- 563 Okunma
- 7 Yorum
- 10 Beğeni
Sen / Kıskanç- mısın ?..
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Başkasında olan bir şeyi gördüğünüzde neden bende yok diye içten içe mutsuz oluyor musunuz?..
Ya da günlerinizi hatta saatlerinizi, hayatta sizin için önemli olan eşyaları ve insanları kaybetmekten korkarak geçirdiğiniz oluyor mu? O halde kıskançlık nedir sorusunun yanıtı sizin için büyük önem taşıyor olmalı!
Kıskançlık duygusunun yalnızca çocukluk çağında yaşanan bir durum olduğunu düşünüyorsanız veya kıskançlığı genellikle aşk ilişkilerinde görülen bir problem olarak değerlendiriyorsanız yanılıyor olma ihtimaliniz çok yüksek.
Çünkü kıskançlık duygusu, her yaştan ve cinsiyetten insanı etkisi altına alabilir; bu doğrultuda da bu kişilerin hayatlarını çıkmaza sürükleyebilir.
Tam da bu sebeple kıskançlık duygusunun tam olarak ne anlam ifade ettiğinin doğru biçimde anlaşılması büyük önem arz eder. Temelinde mahremiyet ve endişenin yer aldığı bu duyguyu daha iyi tanımak için kıskançlık nedir diye sorarsanız; içerisinde bolca rekabet, güvensizlik ve öfke barındıran bir duygu şeklinde yanıt vermek mümkün.
Henüz daha çok küçük yaşlarımızdayken başlayan kıskançlık duygusu, aslında ömür boyu belli zamanlarda bize uğrar. Öyle ki bazen kalıcı hale gelerek hayatımızı pek çok yönden etkisi altına alır.
Peki kıskançlık kendini nasıl gösterir? Hepimizin hayatına, kaybetmekten korktuğumuz için başkalarından kıskandığımız insanlar girmiştir. Ya da kendimizi bir insanın yerinde hayal ederek onun gibi olmak istemişizdir.
Böyle durumlarda içinde bulunduğumuz durumu ya da hissettiklerimizi genellikle tek bir davranış ile ifade etmeyiz. Onun yerine duygularımızı karşımızdakine daha farklı yollarla belli eder ya da hissettiririz.
Daha önce de belirtmiş olduğumuz gibi kıskançlık duygusu, yaş ya da cinsiyet ayırt etmeksizin herkesin hayatında varlığını sürdüren bir duygusal deneyimdir.
Yani anne ve babasının kendisini daha çok sevmesini isteyen küçük bir çocukta da; iş hayatında başarılı olarak kendisini ekip arkadaşlarından daha ileri bir noktada görmek isteyen birinde de kıskançlık duygusu hakimdir.
Bazı durumlarda tehlikeli bir duygu olsa bile; kıskançlıktan, hayatın belli dönemlerinde olması gereken önemli bir tavır olarak söz etmek mümkün.
Elbette dozunda olması şartıyla kıskançlık, kişiler arası bağları güçlendirebilir ya da başarması zor konular için motivasyon kaynağı sayılmaktadır.
Fakat aşırıya kaçıldığında kıskançlık mutlaka kontrol altına alınması gereken bir tutum olarak değerlendirilebilir.
Bireylerin yaşadığı aşırı kıskançlık duygusu kontrol edilmediği takdirde kartopu gibi büyüyerek hem kendisine hem de çevresinde iletişim halinde olduğu diğer bireylere zarar verir.
Peki kıskançlık nasıl kontrol altına alınır? Hadi gelin, kıskançlık nedir sorusunu yanıtladıktan sonra kıskançlık nasıl yenilir konusuna da değinerek bu duyguyu kontrol altına almak için yapabileceklerinizi sıralayalım.
Kontrolü elinizde tuttuğunuz sürece aslında kıskançlığın motive olmanızı sağlayan bir duygu olduğu söylenebilir. Fakat eğer hissettiğiniz kıskançlık duygusu sizi ve sevdiklerinizi olumsuz yönde etkilemeye başladıysa ve ilişkilerinize zarar veriyorsa kontrolü en kısa sürede elinize almanız gerekiyor.
İşte kıskançlık nasıl yenilir sorusuna yanıt olacak nitelikte 6 yöntem!
Eğer kıskançlık duygusu yaşıyorsanız, bunu kontrol altına almanın en önemli adımı sebeplerini sorgulamak olacaktır. Bu sebeple, işe kıskançlığınızın kaynağını araştırmakla başlayabilirsiniz.
Örneğin, daha önceki ilişkilerinizden birinde aldatıldıysanız; şu anki partneriniz başka bir kadın ya da erkekle yakın olduğunda onu kıskanıyor olmanız muhtemel. Bunun temel sebebi ise yeniden aldatılacağınıza dair duyduğunuz kaygı ile açıklanır.
Eğer iş ilişkilerinizde çekingen biriyseniz ve kendinizi başarısız hissediyorsanız; iş arkadaşlarınızla olan ilişkinizde kıskançlık duygusu ağır basabilir.
Buna verilebilecek bir diğer örnek ise arkadaşlık ilişkileri. En yakın arkadaşınızı çok sevmenize rağmen onun erkek arkadaşı ya da kız arkadaşı ile olan ilişkisini ve iletişimini kıskanıyorsanız bunun temel sebebi doğru kişiyi bulamayacağınıza ve onlarınki gibi bir ilişki yaşayamayacağınıza dair umutsuzluk olabilir.
Özetle kıskançlığınızın nedenlerini sorgulayarak, bunu önlemeye yönelik neler yapabileceğinizi daha net görebilirsiniz.
Eğer kıskançlık duyduğunuz kişi ile yakın bir iletişiminiz varsa duygularınızı içinizde tutmak kıskançlığınızı azaltmaktan ziyade arttırır. Bu nedenle eğer kıskandığınız kişi aynı zamanda değer verdiğiniz ve size karşı anlayışlı biriyse duygularınızı dile getirebilirsiniz.
Böylece içinizde beslediğiniz ve zamanla büyüyen olumsuz duyguları da silip süpürmüş, yeni bir başlangıç yapmış olursunuz. Özellikle kadın-erkek ilişkilerinde açık davranarak her zaman daha iyi sonuçlar alır ve kendinizi iyi hissedersiniz..
Evet, belki çok istediğiniz karakteristik bir yüze sahip olmayabilirsiniz, bir konuda ne kadar çalışırsanız çalışın başarı elde edemeyebilirsiniz. O çok istediğiniz montu satın alamıyor olabilirsiniz ya da sevdiğiniz kişi size sizin ona baktığınız gözle bakmıyor olabilir.
Peki ama bunlar yüzünden içinizi kıskançlıkla doldurmanın size bir faydası var mı? Bu sorunun yanıtını düşünün.
Eğer cevabınız “hayır” ise size ait olanlarla yetinmeyi bilin ve kendinize sık sık sahip olduklarınızı yeniden hatırlatın.
Nihayetinde kimsenin hayatı mükemmel değil ama herkes bir şekilde mutlu olmaya çalışıyor ve hayat
akıp gidiyor, değil mi?
Hepimiz zaman zaman çeşitli konularda kıskançlık yaşıyoruz. Bunu tümüyle yok etmek mümkün olmasa da kontrol altına alarak size ve başkalarına zarar vermesine engel olabilirsiniz.
Bunun için de yapmanız gereken şey dikkatinizi dağıtmak ve bir süreliğine de olsa duygularınızla hareket etmeyi bırakmak. Anlık olarak kıskançlık hissettiğiniz zamanlarda yalnız başınıza uzun bir yürüyüş e çıkabilir, müzik dinleyebilir, dans edebilir ya da arkadaşlarınızla vakit geçirebilirsiniz.
Böylece o sırada hayatınızın odak noktasında bulunan kıskançlığın yerini bambaşka bir şey almış olacak ve siz de yanlış kararlar vermekten ya da yanlış adımlar atmaktan kendinizi kurtarmış olacaksınız.
Çocukluğundan beri çeşitli dönemlerde çeşitli durumlara ve olaylara karşı kıskançlık yaşamış olan bireyler olarak hepimiz biliyoruz ki; kıskançlık aslında zamanla azalan, geçici bir duygu.
O halde bunun farkında olmanıza rağmen hayatınızın belki de en güzel anlarını karmaşık bir hale getirmenin ne anlamı var?
Kıskançlık hissettiğiniz durumlarda kendinize zaman tanıyın ve bu durumun geçici olduğunu telkin edin. Zaten üzerinden biraz zaman geçtikten sonra değişimi fark edeceksiniz.
Yaşadığınız kıskançlık duygusunu kendi başınıza halledebileceğinizi ve bu durumdan kurtulabileceğinizi düşünüyor olabilirsiniz. Bu mümkün olsa da bazen zorlanabilirsiniz.
Böyle zamanlarda duygularınızı biriyle paylaşmak sizi ciddi anlamda rahatlatacaktır.
Fakat kıskançlık duygusunu dile getirmek her zaman zannedildiği kadar kolay olmayabilir.
Yaşadığınız durumu tanıdığınız birine anlattığınızda sizi yanlış anlayacağından ya da size tepki göstereceğinden korkabilirsiniz.
Özellikle yaşadığınız kıskançlık artık othello sendromu olarak da adlandırılan patolojik bir süreç haline geldiyse; bu durum saplantılı düşüncelere neden olabilir, hatta sizi depresyona sürükleyebilir.
Dip/Not: Güne gelmeyi layık gören bu yazımı seçen seçici kurula teşekkürlerimi sunuyorum ,sevgiler ve saygılar...
Semra EROĞLU Şiirleri sevdiren kadın
YORUMLAR
Kıskançlık ve haset insanı da toplumlarıda içten içe sinsice çürüten duygulardır... Uzak durmak en güzeli... Kutlarım içtenlikle Semra Hanım...
Semra Eroğlu
Semra Eroğlu
Tebrikler Sayın Eroğlu. Kıskançlıkla ilgili detaylı bir analizdi. Katkı kabilinden müsadeniz olursa birkaç not düşmek istiyorum.
İki tür kıskançlık var, ikisi de birbirinden çirkin; toplumun ilerlemesini, insani duyguları, merhamet ve paylaşımı yok ediyor:
- Sadece benim olsun, başka kimsenin olmasın.
- Benim yok, onun da olmasın.
Bir de gıpta vardır. O çok güzeldir. Çünkü toplumu ilerletir, insani duyguları, merhamet, paylaşım ve artı değerlerde yarış gibi güzelliklere vesile olur:
Onun var, benim de olsun.
Selam ve saygıyla.
Semra Eroğlu
Yani insan hep ben odaklıdır ancak bunun aşırısı insanı başka bir aleme taşır kutlarım sizi
Semra Eroğlu
kaleminizi seviyorum
sizi de
gün güzelliğine selam olsun
içten selam sevgimle canım şairem