- 409 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ANITKABİR.
ANITKABİR’İ KİM NE ZAMAN YAPTI?
1 Mart 1941 tarihinde Anıtkabir’in yerinin seçilmesi için görevlendirilen komisyon, uluslararası bir yarışma açmış ve bu yarışmaya Türkiye, Almanya, İtalya, Avusturya, İsviçre, Fransa ve Çekoslavakya’dan topam 47 proje katılmıştı. KOnuyu daha başarılı bir şekilde ifade etmeli ve projenin araziye uygunluğu nedeniyle Prof.Dr.Emin Onat ve Doç.Dr.Ahmet Orhan Arda’nın projelerinin uygulanmasına karar verildi. Böylece Anıtkabir, bir çok seçenek olmasına rağmen Türk mimarlar tarafından yapıldı. Yapımına 9 Ekim 1944’te başlanan Anıtkabir, 1 Eylül 1953’te tamamlandı.
ANITKABİR NEDİR?
Anıtkabir, Türkiye’nin başkenti Ankara’nın Çankaya ilçesinde yer alan Mustafa Kemal Atatürk’ün anıt mezarını içeren komplekstir. Emin Onat ile Orhan Arda’nın tasarımı olan yapı kompleksinin 1944’te başlanan inşası 1953’te tamamlanmıştır. Kompleks, anıt mezar binası başta olmak üzere çeşitli yapı ve anıtların yanı sıra Barış Parkı olarak adlandırılan ağaçlık alandan oluşmaktadır.
Atatürk’ün 10 Kasım 1938’deki ölümünün ardından naaşının, Ankara’da bir anıt mezar inşa edilene kadar Ankara Etnografya Müzesi’nde kalacağı açıklandı. Anıt mezarın inşa edileceği yeri belirlemesi amacıyla hükûmet tarafından bir komisyon kuruldu. Hazırlanan rapor doğrultusunda, 17 Ocak 1939’daki Cumhuriyet Halk Partisi Meclis Grubu toplantısında yapının Rasattepe’ye inşa edilmesine karar verildi. Bu kararın ardından ilgili arazide kamulaştırma çalışmaları başlatılırken yapının tasarımının belirlenmesi amacıyla 1 Mart 1941’de uluslararası bir proje yarışması açıldı. 2 Mart 1942’de sona eren yarışma sonrasında yapılan değerlendirmeler sonucunda, Emin Onat ve Orhan Arda’nın projesinin birtakım değişikliklerle uygulanmasına karar verildi ve 9 Ekim 1944’te gerçekleştirilen temel atma töreniyle inşasına başlandı. Dört kısım hâlinde gerçekleştirilen inşaat, yaşanan birtakım sorunlar ve aksaklıklar nedeniyle planlanandan geç olarak Ekim 1953’te tamamlanırken, inşaat devam ederken dahi projede değişiklikler yapılmıştı. 10 Kasım 1953’te gerçekleştirilen bir törenle, Atatürk’ün naaşı buraya nakledildi. 12 Eylül Darbesi’nden sonra Kenan Evren, "Anıtkabir’in Atatürk için yapıldığını, Anıtkabir’in mezarlık olmaması gerektiğini" düşünerek Devlet Mezarlığı Kanunu’nu çıkardı.[1][2] 1973’ten beri İsmet İnönü’nün kabrinin de yer aldığı Anıtkabir’e, 1966’da defnedilen Cemal Gürsel ile 1960-1963 yılları arasında defnedilen on bir kişinin naaşları 1988’de Anıtkabir’den kaldırıldı. İnönü’nün kabri tek istisna olarak Anıtkabir’de bırakıldı.
Kompleksteki ana yapı olan anıt mezar binasının Şeref Holü olarak adlandırılan kısmında Atatürk’ün sembolik bir lahdi yer alırken Atatürk’ün naaşı, bu yapının alt katındaki mezar odasında defnedilmiştir. Komplekse giriş, Aslanlı Yol adı verilen allenin başlangıcından yapılır ve bu yol, törenlerin gerçekleştirildiği dikdörtgen bir meydana ulaşır. Anıt mezar, revaklarla çevrili bu alanın bir kenarında konumlanırken meydanın Aslanlı Yol’un doğrultusundaki diğer kenarında da kompleksten çıkış kısmı yer alır. Aslanlı Yol’un dört köşesi, tören meydanının çıkışı ve meydanın köşeleri olmak üzere komplekste on adet kule, iki heykel grubu ve Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi bulunur. Anıt Bloku olarak adlandırılan tüm bu yapılar, Barış Parkı adı verilen ağaçlık bir alanla çevrilidir. Yapıların betonarme olduğu kompleksteki yapıların yüzeylerinde ve zeminlerinde, farklı tiplerdeki mermer ve travertenler kullanılmıştır. Anıtkabir; kabartma, mozaik, fresk ve oyma tekniğiyle oluşturulan süslemeler içerir. İkinci Ulusal Mimarlık Akımı üslubunda neoklasik olan yapı, günümüzdeki Türkiye topraklarında tarih boyunca hüküm sürmüş Hitit, Yunan, Selçuklu ve Osmanlı kültürlerinden izler taşır.
Anıtkabir’deki tüm hizmet ve işlerin sorumluluğu Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığına aittir ve burada gerçekleştirilecek etkinlikler bir kanunla düzenlenmektedir. Türkiye’deki millî bayramlar ile Atatürk’ün ölüm yıl dönümü olan 10 Kasım günlerinde, hükûmet tarafından Anıtkabir’de resmî anma törenleri gerçekleştirilir. Bunların dışında, devlet protokolüne dâhil kişiler ile diğer gerçek ve tüzel kişi temsilcileri tarafından da törenler düzenlenmektedir. Anıtkabir, yabancı hükûmet yetkililerinin Türkiye’ye düzenlediği resmî ziyaretlerde de zaman zaman uğradığı ve resmî törenlerin gerçekleştirildiği bir yerdir.
ANITKABİR NASIL YAPILDI?
Mustafa Kemal Atatürk’ün 10 Kasım 1938’de, İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’nda ölümünün ardından, defin yeri konusunda basında çeşitli tartışmalar başladı. Hükûmet tarafından 13 Kasım günü yapılan açıklamada, Atatürk için bir anıt mezar yapılıncaya kadar kendisinin naaşının Ankara Etnografya Müzesi’nde kalacağının kararlaştırıldığı bildirildi. 19 Kasım’da Ankara’ya taşınan cenaze, 21 Kasım’da düzenlenen törenle müzeye konuldu.
Anıt mezarın yerinin belirlenmesi amacıyla kurulan komisyon, yabancı mimarlardan oluşan bir heyetin görüşlerini alarak bir rapor oluşturdu. Bakanlar Kurulu 24 Aralık’ta, bu raporun incelenmesi için Cumhuriyet Halk Partisi Meclis Grubuna sevkine karar verdi.3 Ocak 1939’da gerçekleştirilen meclis grubu toplantısında, ilgili raporu incelemekle görevlendirilen 15 kişilik CHP Anıtkabir Parti Grubu Komisyonu kuruldu. Birtakım yerlerde incelemelerde bulunan komisyon, 17 Ocak’taki toplantısında anıt mezarın inşa edileceği yeri Rasattepe olarak belirledi. İlk etapta, anıt mezarın inşa edileceği arazinin bir bölümü özel şahıslara ait olduğundan Haziran 1939 itibarıyla kamulaştırılma çalışmalarına başlandı.
Proje aşaması
Anıtkabir’in inşa edileceği arazinin kamulaştırılmasıyla görevli olan ve Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinden oluşan komisyon 6 Ekim 1939’da, Anıtkabir’in tasarımının belirlenmesi için uluslararası bir proje yarışmasının düzenlenmesine karar verdi.[13] Komisyon tarafından 18 Şubat 1941’de yayımlanan tebliğ ile, 31 Ekim 1941’de sona erecek bir proje yarışması düzenlenmesine karar verildiği bildirildi.[14] Yarışma, değişen maddelerden dolayı şartnamesinin yeniden düzenlenmesi nedeniyle 1 Mart 1941’de başladı. Şartnameye göre en az üç kişiden oluşan jüri, birincilik için hükûmete üç proje önerecek ve hükûmet de bu projelerden birisini seçecekti.[15] Yarışmanın jüri üyelerinin planlanan bitiş tarihi olan Ekim 1941’e kadar belirlenememesinden dolayı 25 Ekim’de yarışma süresi 2 Mart 1942’ye kadar uzatıldı.[16] Yarışma devam ederken Ivar Tengbom, Károly Weichinger ve Paul Bonatz; yarışmanın sona ermesinin ardından ise Arif Hikmet Holtay, Muammer Çavuşoğlu ve Muhlis Sertel, jüri üyesi olarak belirlendi.
Yarışmaya Türkiye’den 25; Almanya’dan 11; İtalya’dan 9; Avusturya, Çekoslovakya, Fransa ve İsviçre’den ise birer adet olmak üzere toplam 49 proje gönderildi. Çeşitli nedenlerle diskalifiye edilen projelerin ardından değerlendirilmeye alınacak 47 proje, 11 Mart 1942’de jüriye teslim edildi. 21 Mart’ta çalışmalarını tamamlayan jüri, değerlendirmelerini içeren raporu Başbakanlığa sundu. Hükûmete önerilen raporda Johannes Krüger, Arnaldo Foschini ve Emin Onat ile Orhan Arda’ya ait projeler seçilmişti.[20] Üç projenin de direkt uygulanmaya uygun olmadıkları, yeniden incelenmeleri ve birtakım değişikliklere gidilmesi gerekliliğinden bahsedilmekteydi. Raporda ayrıca; Hamit Kemali Söylemezoğlu, Kemal Ahmet Arû ile Recai Akçay, Mehmet Ali Handan ile Feridun Akozan, Giovanni Muzio, Roland Rohn ve Giuseppe Vaccaro ile Gino Franzi tarafından oluşturulan projelere de mansiyon ödülü verilmesi önerilmekteydi. Hazırlanan raporun özeti, 23 Mart’ta tebliğ olarak Başbakanlık tarafından kamuoyu ile paylaşıldı.
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün başkanlığında 7 Mayıs’ta toplanan Bakanlar Kurulunda, Onat ile Arda’nın projesi yarışmanın birincisi olarak belirlendi. Yarışma jürisi tarafından önerilen diğer iki proje ikinci kabul edilirken beş projeye ise mansiyon ödülü verildi. Ancak hükûmet, birinci seçtiği proje dâhil hiçbir projenin uygulanmamasına karar vermişti. Hükûmet tarafından 9 Haziran’da yayımladığı bildiri ile bu karar değiştirildi ve Onat ile Arda’nın projesinin birtakım düzenlemeler sonrasında uygulanmasının kararlaştırıldığı duyuruldu. Bu düzenlemeler, proje sahiplerinin de yer alacağı bir heyet tarafından yapılacaktı. 5 Nisan 1943’te Başbakanlık, jürinin eleştirileri doğrultusunda altı ay içerisinde yeni bir proje hazırlamalarını Onat ile Arda’ya tebliğ etti. Mimarların ikinci projeyi sundukları Başbakanlık Anıtkabir Komisyonu, 18 Kasım 1943’te aldığı kararla, mimarların uygun gördükleri düzenlemelerinin ardından projenin uygulanacağını bildirdi. İnşaatın yürütülmesi görevi ise 20 Kasım tarihinde Bayındırlık Bakanlığına verildi. Onat ile Arda’nın bu karar sonrasında yaptıkları değişikliklerle oluşturulan üçüncü proje, 4 Temmuz 1944’te mimarlar ile Bakanlık arasında imzalanan sözleşmeyle birlikte uygulama aşamasına geçildi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.