- 374 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
MAKSAT MUHABBET
Kolay değildir yazmak. Cümle kurarken en uygun kelimeyi bulmak, seçici olmak araştırmak, titiz olmak lazım.
Koca usta Yaşar Kemal: “ Bir yaprağın düşüşünü on sayfada anlatabilmektir yazar olmak ”diyor,
Şairlik daha da zordur. Şairlik: “ On sayfada anlatılanları on mısrada anlatabilmektir bence.
Nesir de bazı küçük hatalar hoş görülebilir. Ama şiir hata kaldırmaz. Yerinde kullanılmayan bir kelime, hatta bir ek sırıtır.
Okuduğumda ya da duyduğumda bilmediğim bir kelimeyle karşılaşırsam mutlaka araştırıp ne anlama geldiğini, öğrenmeye çalışırım. Dört çeşit sözlüğün yanında birde etimoloji sözlüğü var elimde. Tek birine sadık kalmam. Hepsinden de araştırır, karşılaştırırım.
Türkçeye hakim, akademik unvanı da olan bir arkadaşımla bir kelime üzerine defalarca tartıştık.
O beni ne kadar ikna etmeye çaba gösterse de de ikna olmadım. Ama kariyerine hürmeten “Haklısın” dedim. O kelime mi? MAHREM.
TDK MAHREM: Şeriatın haram ettiği.
NAMAHREM: Şeren mahrem olmayan. Harama girmeyen.
Dilimize Farsça ve Arapçadan giren hala da kullanmak zorunda olduğumuz Osmanlıca kuralarına göre ( Osmanlıca diye bir dil yoktur. Osmanlıca Farsça ve Arapçanın bir karışımıdır.) NA eki başına geldiği kelimeyi olumsuz yapar. Namalum,-bilinmeyen-,namalup-yenilmeyen- vs. örneklerinde de olduğu gibi.
Ama olan şu:
Konuşmalarımızda, yazılanları okuduğumuzda MAHREMi de NAMAHREMi de aynı anlamda
kullanıyor. Sizce yanlış yapılmıyor mu?
Ruhumun senden ilahi şudur emeli
Değmesin mabedimin göğsüne NAMAHREM eli
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli
Ebedi yurdumun üstünde inlemeli.
Yukarıda İstiklal marşımızın büyük şairi Mehmet Akif Ersoy’un bir dörtlüğü var. Orada da NAMAHREM sözü geçiyor. Peki, burada da aynı çelişki var mı? Hayır yok. M.A.Ersoy burada ki NAMAHREM sözünü kelimenin diğer anlamı YABANCI, EL anlamında kullanmıştır.
Sitemizde güçlü yazarlar, çok güzel şiirler var. Ancak keşke yayınlamak için acele edilmese. Tekrar tekrar okunup düzeltmeler, ilaveler yapılsa. Demlenmesi beklense. Ben şair değilim. Şairlik apayrı bir yeti. Girin sayfamdaki şiirlere. “Hiç birini beğenmedim” derseniz. Size “Haklısınız” derim. (Fakat TOHUM ve BİRVARMIŞ BİR YOKMUŞ’a kıymayın.)
Gelelim başka bir konuya:
Bu Dünyada bir NESNEye yanar içim göynür özüm
Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi.
YUNUS EMRE
Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk deyince ötesini arama
Her NESNEnin bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban
ABDÜRRAHİM KARAKOÇ
Her ikisi de büyük şair, büyük ozan.
Peki, nedir NESNE?
TDK sözlüğündeki tanımı:
Belli bir ağırlığı ve oylumu rengi maddesi olan her türlü CANSIZ varlık ŞEY.
Yukardaki şiirlerde geçen NESNE kelimesi bu tarife uyuyor mu?
Bence hayır.
Gerçi bizim kelime anlamlarımızda NESNE nin daha geniş bir anlamı var. Ama ne gerek vardı ki okuyanların kafasını karıştırmaya?
ŞEY:
TDK: Genellikle o anda anımsanamayan ad ya da sözcük yerine kullanılan sözcük.
Bana göre ŞEY kısa fakat çok anlamlı bir kelime. Aynı Joker gibi ne zaman sıkıştıysan ŞEY de rahatla.
Şöyle olsa nasıl olurdu?
Bu Dünya da bir tek ŞEYE yanar içim göynür özüm.
Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi.
Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk deyince ötesini arama
Her bir ŞEYİN bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban
Söz Abdürrahim Karakoç’tan açılmışken Ustanın Mihriban şiirinde ki çoğumuzun hayran olduğu bir mısrası var:
LAMBADA TİTREYEN ALEV ÜŞÜYOR.
Elektrik yok. Duygu sarmış sarmalamış seni. Yüreğin elinde sevdiğin hayalinde. Yer sofrasında bir gaz lambası. Işığı veren alev titriyor. Alevin titreşmesi sana üşümeyi çağrıştırıyor. Bu mısra aklına geliyor yazıyorsun.
LAMBADA TİTREYEN ALEV ÜŞÜYOR.
Dediğim gibi ben şiir yazmasını bilmem. Ama sitemizdeki birçok şairimizde buna benzer benzetmeler yapabilir. Ben şairim diyenler için pek te yazılamayacak mısra değil.
Okudunuz yazımı. Kiminiz:
“Bak şu ukalaya?” dediniz. Kiminiz de:
“Haklı da olabilir.” Diye düşündünüz.
Her düşünce başım gözüm üstüne…
“Her mihnet kabulüm. Yeter ki gün eksilmesin penceremden.”
SAYGIYLA…
YORUMLAR
Nesne'den maksadını sorgulayabilir miyiz üstadın? Nesne'yi beden, fiziki hayatın sonluluğuna yormuş olabilir mi?
"Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban" Aşk ruhuysa, nesne de bedeni gibi oluyor. Şey deyince -ş harfi bile anlamı keskinleştiriyor, oysa N harfiyle başlayan Nesne yumuşak bir sevgiyi belirtmiyor mu Komutanım? Belki şairler yazarken harflerin üzerinde durmaz ama eleştirmenler harfi bile dilde damakta gönülde tartmalı değil mi burada? O yüzden katılamıyorum bu öneri ve eleştiriye. Yine "bir şeye" derken ardındaki "bir bitimi"ne yürüyen nefeste "bir" kelimeleri boğucu olur.
Aynı yorumum Yunus Emre'nin mısrası için de geçerli. N ve Ş harfleri üzerinde durmalı bir de bence. Hem okunuşları üzerinde hem de harfin kendi karakterinde barındırdığı sihrin üstünde durulmalı.
Yunus'un mısrasında,
Bu dünyada bir NESNEye
Bu dünyada tek bir şeye
Yine burada heceyi tutturmak için Tek kelimesi eklenmek mecburiyetinde kalınmış, olur mu acaba? Kelime değişimi belki sorgulanabilir de, ayrıca bir şeddeli belirtimlik ifadesi olan Tek kelimesi mısrayı yorduğu gibi, zihni de yormaz mı? Tek'teki -k harfi de Ş harfi gibi sertlik, keskinlik katar, oysa her iki mısradaki anlamda sertlikten ziyade bir yumuşatma, bir merhamet yok mudur komutanım.
Aslında çok güzel bir konu, irdeledikçe daha ne fikirler çıkar ama zihinlerimiz de haşat olur, harflerle, kelimelerle oynarken zihnimiz sarhoş olur çıkar.
Ben şey ve nesne konusundaki eleştirilerinize katılmıyorum, diğeri üzerinde yani mahrem ve namahrem üzerinde düşünmedim, yoruldum zaten zihin:), lakin çok güzel bir yazı ve irdeleme örneğiydi yazınız.
İyi geceler dilerim Bedri abi,
Eksik olmayın, en sevdiğinize emanet olun.
Saygılarımla.
Bedri Tokul
Eskiden beri adettir. Yazarlar bir kahvede toplanıp sohbet ederler.
Ben de bu yazıyla sanal bir kahveye dostlarımı davet ettim.
Sağ olun. Siz davete icabet ettiniz.
Hiçbir iddia, dayatma olmadan tatlı tatlı sohbet ettik.
Hoş geldiniz, sefa geldiniz.
Başka bir sohbette buluşmak üzere…
NOT: Çayların ücreti ödenmiştir.
Afiyet olsun.
Dediğin gibi abi Osmanlıca sadece Arapça ve Farsçadan oluşan aslında güdük bir dil. Uzmanlar Türkçenin anlaşılmasını çok kolay olduğunu ve bir bilim dili olduğunu söylüyor... Ama öyle kelimeler varki artık bizim olmuş. Örnek mi dolu... Allah Arapça merhaba farsça ama bunlar bizim artık buna benzer bir çok örnek var. Özellikle gençlerin dile çok önem vermesi lazım... Merhaba yerine mrb selam yerine slm yazıyorlar . Çok yanlış bunlar... Önemli bir konuya temas etmişsin kutlarım Abim saygıyla...
Bedri Tokul
Eskiden beri adettir. Yazarlar bir kahvede toplanıp sohbet ederler.
Ben de bu yazıyla sanal bir kahveye dostlarımı davet ettim.
Sağ olun. Siz davete icabet ettiniz.
Hiçbir iddia, dayatma olmadan tatlı tatlı sohbet ettik.
Hoş geldiniz, sefa geldiniz.
Başka bir sohbette buluşmak üzere…
NOT: Çayların ücreti ödenmiştir.
Afiyet olsun.
Muhteşem!..Edebiyat muhabbetin yönünü tayin etmiyor mu zaten? .Hele de Üstadın kaleminden olunca aktı gitti adeta.Öğütler birer elmas niteliğinde Üstadı selamlıyorum.Sağlıcakla.Saygıyla.
neneh. tarafından 11.11.2023 22:39:56 zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
Eskiden beri adettir. Yazarlar bir kahvede toplanıp sohbet ederler.
Ben de bu yazıyla sanal bir kahveye dostlarımı davet ettim.
Sağ olun. Siz davete icabet ettiniz.
Hiçbir iddia, dayatma olmadan tatlı tatlı sohbet ettik.
Hoş geldiniz, sefa geldiniz.
Başka bir sohbette buluşmak üzere…
NOT: Çayların ücreti ödenmiştir.
Afiyet olsun.
Ne yaptın böyle.
Durgun kuyuya bir taş attın ummadığımız dalgalar oluştu.
Muazzam tespitler. Müthiş örneklemeler.
Verdiğin örnekler öyle oturmuş ki hani derler ya taşı gediğine oturtmak diye. Tam oturmuş.
Bu neyi gösteriyor. Okuduğunu derinden okuma olayı.
Çoğu yüzeysel okuyor. Hatta okumuyor bile. Emek vererek yazdıklarımızı sindirerek okuduğun için teşekkürler büyük usta.
Nesne yerine örneklemlendirdiğin çok güzel olmuş. Çok hoşuma gitti. Öyle olsa anlam derinliği değişir miydi? O da ayrı konu.
Tümünü okuyunca dedim ki;
"Adam yazıyor kardeşim!"
Öyle içine çekiyorsun ki ister istemez özümseyerek okuyorsun.
Sıkılmadan bir solukta.
Selam ve saygılar büyük usta.
Kel'den öptüm.
Bedri Tokul
Eskiden beri adettir. Yazarlar bir kahvede toplanıp sohbet ederler.
Ben de bu yazıyla sanal bir kahveye dostlarımı davet ettim.
Sağ olun. Siz davete icabet ettiniz.
Hiçbir iddia, dayatma olmadan tatlı tatlı sohbet ettik.
Hoş geldiniz, sefa geldiniz.
Başka bir sohbette buluşmak üzere…
NOT: Çayların ücreti ödenmiştir.
Afiyet olsun.