Komedi
Şu kelimeye bakın, kom e di. Nasıl heceleriz. Dil bilgisi cahilliğim de ayan oldu. O sesi kalın, yani o zaman komediye biraz hart hurt bir giriş lazım, E sesi geniş sesliydi, yazı göletini genişletmeliyiz o zaman. gölde sadece kurbağa yaşamaz dimi, balık türleri, olta, yem... İ sesi de dar ünlü, yok ya hu; i sesi geniş değil.. Bu da mı dar ses..
Asırlardır, canhıraş bir dünya yaşamı. Ortaçağda refah yoktu, bedeni çalışmak varıdı, kas gücüne dayalı çalışmaktan epey kurtuldu dünya lakin yüzde kaçı kurtuldu. Zihnimizle daha yolculuk yapamıyoruz ama zihinsel olarak da internetin görüntüsü, anonim bilgisi enteresan hayallere gebe. Gerçek ile hayal iyice birbirine girdi.
Gladyatörlerin yerini, sporcular aldı. Kralların yerini büyük şirketler, devletlerin yerini daha tam oturtamadık çağımıza, devletler veya devlet yönetimleri kurtulamadı daha ortaçağdan. Çok dile getirildi, sayısallaşma yani fişleme. Eskiden hayvan sürüleri boyanırdı, tamgalanırdı işte bu kültürü çoban sürü kültürünün sayısala aktarılması en büyük tehlikemiz. Çipleme diyoruz. İnternet alemindeki izlerimiz. Veya robotlaştırılma, güdülme...
Komedi neresinde bu dünyanın? İnsanlar sinir küpü, vurdum mu oturturum derdinde, yani bu mafya ve hayvani kültür. Devletler de bunu destekliyor gizliden, hukuk dışılık, din kültürü de bunların payandası. Lakin ne mafyada ne devlette ne de din kültüründe komediye yer yok.
Toplumsal komedi nedir sorusuna, cevap veremem. Çünkü çok fazla acı biriktirdi bu dünya, hele şu son iki dünya savaşı ve ardılları hala ortaçağın hayvani kültüründen besleniyor. Türlü türlü ideoloji, inanç, siyaset devamlı bir kavga.. Karşısındakini aşağılama, hor görme, ötekileştirme, düşmanlaştırma denilen şeyler..
Eski Genel Kurmay Başkanı İlker Bağbuğ; bir konuşmasında veya röportajında; askere verilecek görev çok iyi planlanmak zorunda. Çünkü askerin bakış açısı ya siyahtır ya beyazdır.. gibi bir şeyler demişti. Bu siyahlık ve beyazlık da ölüm ve öldürme üzerine kurulu tabii ki.. Ölümün çok olduğu dünyada veya savaşın çok olduğu dünyada komedi yazılabilir mi?
Dini komedi, askeri komedi, siyasi komedi, ticari komedi vb vs komedi türleri edebiyatımıza girer mi bu çağda. İnsanlığın yaşam akışına ters galiba gülmek veya gülebilmek..
Mesela; çok ağlayınız az gülünüz gibi islami sözler de var. Bizim coğrafyamız ekseriyetle isevilik ve muhammedilik üzerinden yönetilmiş. Bilinen zaman içinde tabii... İseviliğin ve Muhammediliğin komedisi var mı? Yazılabilir mi, yoksa sizi direkt taşlarlar mı?
Şiire komedi nasıl eklenebilir? Yazıların neresinde komedi olmalı? Off üleyn... Gene zihnim zortladı. Bu dünya kültüründe komediye yer yok. Ailede komediye yer yok, sınıflarda, eğitimde, hukukta, ticarette, sosyal ilişkilerde vb vs komediye yer yok sanki.. İbadetlerde zaten komedi yok, oldurmazlar da... Eski çağlardan kalma yüzü turşu satan bir sıfatlar geçidi insanlık fotoğrafları...
İnsanların gözlerinde biraz tebessüm görsem ruhum aydınlanıyor benim. Gözler çok derin, mistik, ruhani zamazingolar.. Lakin kameralar da bir çeşit göz ama onlarda tebessüm olmaz herhalde. Hiç gülen veya tebessüm eden zamazingo gördünüz mü?
Maddenin tebessüm etmediği bir dünyadayız. Bir de çok narin yapılarımız var. Ortalama 70 yaşından sonra pul pul dökülüyor bedenlerimiz genelde. Ki bunun üzerine doğuştan gelen hastalıklar da düşünülünce, nasıl bir aciz varlıklarız biz.
Tanrının komedisi olabilir mi, yapılabilir mi Allah komedisi, Göktengri anlar mı gülmekten, tebessüm etmekten mesela?
Şaka diyoruz ya, sonradan eşek şakası ama bu dediklerimiz de çok olmuyor mu? Doğum yaşam ve ölüm sanki birer şaka olmasın. Eşşek şakası, şeddeli şaka, kahırlı, çileli, bol gözyaşlı şaka...
Dünya böyle ise; tüm kelimeleri tersten yazsak belki komediye ulaşabiliriz, her şeyin komedisine merhaba diyebiliriz mi? ..Gene kafam karıştı, ne diyom ben ya hu?
İyi geceler efenim.
En seveninize emanet olunuz
Y
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.