- 428 Okunma
- 4 Yorum
- 7 Beğeni
Şairin Meydan Okuyuşu
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Yazıları Şairin Meydan Okuyuşu
Zamanın rahmi her kuşakta bir şair yetiştiriyor. Sözünün eri olarak dünyaya gelen yavrucak ilham damarlarından dehanın sütünü emip bitiriyor. Balın içindeki usareyi çekip somuran o cins yaratık bu usareden o en saf şiir sütünü üretir de zamanın kucağında besisiz kalan diğer şairleri emzirir.
Analık eder onlara sütana hep böyle sığınak kadın olur, gider, yavrular biraz büyüyünce bu nimeti inkâra kalkışmakta, birbirleriyle yarışırlar neredeyse
Dahası yeter besi almadan; yani daha yaşına erdirmeden süt emme vaktini tamamlamadan sağmal bir koyun olduğunu varsayanlar bile çıkar içlerinden. Şiir peteğini öreyim derken özünü tüketen kendini yemeye başlayan arılar olur.
Büyük usta Şeyh Galip Hüsnü Aşkın ‘der beyanı sebebi telif’inde değinerek geçtiği konuyu ‘mebahis-i diger ‘ de alacak aniden ‘hikâye-i hüsnü aşk’ı keserek tahvili kelama bahis olan bir iki mebahisi şöyle açıklanacaktır.
Akıl kılığında bazı mecnun
Yoktur diye düşdü taze mazmun
Güya ki suhanveran-i pişin
Hiç kimsede kalmayıp likaya
Şairleri ola karı sirkat
Var mı hele söylenmedik söz
Kalmış mı meğer denilmedik söz
Diyerek şairlik satanları mütedair diye adlandırmakta ve diğer müteşairanı küttab-ı zümre aharı şöyle anlatmaktadır.
Ki ekseri hacegan-ı küttab
Kerrake-i suf pür mubanat
Mevt avari bahri ıstılahat
Kürklü mantoları övünmekle dolar kabarır ve terimler denizine dalarlar.
İndinde muazzamı metalim
Ezberlene münşeat-ı Rağıb
Sonra bir iki güzelce oğlan
Tanbur-u şerab-u bazı divan
İş görmede taba else nefret
Bunlarla imiş medarı kuvvet
Elde edilmesi gereken şeylerin bunlar olduğunu düşünen şiir için;
Muğlim demek bu demek değil mi
Şairliği bi emek değil mi
Oğlana düşkünlerin şairliklerinin tatsız tuzsuz olacağını ifade ettikten sonra
Olmaz hele suhte kısmı şair
Etmen o güruhu bahse dair
Telhis şevahidiyle munla
Dava ede nazmı zur dava
Diyerek telhisten şairlikten davasına kalkacak molaların yalancılığından softa kısmının şairliğinin ise hiç bahse değer olmadığını kaydetmektedir
Şehrilerimizden bazı yaran
Semti hünere olur şitaban
Tahsili ışık toranıdendir
Naklık ışıdır revanidendir
Manendi meges biraz eracif
İster ed şahidi nazmı tezyir
Şehirlilerinden bazılarının hüner semtine koşarak,ışık toraniden tahsil
Revaniden nakil sinek gibi topladıkları uydurma eracirlerle şiir balını
Aşağı görmek istediklerini ekleyerek mazmunum yeni söz ve mavzun taibat gibisi
Yoktur der yani ki kalemı taze mazmun
Sözün Allahın hayat verdiğini feyz ve ilham sağanaklarını insana yağdırdığını;
Bildinse kelamı layezali terkeyle delali itizayali
diyerek
Evsafı Hudaya gayet olmaz feyzi sunana nihayet olmaz
Tedkiki nazarla eyle insaf ol reyz-i tükettiler mi elsaf
Bigayevu bi kıyas-u canmın söylenmede nev de nev mazamın
Sen kudreti fehmi eyle peyda ben söyleyesesin sen eyle sağa
Ez cümle tecedüdi havadis nazmunihava değil mi bahis
Söz veyzini revanin cenabı hak olduğunu son bulmayacak söz söyleyicisi
Bildinse sapıklığı birak tanrı sıratına son olmaz söz fevziyede bitmez
Dikkat et bak eslaf o reyzi tüketti mi sonsuz benzersiz tahmine sığmayan
Yeniden yeniye mazmunlar bulunup söylenmede sen anlayış gücüne sahip olmaya bak
Ben söyleyenimde sen dinle ol hele şu cümleden olarak olayların değişmesi yenilenmesi
Yeni mazmuna sebep değil midir az cümle teceddüdihavadis mazmuna neva değil mi bahis
Der beyanı mahiyeti şairide galip
Şair deme ehli ol demektir
Hoş meşrebu muteuil demektir
Şairliğe suzu deru nazım
Endunu bela olur mulalazım
Ruyu tebe olur tenezzül
Açsın çemeni görülmedik gül
Her rehda eyleyip tekadu
Şahini hayali ala ahu
Çarpılmaya ulu kılı kale
Şairin vasırlarını açıklayarak düşüncesinin şarap denizine dalıp ordudan inci çıkarması
İnci dediğin birkere söylemiş söz olmadığını bu çeşit sözle uvunenin bir yumurtlayıp bin kavga eden tavuğa benzediği çoğu arapça duyulmadık laflar baştanbaşa ağir yüklü narrier
Bak ne güzel tatlı eda ne tatlı eda öpücüğünün gülü yanında tatlı tat
Gibi övünme,bu sözdeki cemiyete bak sen omuza düşen siyah saçları
Bu sözle kaşına işaret edermiş gibi yaparlar diye epeyce tartakladıktan sonra gerçi der bu epeyce hünerdir amma mazmun başka şeydir bir şiiri nuri pak meşrep dide 100 sözi makama enseb layık
Bir söylenmişi söylemeye bir kezdane böyle edaya el sunma değil mikla akmada naz şivesi
Gönlünün yeni bir edaya sahip olması
çun şiveli naza mailiz biz
bir taze edya kaaliyiz biz
yoksa ne nezaketu ne mazmun
davaya fazilet ile meşnun
Nazm içeri olur mu ilm ile laf
Ya söyleyeyim mi eyle insaf
Yoksa ne incecik nazmun delil olmaz üstünlük davasına
Ahmet Kemal
Kayıt Tarihi : 12.5.2013
YORUMLAR
Değerli arkadaşım İsmail Karaosmanoğlu
Yazınızın güne gelmesi dolayısıyla tebrik ederim seni
Sitemimi de yazayım bu bu vesileyle
Çok uzun zaman diliminden beri yakın arkadaşlıklarımız oldu
Yakın zamanda Bekirdere'de karşılaştığımız zaman mevzusunu edememiştim aceleyle bir toplantıya yetişme telaşı içinde idin
Bir yazınıza
Den(iz) ve birkaç kişinin hayasızca edep dışı yazılarına yeterli cevap cevap vermediğin ya da veremediğin için oldukça KIZGIN ve KIRGIN idim
Benim cevap mahiyetinde yorum ve yazılarım ve de kendi sahifemden yazdığım yorum ve yazılarımdan dolayı sitede yöneticileriyle epeyce şiddeti yazışmalarım ve bazı yazılarım silinmiş idi
O yazıları Worde kopyalamama hatasında bulunmuştum
Çok güzel yazıları olsa da işlerine gelmeyen ve de düşüncelerine ters gelen konularda o kadar seviyesizleşiyor ve çirkefleşiyorlar ki
Hatırlarsın o yazına yapılan şiddeti yazı ve yorum yazılarını
Şahsen
O tenkit yorum yazılara yeterli cevapları yazmadığın ya da yazamadığın için sana oldukça KIZGIN ve KIRGIN idim
Güne gelen yazınızla
Yeniden tebrik eder iki cihan saadeti dilerim dost ve arkadaşım İsmail Karaosmanoğlu beyefendi
Şiirden ve yazıdan vazgeçtim… Uyuya kalmışım okurken. Rüyamda hiçbir şey görmedim desem yalan, demesem yalan olur.
Hayret ediyorum bazı şiir ve yazılara…. Çoğu zaman çaresiz kalırız okuduğumuz şiir ve yazılara karşı..
Ve …
Kelimeler, düşüncelerin soyut evreninde kaybolan yankılarıdır; her harf, bir düşünce atomunu temsil eder ve cümleler, zihinsel kainatın bilinmeyen yollarında gezinir. Şiirin soyut dokusu, duyguların sembollerle dans ettiği bir dil yaratır; adeta bir düşünce ressamının paletindeki renkler, her kelimeyle bir evreni yaratır.
Sayfalarda gezinen harfleri, birer felsefi düğüm noktasını temsil eder; anlamın karmaşıklığı, düşünsel bir labirentin içinde gizli bir yolculuğa dönüşür.
Her cümlenin ardında yatan anlam, bir sır gibi zihinsel bir derinlik sunar. Kelimeler, düşüncenin sınırlarını zorlar ve bir düşünce denizinde yüzen gemiler gibi, bilincin ufuklarına seyahat eder.
Ve şiir, düşüncelerin soyutluğunu somut bir deneyimle birleştirir; kelimeler, bir serüvenin kapılarını aralar, okuyanı düşünsel bir yolculuğa çeker.
Selamlar