- 263 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KABİRE GÖRE DEĞİL HESABA GÖRE YAŞAMAK
Ölmüş olan bir canlıya işkence edilmez diyen bir din, ölmüş olan bir bedene yaratıcı kabirde azap ediyor diyen müntesipler…Sahiden bu çelişkiyi nasıl anlamak ve açıklamak gerekir. Ruh bedene dönmeden o beden acıyı duymayacağına göre, acaba yaratıcı bunu bilmiyor(!) muydu ki, ruhu olmayan bedenlere kabirde azap ediyor. Sahiden bu anlayışlar şahsen benim aklımla alay ediyorlar gibi geliyor bana…
Rahman her şeyden haberdardır. Biz yaratılmışlar, yaratıcıyı kendi ölçeğimizden tanımlamaya çalıştığımızda içinden çıkılmayacak karanlıklar oluşturarak bu karanlıkları insanların din olarak yaşamasını istiyoruz. Aklen karşılığı olmayan bir anlayış Allah’ın gönderdiği din olamaz. Çünkü din aklı olanları sorumlu tutuyor. Aklı kuşatmayan ve insanlarda psikolojik bunalım ve çekilmez ağırlıklar taşıtan din Allah’ın gönderdiği din asla olamaz. Yani yaratılmış kendi ölçeğinden bakarak oluşturduğu yaklaşımları din olarak umumileştirip insanlara alenen sunma hakkına sahip değildir. Benim aklımla dalga geçen anlayışlar benim dini inancım adına bana dayatma yapamaz ve öylesi anlayışları destekleyen ve barındıran organizeli güç, bizden aldığı vergilerle yaşarken bizi ifsat eden bu yaklaşımların yaşam alanlarını genişletemez.
Konunun başına dönersem, ölmüş yerde yatan bir köpek ölüsüne bile işkence ettirmeyen anlayış, nasıl olur da ruh gittikten sonra kabire indirilen bir insanın aynı anda Allah’ın azabı ya da rahmeti ile baş başa kalacağına inanır. Bir bedenin rahmet ya da azabı hissedebilmesi onun canlı olmasına bağlıdır. Canlılığı gitmiş ve bir kemik yığınına dönmüş varlığın duymayacağı bir yöntemle acı ve rahmetle karşılaşacağına inanmak akıldan yoksun olmakla aynı şeydir. İnsanlar yeniden dirilip bedenlerine ruhlar dönünce hesap alanına gidiyorlar. Çünkü ne yapıp ettiğini orada anlayacak ve idrak edecek durumdadır. Oysa tabuta konularak omzumuzda yolculuk yapan bir mevta bizim kendisine ne yaptığımızı bilmezken nasıl olurda toprağın altına girince, Melekler Rabbin kim diye gelip soru sorar. Bu tamamıyla mitolojik bir yaklaşım ürünüdür. Duyan anlayan idrak eden sorgulayan karşılık veren ruhtur. Ruh bedenden ayrılınca beden ruh olmadan bunları cevaplıyor ve orada azap görüyor demek, cansız bir taşın ya da kurumuş ağacın insanla konuştuğunu iddia etmekten farksızdır. İnsan ölü bir bedene kendisini işkence ederken ayıplayıp kınarken, cansız bir bedene yaratıcının azap ettiğini anlatıyor. İnsanda kızaracak ve haya edecek bir yüz olmalı…Kendisine layık görmediğini Allah’a layık görüyor ve Allah’ı sadist bir varlık olarak anlatmaya çalışıyor.
Allah, yargısız infaz memuru değildir. Onun hesabı bizim hesaba benzemez o önce hesaba çeker sonrasında kişinin hak ettiği karşılığı verir. Çünkü o adil ve merhametlidir. Kimseye azap etmez, haksız olarak her şey yerli yerinde onun katında…Allah’ın elçisine ait sözler gibi ortalıkta yayılan ve insanları korkutan din Allah’ın dini değildir. Seçilmiş ve rahmeti hatırlatmak için gelmiş olan bir elçi kulları korkutarak Allah’a çağırmaz. Böylesi bir algı Allah’ın Resulüne atfen söyleniyorsa, bunların Resulullah’a yapılan iftiralar olduğuna inanıyorum…Buradan yola çıkarak bu kısa açıklamalardan sonra şunu gönül huzuruyla söyleyebilirim. Allah hesaba çekecek düzeyde kulları yeniden yaratmadan asla onlara azap etmez. Çünkü beden bir hacim her şeyi anlamlı kılan ruhtur. Ruh olmadan beden sadece uzayda yer kaplayan bir nesnedir. Cehennemi insan ve cin şeytanları dolduracaktır. Dolayısıyla akıl etmeyen canlılar bile hesapla sorumlu değilken nasıl olur da ruhsuz bir beden kabirde azapla karşılaşır.
Bu konuyu fazla uzatmak istemiyorum. Yaratan hesaba çekecek bir yaratılış gerçekleştirmeden hiçbir bedene kabirde azap vermeyeceğine canı gönülden inanıyorum ve insanları hesap gününün hesabını yaparak yaşamaya davet ediyorum…
Rabbimin bana verdiği akıl ve yürek melekelerimi doğru olarak işlettiğim zaman bu sonuçlara ulaşıyorum herkesi idrak sahibi olmaya davet ederek makalemi burada noktalıyorum…Selam saygı muhabbet ve iyilik dileklerimle Kalın sağlıcakla…
Bahadır Hataylı/04.10.2023/17.52/Namazgah/İST
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.