletler Kadın On Yılı” ilan edildi. Türkiye de bu kapsamda yer aldığı için 1975 yılında Türkiye’de “Kadın Yılı Kongresi” yapıldı.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün 1975 yılında kutlanmaya başlamasında İlerici Kadınlar Derneği’nin faaliyetleri de etkili oldu. Böylece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapalı ortamlardan sokaklara ve meydanlara çıktı. İlerici Kadınlar Derneği, işçi sınıfı ile kadınları bir araya getirerek haklarını aramaya çağıran bir sivil toplum örgütüydü. Kurulduğu andan itibaren kısa sürede yurt çapında 33 şube ve 35 temsilcilik aracılığıyla 15 bine yakın üyeye sahip oldu. “Kadınların Sesi” adlı yayın organı ile 35 bin kişiye ulaşabiliyordu.
12 Eylül Darbesi’nden sonra tekrar askerî cunta yönetimi tarafından dört yıl süreyle hiçbir kutlama yapılmasına izin verilmedi.
1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından kutlanmaya devam edilmektedir. Bu yeni dönemin temel farkı, eskiden sadece sosyalist kesimin sahiplendiği bu günün artık hemen tüm kadın kuruluşlarının yanı sıra adeta resmî bayram gibi devlet yetkilileri ve kurumları tarafından da kutlanmaya, hatta şirketlerin de reklam ve pazarlama faaliyetleri ile buna katılmaya başlamasıdır. Öte yandan, günümüz Türkiye’sinde 8 Mart’ı Komintern’in 1920’li yıllardaki “sınıfa karşı sınıf” politikalarının bir yansıması olarak adlandırıldığı şekilde, “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlayanlar da olduğu görülmektedir.
2003 yılında yurt çapındaki çeşitli Dünya Kadınlar Günü kutlamaları arasında Taksim’de başlayan ve her yıl 8 Mart’ta tekrarlanan Feminist Gece Yürüyüşü sonraki yıllarda başka şehirlerde de yapılmaya başladı.
İstanbul Sözleşmesi Nasıl kabul edildi, sonradan nasıl kaldırıldı ona bakalım; İstanbul Sözleşmesi ya da tam adıyla Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan, 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen uluslararası insan hakları sözleşmesidir.
Sözleşme, Avrupa Konseyi tarafından desteklenmektedir ve taraf devletleri hukukî olarak bağlar. Sözleşmenin beş temel ilkesi; kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesidir. Kadına karşı şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan, bağlayıcı nitelikte ilk uluslararası düzenlemedir. Tarafların sözleşme kapsamında vermiş oldukları taahhütler, bağımsız uzmanlar grubu GREVIO tarafından izlenmektedir.
Türkiye, hazırlanmasında etkin rol aldığı, ilk imzacısı olduğu ve adını imzaya açıldığı şehir olan İstanbul’dan alan İstanbul Sözleşmesi’nden, 20 Mart 2021’de bir Cumhurbaşkanı Kararı ile çekilme iradesini resmi olarak beyan etti. Esasen, bu kararla Türkiye, imzalayıp onayladığı bir uluslararası insan hakları sözleşmesinden çekilen dünyada ilk ve tek ülke oldu.
Son olarak da 8 Mart Dünya kadınlar günü ile ilgili şiirimi sizinle paylaşmak istedim. Keyifli okumalar diliyorum.
KADININ DA ADI VAR
Sormayın bana
Kadının kimliğini
Ne adı belli
Ne de benliği
Tepeden tırnağa
İşgal edilmiş güzelliği
Sanki
Tokat gibi
Suratında his ederdi
Kimliksizliğin acı bedelini
***
Hani derler ya
Saçı uzun aklı kısa
Eksiltmeyin
Bir an sopayı sırtından
Olmalı her zaman
Biri kucağında
Diğeri karnında
Düşünüyorum da
Nasıl bu kafayla
İlerlenir insanlık yolunda
***
Kadın dediğin
Bazen ana bazen yardır
Direne direne
Özgürleşmeyi yaratandır
Özgürleşen güzelleşir
Güzelleşen kadın
Zulme dur diyendir
Artık kadının da adı vardır
Kendi kaderini
Kendi elleriyle yazandır
***
Her beş Aralık’ta
Dünya kadınlarıyla
Dilleri
Dinleri farklı olsa da
Yürüyorlar kol kola
Halaylar zılgıtlarla
Zulme isyandır aslında
Bir gün
Zulüm saltanatlarını
Elbette yıkarlar başlarına
Muzaffer KALABA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.