VESAİRE -Roman -20'NCİ BÖLÜM
20 ’inci bölüm
Asuman Hanım, otobüsten inip evinin yolunu tutarken mahallede karşılaştığı komşularıyla ayak üstü sahbet ettti.sohbet bitiminde komşularına" hayirlı günler" dileyerek evin dış kapısından içeri girdi.bahçede bulunan , Merve Demir kapının pas tutan menteşeleri den çıkan ağlamaklı gıcırtı sesini duyup kapıya doğru yönelip Asuman hanımı karşıladı.
Merve yüzünde gülücüklerle neşe saçıyor "Hoş geldin teyzem, umarım hayırlı haberlerle gelmişsindir."
Asuman Hanım bir bardak su istedi ve Merve hemen getirdi. Asuman Hanım susuzluğunu giderirken düşünceli bir ifadeyle suyu hızlıca bitirdi acı bir yutkunma ve boğazına bir şey takılmış gibi öksürükten sonra "Sırrı hayatımıza girdikten beri, hangi işimiz rast gitti ki, kuzum?"
Merve, olan biteni anlayamamış gibi şaşkın şaşkın Asuman Hanım’ın yüzüne bakakaldı.Yüzündekinyebessum giymiş yerini bembeyaz mermeri andıran görüntü kalmıştı sanki yüzündeki vücudundaki tüm kan çekilmiş buz kesmişti her yanı. Biraz toparlandı ve endişeli bir şekilde sordu, "Hayırdır teyze, Sırrı ne alaka? Hem sen hastaneye gidip Sosyal Yardım ve Dayanışma’nın verdiği yardımı görüşecektin Başhekim ile. İnşallah bir sorun yoktur."
Asuman hanım "Kuzum Sırrı giderken hastane birckarini kapattığını kuruş borç kalmadığını söylemişti onu ödememiş ki ayrıca Dükkan yanil bitti kül oldu ama Sırrı’nın üzerinde dükkan hala göründüğünden sosyal yardım basvurunuzda reddedilmiş simdindimdizlak kalmadık anlayacagin guvendigimiz dağlara kar yağdı ulan Sırrı ulan serefsiz köpek sen ailemize zirlangirsigindennberi nerde yüzümüz güldü ki"dedi
Sırrı, hastane masraflarını ödemediği gibi Asuman Hanım’ın imzaladığı senet de hala geçerliliğini koruyordu. Asuman Hanım bu ağır borcu nasıl ödeyeceği konusunda düşünüyordu. Tek mal varlığı olan evini satıp borcu kapatmayı ve geriye kalan parayla köye yerleşmeyi düşünüyordu. Hem babadan kalma evi tamir ederek geçmişi anmak istiyor, hem de bu olumsuzluklardan kurtulmanın yolunu arıyordu.
Ancak, Asuman Hanım’ın köye yerleşme fikri aklına yatmıştı,yıllar sonra bile olsa Hülya’nın yaşadıkları,tecavüze uğraması,düğünden önce çocuğun varlığı mahalleliye rezil olma korkusu ile hiç olmazsa köyde yeni bir sayfa açıp hayatını rahat huzurlu yaşaya bilirdi.
Asuman Hanım, mahalledeki Rüstem Bey’in yanına gitti ve evini hızla satmak istediğini belirtti. Rüstem Bey, evin konumu ve bina yaşını değerlendirerek "Evin yeri çok güzel ve bina yaşının da orta seviyede olması avantajlı. Neden satmak istiyorsunuz ki Asuman Hanım? Hem bu evi sattıktan sonra benzer bir ev almak size daha pahalıya patlar. İyi düşünüp kararınızı öyle vermelisiniz."dedi.
Asuman Hanım, bir an için duraksadı, ancak borcu ödeme zorunluluğuyla kararından vazgeçmeyeceğini anladı. Mert Doktor ve Buse’den olumlu bir gelişme olmamış, hastane masraflarında indirim yapılmamış ve Sırrı’nın bu durum karşısında onursuz davranışı Asuman Hanım’ı derinden etkilemişti. Onurunun bu kadar zedelendiğini düşünüyor, "Bir hayır vardır" diye teselli buluyordu.
Sonunda, Asuman Hanım Rüstem Bey’den gerekli evrak ve işlemleri hızlıca yapmasını, ilanı hazırlamasını rica etti. Zamanı daralmıştı ve herhangi bir hukuki sıkıntıyla karşılaşmamak için acele etmesi gerekiyordu. Rüstem Bey, işlemleri hızlandırarak Asuman Hanım’ın evini satışa çıkarmak için hazırlıklara başladı.
Hakkı pazar tezgah işini iyiden iyiye kapmış işleride istediği gibi gidiyor her gün yeni çeşit mallarla hemmürün çeşitliliğini hemde piyasada çevre edinmesini sağlıyordu.
Hakkı’nın çalışkanlığı haldeki kabzımalların da dikkatini çekmiş hem efendiligi hemde namislu oluşu Cefer beyin dikkatini çekmiş bir gün mal almaya gelen Hakkı’yi ofisine çağırarak çay içmek istediğini söylemişti.
Hakkı ertesi gün Cafer beyin ofine giderek mahcup bir şekilde "Cafer beyim emret beni cagirmistiniz"
Cafer bey oturduğu makam koltuğundan kalkıp Hakkı’yi samimi bir şekilde karşılamış kahve söyleyerek oturmasını söylemişti.kahvelr geldikten sonra Cafer bey konuya girdi"Hakkı kardeşim senin hakkında ufak bir araştırma yaptım.Memurluk hayatındaki dürüstlüK sana zarar vermiş belli hem hapis hayatı hemde yeniden başlangıç yapmak her yiğidin harcı değil seni uzaktanda izliyorum dürüst,efendi,hak hukuk adamısın sen gibi pırlantaların sayısı insanlık çoğaldıkça azaldı ve sen gibi değerli elaman bulmak inan zorlaştı bizim meslekte de artık baba oğula güvenmez oldu diyeceğim o ki sana ortaklık teklif ediyorum kabul edersen hem pazar tezgahından kurtulursun hemde geliri yüksek bir işin olur hemde ben değerli bir sağ kolum olacak seni kazanırım dedi
Hakkı, Cafer beyin teklifini düşünerek bir an duraksadı. Ortaklık teklifi, onun için yeni bir başlangıç olabilirdi. Pazardaki tezgah işinden kurtulup daha fazla gelir elde etme fırsatı, cazip görünüyordu. Ayrıca, Cafer beyin dürüstlüğüne ve saygılı tavırlarına duyduğu güven, teklifi daha da çekici kılıyordu. Hakkı, teklifi kabul edip etmeme konusunda daha fazla düşünmek istediğini söyledi ve Cafer beyin teklifini değerlendirmek için biraz zaman istedi
Hakkı bir hafta düsündükten sonra Cafer beyin teklifini kabul etti ve şart koştu bu işi bilmediğini gerekli yardım ve desteği en az iki üç ay devammetrirmesininrica etti
Cefer bey Hakkı gibi değerli bir ortak buldugunicin çok keyifli idi artık gozü arkada kalmayacak işyerini gözü arkada kalmadan teslim edeceği bir eleman kazanmıştı
Hakkı, Cafer beyin ortaklık teklifini kabul ettikten sonra hızla işe koyuldu. İşlerin düzgün bir şekilde yürümesi için gerekli planları yapmaya başladı. Çiftçilerden hangi ürünleri alacaklarını, mal alımlarının nasıl gerçekleşeceğini ve hangi tedarikçilerle çalışacaklarını detaylı bir şekilde planladı. Ayrıca, işletme yönetimi, muhasebe, ve personel konularında da düzenlemeler yaptı.
Cafer beyin desteğiyle, işler hızla yoluna girdi ve pazardaki tezgah işinden kurtuldu. Hakkı, yeni işinde başarılı oldu ve kazancını artırdı. Bu başarı, onun için yeni bir hayatın başlangıcıydı
Sırrı ve Hülya nın geçimi her geçen gün zorlasmış fabrikadan aldığı aylık yetmediği gibi fazla mesai yapmasına evin geçimini sağlamaya yetmiyor fazla mesaide kaldığı sürelerde fazla efor sarfettiginden ayağının ağrıları artıyor ağrıları artan Sırrı hastaneye gidiyor iğne ilaç tedavisi yapılıyor bu hal kısır döngüye dönmüştü.
Hülya aile bütcesine katkı sağlamak için evlere temizlige gidiyor aldığı üc beş kuruş ile Naci Mert’in ihtiyaçlarını gideriyordu .
Sırrı çalışmak ile bu işin olmayacağını düşünüp işyeri çıkışında mahallede bulunan lokalde gitmeye başlamış lokalde tanıştığı arkadaş ortamı sayesinde kumara başlamıştı. ilk günlerde iyi hir kazanç elde etmiş ama.sonradan sonraya kumardan kazandigi para dahil aylık maaşıda kaybetmişti.Sırrı yavaş yavaş evdeki eşyaları da satmaya başlamıştı bir gece sabaha karşı geldiği evde Hülya kanepede beklerken uyumuştu.Elindeki kağıdı sehbanın üzerine bıraktı ve yatak odasına uyumaya gitti.Sabah olduğunda Hülya temizliğe gitmeye hazırlanırken sehpa üzerinde yüklü miktarda yazılmış ve Sırrı tarafından imzalanmış senet ile yatak odasına girdi "Hülya: "Sırrı’ya Ahlaksız, şerefsiz adam,Şeref yoksunu 3 yıllık ev kirası kadar bu borç bu neyin imzası ne haltlar yedin sen şerefsiz Eve ekmek getirmiyorsun artık, çalışıyorsun işe gitmiyorsun ne yapmak istiyorsun beni bu rezilliklere şahit olmak için mi getirdin elin memleketlerine " dedi
Sırrı: "Hülya, benim de işlerim.zorlasmaya başladı bacağımın agrisindan dolayı tam anlamıyla çalışamıyorum ne yapacağımı bilmiyorum. Dün bayağı bir miktar kazandım ama o kadar parayı nasıl kaybettim bu seneti ne ara imzaladım bilmiyorum inan ki"dedi
Hülya: "Sırrı, bu şekilde devam edemeyiz.Bu kadar borcun içinde senin keyfine diyecek yok beyefendi kumar masalarında geleceğimizi harcıyor ya ben iki kuruş kazanmak için milletin pisliğini temizliyorum hiç mi yüreğin sızlamıyor hiç mi Allah korkusu yok sende acımıyor şerefsiz haysiyetsiz "dedi
Sırrı Hülya’nın söyledikleri karşısında susmuş kalmış ne diyeceğini bilememiş ti.
Hülya "Neyin susması bu Neyin susması bu şekilde devam edecekse ben bu evlilikte yokum çocuğumla valizimi alır giderim ne halin varsa gör boğul kal bataklığında ahlaksız vicdansız "diyerek temizlik işine gitmek için kapıyı vurdu çıktı evden.
Hakkı ve Cafer beyin işleri çok güzeldi Cafer bey Hakkı’dan çok memnundu ve her yerde Hakkı’yi methediyor" evladım gibi seviyorum" diyordu. Hakkı’ya kasa sorumluluğu da vermiş ve güveni tamdı Bir gün sebze kasalarının arasında kasaların devrilmesi ile Cafer bey içinde meyvelerin oldugu kasaların altında kalmış yaralanarak hastaneye yatırılmıştı. Hakkı Dilhan hanıma durumu bildirmiş Dilhan hanım acil olarak hastaneye gelip Hakkı"dan durum hakkında soru sorup bilgi almak istemiş Cafer Bey’in ameliyata alındığını duyunca oraciga yığılmış kalmıştı.Hakkı hemşireleri çağırıp acil müdahalede bulunmalarını sağlamış kısa surren baygınlık sonrası Dilhan Hanım kendine gelmiş ameliyathane kapısında beklemeye koyulmustu
Hakkı ve Dilhan Hanim hastanede Cafer beyin ameliyatını beklerken, endişeli bir bekleyiş içindeydi.Hakkı olayın nasıl olduğu hastaneye nasıl kim getirdiği ve gelirken hayati durumu gibi sorularla. Dilhan hanımın sorularını yanıtladı.
Birkaç saat sonra doktor geldi vücudunda ki kırik ve başına almış olduğu travma sonrası beyine kan gitmemesi nedeni ile kısmi felç geçirdiğini ameliyatın başarılı geçtiğini söyledi. Hakkı ve Dilhan hanim büyük bir rahatlama yaşayarak sevindilerz Cafer bey sağlığına kavuşması için dua ettiler.
Bir hafta yatış ve müşade sonrasında Cafer bey taburcu edilerek istirahate çekildi.
Hakkı tüm sorumlulik ve İşlerin yönetimini üstlendi ve Cafer beyin yokluğunda işlerin düzgün bir şekilde yürümesini sağladı.
Hastane sürecine yetişemese de de yurt dışında eğitim gören Yıldız Türkiye’ye evde annesi babasını ziyerete gelmişti .
Hakkı resimlerden tanıdığı Yıldiz’ı havaalanindan alarak eve getirdi Cafer bey Yıldız’ın gelisi ile moral buldu.
20’Nci Bölüm Sonu
(20/...)
20 bölüm olarak planladigim roman biraz daha uzatmyacak
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.